"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasiden mahrum seçme-seçilme hakkı

M. Latif SALİHOĞLU
05 Aralık 2024, Perşembe
Günün Tarihi: 5 ARALIK 1934

Demokrasi demek, çok partili sistemin işliyor olması demektir. Bir ülkenin parlamentosunda birden çok parti yoksa ve serbest çalışmıyorsa, orada demokrasi yok demektir. Demokrasi yoksa şayet, “seçme ve seçilme hakkı” da kandırmaca bir göstermelikten ibarettir.

İşte, günün tarihi itibariyle bu anlamda tam “göstermelik” bir ucûbe ile karşı karşıyayız. Güyâ, Türkiye’de 5 Aralık 1934 tarihinde “Kadınlara seçme ve seçilme hakkı” tanınmış da, böylesine atılmış müthiş bir adımla Avrupa’daki bazı ülkelerin bile ilerisine geçmişiz…

Hani “Kendi çalıp kendi oynar” diye bir deyim var ya; durum tam da onun gibidir.

Ya hu, bir kere devir “tek parti” devri. İkinci bir partinin değil seçimlere katılmasına, kâğıt üstünde kurulmasına bile tahammül edilmiyor.

Dolayısıyla, erkeklerin bile demokratik anlamda bir “seçme-seçilme hakkı” yok iken, yani, hiç kimsenin ikinci bir partiye oy verme hakkı bulunmuyor iken, acaba kadınların hangi “seçme-seçilme” hakkından söz edilebilir?

O halde bu, kelimenin tam anlamıyla “kandırmaca” bir durumun ifadesi olup “saçma” bir hakkın kâğıt üzerinde yazılmasından ibarettir.

Kaldı ki, daha sonraki yıllarda “Atatürkçülük” adına yapılan darbe ve muhtıralar, kadın-erkek umum seçmenlerin ve hatta bütün bir milletin seçme ve seçilme hakkının süngü zoruyla bir anda berhava edildiğini gösteriyor.

Gelelim, söz konusu hikâyenin gelişme seyrine…

5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa’da yapılan bir kànun değişikliğiyle, Türk kadınlarına sözde milletvekili seçme ve seçilme hakkı   tanınmış oldu. 

Bu arada şunu da hatırlatalım: Millet Meclisi tarafından 3 Nisan 1930’da kabul edilen bir kànunla, kadınların belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmış idi. 26 Ekim 1932’de ise, 

kadınlara muhtar olma ve köy ihtiyar heyeti 

âzalığına seçilme-seçme hakkı tanınmıştı.

Bu yöndeki bir başka kànun değişikliği, 8 Ekim günkü Meclis oturumunda kabul edildi. Yeni kànun, 5 Aralık’ta yürürlüğe girdi: Kadınlar milletvekili olabilir diye.

8 Şubat 1935’te milletvekili genel seçimleri yapıldı. 1 Mart’ta toplanan Meclis’te toplam 18 kadın milletvekili yer aldı. Erkek mebusların sayısı ise 383.

On iki yıldır yapıla geldiği gibi, 1935’te yapılan seçimlere de, yine tek parti, yani bir tek Halk Partisi katıldı. Zaten başka parti yoktu. Çünkü, Türkiye’de demokrasi denen o kıymetli nimet yoktu. 1925 ve 1930’da kurulan göstermelik/muvazaa partileri kısa süre sonra kapatıldı. Öyle ki, mahalli seçimlere bir rahatça katılmalarına izin verilmedi.

Bütün bunlara rağmen, 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmiş olması, adeta demokrasiden de üstün bir gelişme imiş gibi anlatılmaya çalışıldı. 

Gariptir ki, bazı kimseler, günümüzde de ortaya çıkıp, aynı konuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp millete yutturmaya gayret ediyor. Oysa, meselenin mahiyeti, hakikati, yazılan ve görünen yüzünden çok farklıdır.

Dolayısı-yla, 1930’lar Türkiye’sinde erkekler gibi kadınların seçme ve seçilme hakkı da, demokrasi ve temel insan hakları açısından söz konusu değildir.

Bu trajikomik garabet, tâ 1946 seçimlerine kadar devam edegeldi. Avrupa’nın zorlamasıyla çok partili hayata geçildi. Ama, maalesef bu kez başka garabetlere şahit olundu. Meselâ, 1946 seçimlerine birden çok parti iştirak etti. Ne var ki, seçim sistemi “Açık oy, gizli tasnif” şeklinde işletiliyordu. Yani, vatandaş oyunu hangi partiye vereceğini açıktan göstermek durumundaydı. Ama, oyların sayım-döküm işlemine geçildiğinde, o iş tamamen gizli-kapalı bir yöntemle yapılıyordu. Dolayısıyla, 1950’ye kadar dürüst ve nâmuslu bir seçim yapılmadı, yaptırılmadı.

Okunma Sayısı: 306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı