"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bizim Kudüs”ün yolu nereden geçer?

M. Latif SALİHOĞLU
30 Aralık 2024, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ 30 Aralık 1517

Dünyada İslâm birliğinin mimarlarından olan Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı Ordusu, Kahire’yi aldıktan sonra Filistin’e yöneldi. 30 Aralık 1517’de Kudüs’e girerek burayı yeniden fethetti. Bu mübarek fetih, tam dört asırlık (1517-1917) bir ömür sürdü.

Aşağıda okuyacağınız gibi, Kudüs birkaç kez fethedildi. Hemen her fetih öncesinde, dikkat çeken bir husus var. Oda, Kudüs’ün fethine giden yolun iç barıştan geçtiğini gösteriyor. Hz. Ömer zamanında, Selahaddin-i Eyyübî döneminde ve nihayet Şânlı Osmanlı devrinde de hep aynı durum söz konusu: Önce dahilde birlik-dirlik ruhu sağlanıyor. Ardından Kudüs’ün fethine giden yol açılmaya başlanıyor. İşte, tarihî seyir içinde yaşanan unutulmak vakıalar.

«

İslâm tarihi boyunca defalarca fetih yahut işgal vak’alarına sahne olan Kudüs, en uzun süren huzur ve sükûn devresini 1517–1917 tarihleri arasında yaşadı.

Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye zaferinden sonra Kahire’yi fethederek koca Mısır coğrafyasını Osmanlı idaresine bağlayan Sultan Selim Hân, 1517 yılı sonlarında emir-komutası altındaki ordu ile birlikte Kudüs’e vâsıl oldu.

Kahire gibi burayı da fazla zorlanmadan fetheden Yavuz Selim, Filistin topraklarını bütünüyle Osmanlı idaresine bağladı. Ardından, yine ordunun başında olarak Mekke ve Medine’yi (Harameyn-i Şerifeyn) de içine alan Hicaz Bölgesine doğru menzil almaya başladı.

«

Müslümanlar ve sâir dinlerin mensupları için de mübarek ve mukaddes bir belde olan Kudüs, tarih boyunca defalarca el değiştirme vak’alarına sahne oldu.

Müslümanlar için ilk fetih teşebbüsü Hz. Ebubekir zamanında başladı. Ne var ki, bu fetih ancak Hz. Ömer zamanında tamamlanmış oldu. Tarih 637.

Bu adâletli fetihten sonra, tâ 1099’a kadar Müslümanların idaresinde kalan Kudüs, bu tarihten sonra Haçlıların akınına uğradı. 88 yıl süren Haçlıların yönetiminin ardından, 1187’de bu kez Selâhaddin-i Eyyubî’nin emir ve kumandası altında, Kudüs yeniden Müslümanların hâkimiyetine geçti.

Mısır hükümdarı ile anlaşmaya varan Bizans idaresi, 1243’te burayı tekrar ele geçirdi ise de, işgal kısa sürdü ve Eyyubî kumandanı Necmeddin’in gayretiyle Kudüs tekrar geri alındı.

«

Bir süre sonra, dehşetli Moğol (İlhanlı) tehlikesi ortaya çıktı. Bağdat’taki Abbasî halifesini katleden İlhanlılar (Cengiz’in torunu Hülâgu), ardından Ortadoğu coğrafyasının hemen tamamını kararsız, istikrarsız ve güvensiz bir vaziyete sürüklemiş oldu.

Bu kaotik durum, tâ 1500’lü yılların başlarına kadar devam etti. 1512’de Osmanlı tahtına geçen Sultan Selim, Çaldıran Zaferi’nin ardından, Mercidabık ve Ridaniye muharebelerinde de zafer kazandı. Ardından, hiç zaman kaybetmeden Kahire’ye yöneldi. Uzun ve çetin bir mücadeleden sonra koca Mısır ülkesini, ardından Filistin ile Hicaz Bölgesini de teslim aldı. Böylelikle, geniş İslâm diyârını Osmanlı bayrağı altında olmak üzere bir İslâm birliği idealini teşkil etmeye muvaffak oldu.

«

Aralık 1517’de kat’î şekilde fethedilen Kudüs, tam 400 sene müddetle huzur, sükûn ve barış içinde kaldı.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru (1917-18) Osmanlı’nın bölgedeki mağlûbiyetiyle başlayan mâküs tâlih, adım adım daha da kötüye giderek ta günümüze kadar gelip dayandı.

İslâm gibi, diğer semavî dinlerin de ortak mirası olan Kudüs, uzun yıllardan beri İsrâil’in zulüm ve tahakkümü altında bulunuyor. Bu mukaddes beldenin hürriyetine kavuşması şimdilik meçhulde görünüyor. Şayet, Araplar ve sair Müslüman unsurlar arasında birlik, dirlik, huzur ve barış ruhu tesis edilebilinirse, Kudüs’ün yeniden hürriyetine kavuşması işte o zaman mümkün hale gelir. Böyle bir gelişmenin yaşanmasını ümit ve temenni ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1513
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin Yılmaz

    1.1.2025 01:57:05

    Allah c.c. hayırlara vesile kılar inşaallah, lakin "Herşey güzeldir, ya kendi güzeldir, ya sonuç itibariyle güzeldir". Sadece biz göremiyoruz.

  • S.topuz

    30.12.2024 04:39:27

    "Allahü veliyyüllezîne amenü!" "Allah c.c iman edenlerin dostudur!" "La tehzen, innallahe meana! Üzülme, muhakkak ki Allah (c.c) bizimle BERABERDIR! "Vallahü alâ külli şeyin GADÎR!" "Allah'ın c.c gücü her şeye yeter!" ALLAHÜEKBER, ALLAHÜEKBER! Allah c.c her şeyden ve herkesten daha BÜYÜKTÜR! "Allah'ü yütimmi NURİHİ, velev kerihel KAFİRUN!" "Allah c.c NUR'unu tamamlayacaktır, KÂFİRLER istemese de." اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ اٰخِرِ الزَّمَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ الْمَس۪يحِ الدَّجَّالِ وَ السُّفْيَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنَ الضَّلَالَاتِ وَ الْبِدْعِيَّاتِ وَ الْبَلِيَّاتِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النَّفْسِ الْاَمَّارَةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شُرُورِ النُّفُوسِ الْاَمَّارَاتِ الْفِرْعَوْنِيَّةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النِّسَٓاءِ .. "İnnallahe meassabirîn." Allah c.c Sabreden ve müsbet hareket ederek HAK ve HUKUKUNU MÜDAFAA EDENLERLE BERABERDİR! ZALİMLER ve KATiLLER, MÜNAFIKLAR için yaşasın CEHENNEM!🌷🤲🌷😭🌙☝️🕊🌍🇪🇺🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı