...Ve böyle mübarek ve muazzam bir eserin müellifi ve kemâlât-ı insaniyenin zirve-i bâlâsında en yüksek bir mertebe-i iman ve ahlâk ve faziletle mücehhez bir nur abidesini ziyaret ve bu asırda iyilik ve doğrulukla ve sarsılmaz iman ve itikadlarıyla İslâmiyet şerefini ve Kur’ân’ın hakaikını koruyan ve yükselten ve Allah’ın rızasını kazanmaktan başka gayeleri olmayan Risale-i Nur Talebeleri ile iman ve Kur’ân yolunda kardeşlik peyda etmek bir cemiyet kurmak mıdır? Acaba hangi temiz, âdil vicdanlar buna ceza verebilir?
Sayın Hâkimler!
Hakkaniyeti, en yüksek âlimler tarafından tasdik edilen ve en yüksek bir mertebe-i imânî ve aşk-ı İslâmî kazandıran Risale-i Nur, hiç şüphe yoktur ki onun bütün Söz’leri ve Lem’a ve Şuâ’ları Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın birer nuranî tefsiridirler; manevî hastalıkları ve manevî karanlıkları izale eden gayet parlak bir güneştirler.
Risale-i Nur’un müellifliğiyle tavzif edilen Üstadımızın iman ve Kur’ân yolunda geçen ve her türlü zorluk ve sıkıntılara göğüs gererek Kur’ân hakikatlerini neşirle, bu asırdaki, hususan bu mübarek milletin evlâtlarını komünistlik ve her türlü dinsizliğin dehşetli hücumundan kurtarmaya çalışan, temiz ve pürüzsüz hayatının şehadetiyle, o, bu zamanda bu kudsî vazife ile tavzif edilmiş. O, bize –hâşâ– bozgunculuk ve ahlâksızlık dersini vermiyor; belki o, bize nev-i beşer dünyasının en büyük davası ve en mühim meselesi olan imanı kurtarmak dersini veriyor. Yirmi beş-otuz seneden beri yüz binlerle ehl-i imanın Risale-i Nur’la imanlarının kurtulmasına çalışması, bilhassa benim gibi İslâmiyet’ten haberi olmayan bîçarelere en büyük saadet ve hayatın gayesi olan imanı ders vermesiyle, elbette ve elbette, o bize bir lütf-u İlâhîdir.
Onun kudsî hizmet-i imaniye ve vazife-i diniyesini inkârla, bütün bütün hak ve hakikatin aksine, onu hayat-ı içtimaiyeye zararlı görenlere deriz:
Eğer iman ile Allah’a bağlanmak ve dinin evamirine itaat ederek ahlâksızlık ve imansızlık gibi korkunç afetlerden insanları kurtarmak ve İslâmiyet’in daimî saadetiyle onu mes’ud etmek bir cürüm ise, o vakit, “Hayat-ı içtimaiye için zararlıdır” denilebilir. Yoksa, en büyük bir iftiradır ve kat’iyen affedilmez bir cürümdür!
Şualar, 14. Şua, s. 581
LÛGATÇE:
evamir: emirler.
izale etmek: gidermek, ortadan kaldırmak.
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla akılları benzerini yapmaktan aciz bırakan Kur’an-ı Kerim.
zirve-i bâlâ: yüksek makam.