Buradan önce bir hafta süreli Diyarbekir programımız vardı. Oradaki okuma-seminer programıyla ilgili haberi gazetemizden okumuşsunuzdur.

Elaziz programımız devam ediyor: Okuma, ziyaret, sohbet, seminer...

Bu arada, çevrede çeşitli ziyaretler gibi, ayrıca dost ve okuyucularımızla görüşmelerimiz oluyor. 

Gakgoşlar diyârının insanları, hakikaten hoşsohbet kimselerdir. Biz de, yaptığımız ziyaret ve görüşmelerde, hem buradaki mühim tarihî şahsiyetler hakkında, hem de kadim şehir Harput, Elaziz, Keban ile ilgili tarihî ve aktüel bilgilerimizi onlarla paylaşıyoruz ve demli çaylar eşliğinde tatlı tatlı musahabelerde bulunuyoruz.

*

Elaziz’de yakından görüp tanıştığımız çok sayıda isimsiz kahraman var: İhlâs, sabır, sebat, sadâkat kahramanları... İhlâslarına zarar vermemek için, o isimleri burada tadat etmiyoruz.

Bir de, dünden bugüne isim yapmış, büyük hizmetlere imza atmış medar-ı iftihar şahsiyetleri var, bu aziz beldenin. (*)

Meselâ ilk anda hatıra gelen bazı isimleri şu şekilde sıralayabiliriz: 

Harzemşahlardan Harput Emiri Hüsameddin Bey. (1200’lü yıllar)

Çanakkale gazisi Albay İbrahim Hulûsî Yahyagil. (1896-1986: Tevâfuklu rakamlara dikkat.)

Ankara Belediye Başkanlığı da yapmış dünya çapında Mimar Vedat Dalokay. (1927-1991) 

Prof. Dr. Canan Karatay. 

Deprem uzmanı Prof. Naci Görür. 

Ses sanatçısı Fatih Kısaparmak. (**) 

*

Bu yazı vesilesiyle, Elaziz’in duyarlı insanlarına mühim bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: 

Aziz ve kıymetli Elazizliler!

Bu topraklardan çıkmış ve dünya çapında itibar kazanmış olan Prof. Naci Görür ile Prof. Dr. Canan Karatay Hoca gibi değerlerinize lütfen hakkıyla sahip çıkın. Bilhassa halk sağlığı hekimi de olan Canan Hocaya çok büyük saldırılar var. Hakkında açılmış birçok dava var. Onu susturmak isteyenler, genellikle ilâç baronları ile onu kıskanan yüreksiz meslektaşlarıdır. Bilvesile, burada bir teklifte de bulunmuş olalım: Canan Hoca için Elaziz’de bazı etkinlikler yapılsın, onun itibarı için özel programlar düzenlensin. Misal: “Canan Karatay Onur Gecesi” ismiyle özel bir program pekâlâ organize edilebilir.

*

Gelelim Hulusi Yahyagil’e…

Kendisini henüz bir lise talebesi iken gelip ziyaret etme, tanıma şerefine nail oldum.

Elaziz’e hemen her gelişimizde mezarını ziyaret ettiğimiz İbrahim Hulusi Yahyagil, 1896 yılında Ramazanın birinci günü teravih vaktinde Kesrik köyünde dünyaya gözlerini açtı. 1950 yılında albaylıktan emekli olan Yahyagil, 26 Temmuz 1986 tarihinde dünyaya gözlerini kapadı. Ziyarete açık olan türbesi, Harput’taki Meteris Mezarlığı’ndadır.

Hulusi Bey, 1915 Çanakkale Harbi esnasında, tam da Kadir Gecesinde ve henüz 19 yaşında iken yaralanarak gazi oldu. Bu hadiseyi kendisi şöyle anlatır:

Anafartalar Muharebesinde, Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla gazi olduk. Son taarruzda bütün subaylar ve erler abdestli olacaktı. Şayet su bulunmazsa teyemmüm edilecekti. 8 Ağustos 1915’te yüzümden, kolumdan, göğsümden yaralandım. Yaralandığım gece Kadir Gecesiydi. Karadan, denizden top mermileri patlıyordu. Bir top mermisi önümde patladı. İki el ateş ettim. Yanımdaki asteğmen, “Silahla bir kaçını temizleyeyim” dedi. Siperdeyken, düşman cephesinden gelen kurşun sol yanağıma isabet etti. Elimi yüzüme attım, baktım kanıyor. Bir kurşun da köprücük kemiğimi ikiye bölerek kalbime doğru bir buçuk santimetre kadar ilerlemiş. Sol koluma da kurşun isabet etmişti. Artık şuurum tam işlemiyordu. Üstümde yepyeni bir paltom vardı. Kandan, üzerinde elle tutulacak bir yer kalmamıştı. 

Dipnotlar:

(*) Sultan Abdülaziz zamanında kurulun Elaziz’de çok sayıda ziyarete açık türbe var. Harput başta olmak üzere, şehrin muhtelif kabristanında yatan büyük maneviyat erlerinin türbeleri, Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü web sitesinde resimleri ile birlikte yerleri tarif edilmiş.

(**) Bu arada, meşhur sanatçılardan Mustafa Keser, Arif Susam, Erol Köse, Kadir Çöpdemir, Bülent Serttaş, Necati Şaşmaz’ın da Elazizli olduğunu bilvesile belirtmiş olalım.