Nisan ayının son haftasını Orta Karadeniz bölgesinde geçirdik.
Haftalar öncesinden planlanmış olan nurlu programlara iştirak ettik. Tatlı bir yorgunlukla, memnuniyetle ve tam bir huzur-u kalp ile bölgedeki turumuzu tamamlamış olduk. Elhamdülillah.
Doğu illerinden hareketle, önce Fatsa’ya gittik. Oradan Samsun’a dönerken, güzergâh üzerindeki Terme-Miliç’e uğradık. Kadim dostlarla hasret giderdik. Samsun’daki gece programına katıldık. Gece geç vakitte ordan Çorum’a doğru yola çıktık. Gece yarısı Çorum’a vasıl olduk.
«
Fatsa ile çok eskiye dayanan tatlı hatıralarımız var. 1986’da Yeni Asya Bürosunun açılışı için gelip bir hafta kadar kalmıştık. Aynı günlerde, şehrin en büyük salonunda Üstad Bediüzzaman’ı anma programı düzenlenmişti. Daha sonraki yıllarda da mükerrer defalar gidip bu şirin beldeyi ziyaret etmişliğimiz var.
İşte, o havalideki arkadaşlarımızla hem bu hatıraları yâd edip hasret giderdik, hem de aktüel hizmetleri birlikte konuşup deruhte etmeye çalıştık.
Temsilci arkadaşlarımızın organize etmiş oldukları nurlu programlara hem Ordu il merkezinden, hem de civardaki sair hizmet mahallerinden iştirak edenler oldu. Lillahilhamd, program gayet feyizli-bereketli geçti. Bilhassa, genç neslin, yeni jenerasyonun ve şehirde yüksek itibar sahibi olmuş genç esnaf kardeşlerimizin Nur hizmetine olan bağlılıkları, sahibiyet duyguları ve merdâne gayretleri, bizde tarifsiz bir sevinç ve sürûr ile memnuniyet hissi uyandırdı. İstikbâle dair ümidimizi pekiştiren bu dinamik tabloya çok nadir yerlerde şahit olduğumuzu burada bilhassa belirtmek isteriz.
«
Samsun’daki programımız, aynı zamanda yeni hizmet binamız olan Yeni Asya Hizmet Merkezinin en geniş salonunda gerçekleştirildi. Gerek merkezden ve gerekse civardaki hizmet mahallerinden yine yoğun bir iştirak vardı.
Burada da yine her yaştan, ama bilhassa genç kardeşlerimizin katılımı ve pür dikkat programı takip etmeleri şevkimize şevk katmış oldu.
Burada da umumî hizmetlerimizi tam ciddiyetle omuzlamış olan fedakâr arkadaşlarımızla kemâl-i muhabbetle kucaklaşarak gece vakti ayrılmak durumunda kaldık. Çünkü, hemen ertesi gün Çorum’da umuma ilân edilmiş olan geniş katılımlı “Bediüzzaman’ı Anma Programı”na erkenden yetişmemiz ve dinlenmiş olarak programa hazırlanmamız gerekiyordu.
«
Çorum şehir merkezine girer girmez, hemen bütün ana arterlerde “Nur’un ilânâtı”na şahit olduk. Hz. Bediüzzaman’ın posterleri ışıl ışıl panolarda arz-ı endâm ediyordu. Çorum şehri, âdeta baştan başa nurlanmış bir halde, bütün vatandaşlar Üstad Bediüzzaman ve davasının tanıtılacağı programa davet ediliyordu.
Tâ haftalar öncesinden yapılan bir hazırlık çalışmasından sonra, şehrin en merkezî noktasında belediyeye ait bir konferans salonu tutulmuş ve bunun her tarafa ilânâtı yapılmıştı. Sadece sivil halk kesimi değil, şehirdeki hemen bütün siyasî parti temsilcileri, STK’lar, medya kuruluşları ile resmî makam sahiplerine de bizzat gidilip tek tek bilgilendirilerek yapılacak olan anma programına davet edilmişler.
Bu arada memnuniyetle gördük ki, emniyet mensupları da üzerine düşen her türlü tedbiri zamanında almışlar ve bunu program sonuna kadar da devam ettirdiler.
«
Tabiî, Çorum’daki arkadaşlarımızın ifa etmiş olduğu bu gayretli çalışmanın neticesi de lillahilhamd bilfiil görüldü. İki saati bulan Bediüzzaman’ı anma programına umumî bir iştirak hasıl oldu.
Aynı şekilde, orada bir umumî memnuniyetin de hasıl olduğunu bilmüşahede görerek, elhamdülillah, biz de aynı hissiyat ile hissedar olduk. Dahası, gerek başka şehirden gelenler ve gerekse uzaktan gelemeyip Çorum’daki programdan haberdar olan başka şehirlerdeki arkadaşlarımızdan da müjdeli haberler aldık. Yani, onlar da şevke gelerek benzer programları organize etme niyetine girdiklerini yansıtmış oldular.
Rabbim, niyet-i halise ile yapılan bu ve benzeri hizmetlerde hayırlı muvaffakiyetler ihsan eylesin ve emeği geçenlerden ebeden razı olsun.