"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur Kur’ân’ın feyzinden fışkırmıştır

Risale-i Nur'dan
05 Aralık 2024, Perşembe
(Dünden devam)

“Mustafa Sungur’un Temyiz Lâyihası”ndan:

İşte böyle zehirli fikirlerle aşılanmış ve böyle tehlikeli, muzır dinsizlerin dersleriyle maneviyatı öldürülmek istenmiş ve hatta o muzır fikirlere kapılarak ve –hâşâ– inanarak, etrafına neşretmeye başlamış bir bîçare insanın, birdenbire Risale-i Nur gibi Kur’ân’ın feyzinden fışkıran, iman ve İslâmiyet hakikatlerini gayet parlak bürhanlar ve harika deliller ile ispat eden ve din-i İslâm’ın daima insanların saadet ve selâmetine vesile sönmez ve söndürülmez bir manevî güneş olduğunu izah eden eşsiz bir nur-u Kur’ân’ın birkaç risalesini okumakla bütün o zehirli fikirlerini atıp imanı elde ederek, duyduğu sonsuz sevinç ve bahtiyarlığı telif ettiği mübarek Nur Risaleleriyle ona kazandıran müşfik ve vefakâr ve hakikî kahraman Üstad Bediüzzaman Hazretlerine arz etmesi; eski gaflet ve dalâlet hayatından kurtulup, iman ve nura kavuştuğunu ve hakikî imanı kazandıran Risale-i Nur’un bu asrın bütün insanları için bir şems-i hidayet ve vesile-i saadet ve onun müellifliğiyle tavzif edilen Üstad-ı Muhteremin bu pek büyük ve yüce imânî hizmetiyle onun bu beşeriyete, hususan ehl-i imana bir lütf-u İlâhî olduğunu hayranlıkla arz etmesi ve yukarıda da arz edildiği veçhile, Kur’ân ve İslâmiyet aleyhindeki dehşetli ve kahhar tecavüzleriyle bu kahraman İslâm milletinin evlâtlarını dinsizliğe teşvik edip, milyonlarla insanların bağlandığı kudsî ve İlâhî İslâmiyet esaslarını yıkmaya ve o milyonlarla insanların ebedî saadetlerini mahvetmeye çalışanları “Gizli Süfyan komitesinin yıkıcılığı ve eziciliği” diye vasıflandırarak, onlara ve onların bu alçak ve kahhar ve zalimâne tahriplerini ve yıkıcılıklarını alkışlayan divanelere binler teessüf ve nefretlerle “Yazıklar olsun!” demesi ve imanında şüpheye düşmüş eski ders arkadaşlarına, “Gelin, hepimiz bu hevaî ve nefsî arzulardan vazgeçelim, hakaik-ı Kur’âniyenin önünde diz çökelim ve bu asrın rehber-i saadeti olan Nur medresesine koşalım, aylarca ve yıllarca alkışlayıp durduğumuz o yalancı sefillerden ve onların hakikat diye gösterdikleri yalanlardan vazgeçip, Bediüzzaman Said Nursî’nin derslerine gönül bağlayıp onu üstad edinelim, zulmetten nura dönelim” diye hitap etmesi, acaba imanından aldığı sevinç ve Kur’ân ve İslâmiyet sevgisinden ve bağlılığından ve milletini pek çok sevip herkesin tahkikî imanı kazanarak sonsuz bir saadete nail olmalarını arzu etmesinden değil midir? Acaba Allah’a intisab edip İslâmiyet’in en âlî bir din ve fazilet ve saadet müjdecisi olduğunu ilân etmek bir cürüm müdür?

Şualar, 14. Şua, s. 584

LÛ­GAT­ÇE:

bürhan: delil.

hakaik-ı Kur’âniye: Kur’ân hakikatleri.

hâşâ: “asla, kat’iyen, hiçbir şekilde” anlamında kullanılan red sözü.

müelliflik: yazarlık.

müşfik: şefkatli.

süfyan: ahirzamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebep olacağı sahih hadislerde bildirilen dehşetli, dinsiz ve münafık şahıs.

şems-i hidayet: hidayet güneşi.

tahkikî iman: imana dair bütün meseleleri inceleyip delilleriyle inanma.

tavzif edilmek: vazifelendirilmek, görevlendirilmek.

zulmet: karanlık.

Okunma Sayısı: 314
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı