"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ehem-mühim sıralaması

M. Latif SALİHOĞLU
04 Aralık 2024, Çarşamba
Hayatta bize çok şey lâzım. Liste uzun.

Ama, bu listede yer alan maddelerin, kalemlerin öncelik sıra-laması çok önemli. Aksi halde trafik karışır, karşımıza aşılmaz bazı zorluklar çıkar, düzenli yürümesi gereken işler karmaşık bir hale gelir. Bu sebeple, yapılacak işlerin, halledilecek meselelerin, düşünülmesi gereken mevzuların, önem ve öncelik sıralamasını doğru şekilde yapmak icap eder. Tâ ki, hayatın sair zorluklarının yanı sıra bir de kendi kendimize zorluk çıkarmak durumuna düşmeyelim.

O halde, hayatın değişik safhalarında ve öncelikli sıralamaya göre bize nelerin lazım olduğuna dair şöyle bir nazar gezdirmeye çalışalım.

İçtimaî hayat gibi geniş dairelere bak-tığımızda, öncelikli değerlerimizin başında “hürriyet”i görüyoruz. O hürriyet ki, kulun kalbindeki-ruhundaki en yüksek değer olan iman ile doğrudan bağlantılıdır.

Demek, hürriyetimizi hiçbir şeye feda etmemeli. Ekmek dahil, hiçbir şeyi ona tercih etmemeli. Şayet bu derece kıymetini bil-mez ve şükrünü edâ etmez isek, o büyük nîmetin elimizden gitmesi kuvvetle muh-temeldir. 

Demek, hem ferdî, hem de içtimaî değerlerimizin başında gelen hürriyete dört elle sarılmamız lazım ki, elimizden uçup gitmesin.

Aynı şekilde cumhuriyet ve demokrasi gibi İslâmiyetle barışık olan sair içtimaî değerlerimize hem sahip çıkmak, hem de alt birimleriyle birlikte canlandırmak, tekâ-mül ettirmek durumundayız. Aksi halde, bunların yerini çok fenâ şeyler alır.

Hukuk sisteminin işleyişi, adalet mekâ-nizmasının hakkıyla çalışması da, insan ve vatandaş olarak bizim için “olmazsa olmaz”lar arasında yer alır.

Adaletin çarkları, hem ferdin hukuku açısından, hem de sosyal hayatın nizamı için kesintisiz bir şekilde çalışması gerekiyor.

Önemli bir nokta da şu: Adalet mekâ-nizmasının hiçbir şekilde siyasetin vesayeti altına girmemesi icap ediyor. Aksi halde, insanlardaki güven duygusu zedelendiği gibi, hayatın hiçbir safhasında huzur ve sükûn sağlanamaz bir hale gelir. Artık gücü yeten yetene olur ki, bu da hayatın azaba dönüşmesi demektir.

Dar dairedeki önceliklere baktığımızda ise, her fert için iman hakikatinin liste başı olması gerektiğini görüyoruz. 

Zira, bir insanın içinde ve kalbinde Allah inancı, Allah korkusu, melâikeye iman ve ahiret itikadı olmazsa, onun vereceği muhtemel zararları hiçbir şekilde durduramaz ve önleyemezsiniz.

Hani denir ya, “Emin olmak için herkesin başına bir bekçi, bir polis dikmek gerekir” diye. Aslında canınızı-malınızı emanet ettiğiniz kimseler için bu da yetmez. 

Zira, o polis de hata yapabilir, size karşı haksız davranabilir, ciddi şekilde zarar da verebilir. Demek, onun da başına bir polis dikmek lazım geliyor. Polise de polis derken, zincirin halkaları uzayıp gider. Ama, yine de ideal olan bir nizamı kuramaz ve kendinizi güven içinde hissedemezsiniz. Şayet kuvvetli iman olmazsa, kimin nesine güveneceksiniz? Adaletine mi, hukukuna mı, memleket idaresine mi? Nesine?

Lakin şu var ki, kalbe yerleşecek olan bir mânevî bekçi, en güvenilir bir dayanak noktası olur. İçinde Allah korkusu olan bir kimse, hem kendini kötülüklerden muha-faza eder, hem de üzerine aldığı vazifenin hakkını vermeye ve bu suretle kazancını helâl ettirmeye çalışır. 

Öncelikler listesine nereden bakılırsa bakılsın, hayatta en büyük hakikatin iman ve ahlâk olduğu görülecektir. O halde, hayatın merkezine iman esaslarını almak en mühim meseledir. İman olmazsa, hiçbir şeyin faydası, hayrı, bereketi olmaz.

İmandan sonra da, şüphesiz namaz ve takvâ esasları gelir. Şayet bunlar olmazsa ve iman bunlarla daimî bir takviye gör-mezse, yani o iman tecdit edilip yenilenmezse, zamanla o da zayıflayıp sönmeye yüz tutar ki, Allah muhafaza. 

*

Elhasıl, imansız amel fayda vermediği gibi, amelsiz imanın da garantisi yoktur.

Okunma Sayısı: 1930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa Said Kara

    5.12.2024 10:25:39

    Evvelini bilmiyordum Latif abi. Tabiki yaptığımız yorumlarda art niyet olursa bu işin ihlası kaçar. Yorum yapan herkes ihlas ile hareket etmeli. Saygı ve nezaket çerçevesini aşmamalı. Gazetemiz bir görüşün inhisarı altında olmamalı. Kazım abiyi savunuyorum diyenler genelde gazetenin tek sesli olmasını istiyorlar ve başka görüşlere hayat hakkı tanımıyorlar. Başka görüşleri sadakatsizlik ve ihanet olarak algılıyorlar. Bu kişiler demokrasiyi savunduklarıbı iddia ediyorlar oysa. Böyle anti demokrat bir tavırla demokrasi savunusu nasıl olabilir?

  • Kadir Akbaş

    4.12.2024 21:25:40

    Vesayet yargısindan kurtuluyoruz derken örgütsel bir yapının kontrolüne girdi yargı. Ondan sizi kurtarıyoruz diyenler bu kez de parti yargısına dönüştürdü Adalet Müessesesini. Adalet Müessesesinin hiç bir maksada alet ve tabi yapılmamasını, aksi halde ağır bir bedel ödeneceğini yaşayarak öğreniyoruz.

  • Latif Salihoğlu

    4.12.2024 21:20:24

    Bera-yı Mazeret: Aziz okuyucular. Kendi köşe yazımın altında yapılan saldırganca, ayrıca yazının konusuyla hiç ilgisi bulunmayan mevzulara çekip tahkir ve tezyif edici yorumlara cevap vermeye mecbur kaldığım için üzgünüm. Urfa'daki işinden dolayı "Fetö darbesi" yiyen Hasan Doğan, mâruz kaldığı muamelenin intikamını kin, hırs ve hınç ile benden almaya çalışıyor. Bunu yılladır yapıyor. İkaz ettim olmadı. Engelledim olmadı. Hiçbir sınır, kural, kaide tanımaksızın saldırmaya devam ediyor. Sizden ricam, onun tarafgirane ve şahsî garazla yaptığı yorumlara itibar etmeyin. Zira, asıl derdi başka. Şayet hakaret etmeden, yazı konusuyla ilgili eleştirilere devam ederse, ben de ona cevap verme gereğini duymayacağımı buradan ifade etmiş olayım.

  • Latif Salihoğlu

    4.12.2024 21:05:15

    Mustafa Said Kara kardeşim. Ben eleştiriye açık bir insanım. Yapılan eleştirilerden kesinlikle gocunmuyorum. Ama, Hasan Doğan isimli şahıs, aylardır hemen bütün mecralarda bana tam tarafgirane bir kin ve garazla türlü hakaretlerde bulunuyor. Beni YK üyelerini zan ve töhmet altında bırakacak ithamlarda bulunuyor. Haddini aşarak, bana şunu yaz, bunu yazma diye emir ve direktif veriyor. Şahsî hesaplarımda mecburen engelledim. Ama işte gördüğümüz gibi, hakaretlerini, karalamalarını, tahkir ve tezyiflerini, üstelik yazı konusuyla hiç ilgisiz bir şekilde burada da kusmaya devam ediyor. Benim tepkim bunadır. Yoksa, normal eleştirilere karşı kati'yyen bir itirazım yoktur ve olamaz. Bilgilerinize...

  • Arda Yıldız

    4.12.2024 19:42:56

    Maalesef bazılarına göre hizmet artık gülen cemaatini savunmak olmuş. Gülencilerin mağduriyeti biterse en büyük hizmet bu olacakmış gibiler. Cansiparane, her şeyimizle gülencileri savunalım istiyorlar. Ben mi yanlış anlıyorum gerçekten hayret ediyorum.

  • Zübeyir

    4.12.2024 19:05:36

    Aşağıda yorum kurallarında şu yazıyor : "Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar... onaylanmaz". Editör olarak açıkça yazara saldıran, hakaret eden yorumları niye yayınlıyorsunuz?

  • Demokrat

    4.12.2024 17:59:33

    'Suç sayılan, Kim neyi,niçin neden,ne zaman,hangi saikle, suç saydığını iyi tahlile ihtiyaç var.

  • Mustafa Said Kara

    4.12.2024 17:53:00

    Latif abinin yayınlanan yorumlardan dolayı yakınmasına katılmıyorum. Herkes fikrini hür bir şekilde ifade edebilmeli. Yazarlarımız da her türlü eleştiriye açık olmalı.

  • Elvan sağkol

    4.12.2024 15:29:03

    Her iki abim ve kardeşim buradaki paylaşımları çok yanlış, Hasan kardeşin bahsettiği cesaret ise hizmete yönelik değil dahilde niza çıkartmaktan başka bir şey değil, Hasan Kardeşim cesaretli olmak suç sayılan şeyleri övmek değil kardeşim.!

  • İ.UÇAR

    4.12.2024 15:02:10

    Kâzım Beyin çıkışını Üstad Bediüzzaman ve Kutlular abinin cesaretlerinin aynı olduğunu iddia etmek, benzetmek beyhude bir çabadır.Bu iddianın mantıklı bir tarafı olmadığı gibi, feraset ve basiretten mahrumdur. Üstad iman ve Kur'an hizmet modelini te'sis etmek için haksızlıklara, zindanlarda yaşamaya maruz kalmıştır.Şeyh Said ve Dersim hadiselerine ise hiç müdahil olmamıştır.Üstadın tarihe geçen kahramanlıklarını anlamaktan uzak bir yorum. Üstadın hizmetinin değerini hafife almak manasına da gelir.Çürük bir iddiadır...

  • İ.UÇAR

    4.12.2024 14:26:05

    " Medenilere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile. değildir." diyen Üstad'ın eserlerini okuyanlar nezeketleri ile bilinir, tanınırlar. H.Dpğan'ın yorumunda ise bu düsturdan eser yok. İkinci husus : Bazı yorumlarıma yer vermiyorsunuz, kimseye hakaret etmediğim halde...Zavallı şu sihirli". demokrasi " kavramı herkes bir tarafından tutmuş kendi tarafına çekiyor.Filin tarifinde olduğu gibi.Yazarının hakkını-hukukunu savunamayan bir gazete benim hakkımı nasıl koruyacak?

  • Mustafa Said Kara

    4.12.2024 13:51:36

    Hasan Doğan, Kazım Güleçyüz ne tür bir cesaret göstermiştir acaba? Gülen gibi ne olduğu meçhul olan biri hakkında X mesajı atmak cesaret midir? Yoksa gereksiz bir mesaj değil midir? Cemaatimizi ne kadar zor durumda bıraktığını dengeli zihinlere havale ediyorum.

  • Abdullah tunç

    4.12.2024 13:43:57

    "Beşinci Esas: Risale-i Nur Şakirtlerinin, mümkün ol duğu kadar,siyasete ve idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak bir düstur-i esasileridir. Çün kü, halisâne hizmet-i kur'aniye, onlara "herşeye bedel" kâfi geliyor. "Şİddetli bir ihtar ile bildim ki, sen ve Ahmed Feyzi, Nurun mesleği olan "Mübareze" etmemek ve ehli dünya ile uğraşma mak ve siyasete girmemek ve yalnız lüzum'i kat'de olduğu za man kısaca müdafaa etmek haricinde..ilaahir. Nurlarla ve Tahiri gibi yeni talebelerle meşgül olmak lazım.İşte önceliğimiz bu kudsi iman hizmetleridir.

  • Said Bey

    4.12.2024 13:32:51

    Hasan Doğan, Sizin derdiniz nedir? Bu yazının Kazım Beyle ne alakası var? Bırakın artık bu şahsın peşinden koşmayı! Cemaate ne kadar zarar verdiğinin farkına varın artık! Risale-i Nurun hukukuna ihanet eden Kazım Beyi Üstad Hazretleri ile kıyaslamaya utanmıyor musunuz!? Üstad şahsi cesaretini kullanmamış talebelerini zora sokmamıştır. Sizler ise bütün cemaati ateşe atan, Üstada ve Risale-i Nura ihanet eden Kazım Bey'in peşinden koşuyorsunuz! Aklınızı başınıza alın yoksa öyle bir tokat yersiniz ki iflah olmazsınız.

  • Latif Salihoğlu

    4.12.2024 13:08:44

    Sn. Hasan Doğan. İktibas ettiğiniz bir mesajımı sizi kast ederek yazmadım gerçi. Ama görüyorum ki, siz tutup üzerinize alarak buraya taşıdınız. Yetmedi, bana bir de hakaret ediyorsunuz. Demek ki, burada artık hakaretler de yayınlanıyor. Talihsizlik. Kem söz sahibine aittir. Kem sözü yayınlayan da onun hissedarıdır. Keşke sağlıklı bir ruh hâline sahip olaydınız da, bazı konuları müzakere edebilseydik...

  • Hüseyin İlhan

    4.12.2024 12:36:57

    (2) Şunu iyi bilsinlerki ne siyonistler,mne emperyualistler,ne komünistle,ne de putperestler ve dahi israiliyat artıkalrı RİSALEİ NUR TALABELERİNİ hususan YENİASYA okuyucusu risalei nur talebelerini asla tefrikte başarılı olamazlar.,Eğer bu daireden şu yada bu diyerek tefrik eden kendini zındıkanın,28 ŞUBAT zalimlerinin,siyonist artıkalrının günah-ı kebirlerinde ortaklıkta bulunurki bende derim'Ey yerlerin ve bütün semavat,alemlerin rabbi olan Allahım,gizli ve açık her olanı,yapılanı ve yapılacak olanı bilen hikmet sahibi malikül mülk sahibi rabbim.Başta beni,nefsimi,ailemi ve bütün nur talebesi kardeşelrimizi,dostlarımızı bu şeytan-ı laine izinde olanalrın şerrinden muhafaza eyle.Bizleri biribirimize sevdir.Bizleri biribirimizi anlamak nimetine erdir.

  • Hüseyin İlhan

    4.12.2024 12:32:43

    YENİASYA Okuyan risalei nur talebeleri hem dar hemde geniş dairedeki cesaretleri,hak,hukuk,adalet ve hürriyet için verdikleri ibret nüma faaliyetleri ile hem zındıkarın hem de ehli imanın kalbini fethetmişlerdir.Tek itiraz eden ise münafıkane davranan zihniyet yani siyasal islamcı tayfası içinde olan bir güruhtur. Bunlar ne risalei nur hakikatlerini oku,anlar ne de cemaatlere,tarikatlere saygı duyar.Günümüzde giderek artan bu sakat fikir sahibi sözde din adamalrı maalesef camilerde güya ümmet-i Muhammed sevgisine cemaat ve tarikatlerin mani olduğunu söyleeyrek cami cemaatini ifsada yelteniyorlar. Risale nur talebesi olan her bir fert işte bu münafıkane davrananların karşısında YENİASYA neşriyatı(Başta gazetemiz,yazarlarımız,sair neşriyatları)ile korkulu rüyaları oluyor ve o nedenle hücum ederek bizleri tefrik etmeye yelteniyorlar.

  • Hasan Doğan

    4.12.2024 11:56:51

    Hapisle imtihân ve inceden inceye mihenge vurulacaksınız! “Birden, bu sabah kalbe ihtar edildi ki: Siz bu şiddetli imtihâna girmek ve inceden inceye sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye mihenge vurmak ve her cihette sizi insafsızca tecrübe etmek ve 'Nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var mı, yok mu?' üç dört eleklerle elenmek; hâlisâne, sırf hak ve hakikat namına olan hizmetinize pek çok lüzumu vardı ki, kader-i İlâhî ve inâyet-i Rabbâniye müsaade ediyor. “Çünkü, böyle meydan-ı imtihânda inatçı ve bahaneci insafsız muarızların karşısında teşhir edilmesinden herkes anladı ki, hiçbir hile, hiçbir enâniyet, hiçbir garaz, hiçbir dünyevî, uhrevî ve şahsî menfaat karışmayarak, tam hâlis, hak ve hakikatten geliyor.” (Şualar, yeni tanzim, s. Şuâlar, s, 814.)

  • Hasan Doğan

    4.12.2024 11:24:43

    İDDİASINI İSPATA DAVET EDİYORSUNUZ HOOP BAŞKA BİR DALA ATLAYIVERİYOR Düpedüz yalan söylüyor. Göz göre göre iftira atıyor. Mesnetsiz iddialarda bulunuyor. Siz onu mertçe ispata davet ediyorsunuz. O ise konuyu değiştiriyor; hop başka bir dala atlayıveriyor. Son çare ENGEL kalıyor. Bayım kimseye iftira atmadım,müzakere oryam8nda sadece fikrimi söylüyorum.Ama görüyorum ki eski Latif Salhoğlu şimdi tekrar olmuş o eski Latif Taş maalesef.Siz cerbeze ettiğiniz için Üstad'ın dediği gibi:"S- O sail-i meçhul, tekrar der: Cerbeze nedir? C- {(*) Bir zaman aşiretlere böyle cevab vermiştim. -Müellif-} Müteferrik büyük işlerde, yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. Cerbezenin şe'ni, bir seyyieyi sünbüllendirerek hasenata galib etmektir."Münazarat...

  • Hasan Doğan

    4.12.2024 07:42:33

    Kazım bey şahsi cesareti için şahs-ı maneviye zarar vermiyor.Hak hukuk adalet ve zulmü dile getirerek tıpkı üstadın ystadin ve sinra zubeyir agabeyin ve kutlulwr agabeyin gosterdigi cesareti gosteriyir,sende o cesaretin binde biri olsa keske...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı