● Ey dîn-i mübîn! Seller gibi akan göz yaşlarımı dindir; zira bütün dertlerin devası imandır, dindir!
● Sözlerin en güzeli sonsuz mânâlarla bezeli, Levh-i Mahfûzda yazılı Kelâm-ı Ezelî…
● Dilden iman inmemişse Kâbe-i kalbe ne takke ne tesbih ne tekke ne Mekke kurtarır!
● Bu ne menem iştir ey müstebit pis ruh-u habis! Zalim, hırsız, yolsuza yol verirsin!
● Haksız, hukuksuz atar masumları zindana vicdansızlar; allak-bullak olur duygular, vicdan sızlar!
● Emeklinin önce gençliğini, sonra demliğini, sonra yemliğini, sonra kimliğini çaldılar!
● Vefâsız önce burun kemiğini aldırdı, sonra omurga estetiği yaptırdı, omurgasız kaldı!
● Mihenge vurmadan hiddetle, “Ne yapıyor şu, âh, âhh, âhhh!” diyenler; akılları başlarına gelince, “Vâh, vââhh, bize yazık oldu eyvâh, eyvââh!” dediler!
● Zâlim kuldan utanmaz, Hak’tan âr etmez; bir parça huzuru yâr etmez; kendisi de bir dirhemlik kâr etmez!
● Özellikle yaşlılara, “Ver parayı bul karoyu!” diyen insan avcılarına dikkat!
● Mide için de evvelâ kudret nârı değil, kudret nûru lâzımdır!
● “İnsan, kötü için de duâ eder!” ona der âyet; zirâ kötü Çin’de değil, insanın içinde!
● Köfteciye yaptığınız teşekkürün onda birini köfteleri veren Mün’im-i Hakikiye yapsaydınız da kula değil Hakka tapsaydınız ya köftehorlar!
● Hakikate hem binek hem semer hem eğeriz; zalime, kaviye değil; yalnız O’ndan yardım ister, yalnız O’na boyun eğeriz!
● Yoksa âyat âyât adalet, hak, hürriyet; yaşanmaya değer mi bu berbat bayat hayat!?
● Neye benzersin ey ahmak; düz okunsan da ters okunsan da sim u zer elbise dokusan da yine insana benzemezsin!
● Namaza durduk koca camide birkaç saf; bir saf bile olamadık el-iz’ân vel-insaf!