"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müfritane irtibatın bir meyvesi

Mehmet İmamoğlu
30 Nisan 2025, Çarşamba
2000'li yıllarda İstanbul’da bir lisede öğretmen olarak çalışırken, okulumuza İstanbul’un Anadolu yakasından yeni bir öğretmen tayin olmuştu.

Teneffüslerde ben bahçede dolaşmayı sevdiğim için, arkadaşın nöbetçi olduğu zamanlarda uzun sohbetlerimiz olurdu. Zamanla birbirimize ısındık. Teneffüslerde artık birbirimizi arar olmuştuk. Bir gün yine bahçede sohbet ederken yeni doğan bir kız çocuğunun olduğunu ve sürekli ağladığını ve çare bulamadığını söyledi. Ben de bir ilâhiyatçı olarak Cevşen’den bazı bölümleri ve Kur’ân'dan şifa ayetlerini okuyabileceğimi söylediğim de çok hoşuna gitti. Bir akşam okul çıkışı anlaşarak okumak için evine gittik. Okuma işi bittikten sonra beni evime bıraktı. Biiznillah şifa bulduğunu söyledi.

Arkadaşım kısa bir zaman sonra İstanbul'un başka bir ilçesine idareci olarak atandı. Tabiî ben irtibatı kesmedim orada ara ziyaret ettim. Yeni Asya gazetesini almaya başladı. Hatta gazeteyi okula getirtiyordu. Bu arada Risale-i Nur derslerine davet ettim. Ben de ara sıra onunla buluştum ve derslere iştirak ettik. Kısa zamanda iyi mesafe kat ediyordu. Bu arada ikinci bir tayini çıktı. Yine İstanbul'un bir ilçesindeki bir liseye müdür olarak atandı. Ben yine irtibatı kesmedim. Müdür olunca daha uzun zamanı oluyordu. Özellikle Cuma namazından sonra daha çok sohbet imkânı buluyorduk. İyice samimi olmuştuk. Telefonla da sıkça görüşüyorduk.

O dönemlerde hemşehrilerimizle başlattığımız ev dersleri vardı. İki veya üç defa onun evine de misafir olup sohbet ettik. Risale-i Nura karşı özellikle Üstadın hayatı çok hoşuna gidiyordu. Özellikle onun maaş ve makam kabul etmemesi ve cesareti... Bir süre sonra Barla'ya gitmek istedi. Beraberce Barla’ya da gittik. Üstadın yaşadığı mekânları görmekten de çok etkilendi.

Bir gün kız çocuklarından biri "Baba ben Kur’ân öğrenmek istiyorum" demiş. Bu konuyu bana söylediğinde ben de "Ben bunun için gelebilirim, Kur'ân okumayı öğretebilirim" dedim. Hatta Elif cüzünü alıp kendisine götürdüm. Tam Kur’ân öğretimine başlama zamanını ayarlayacağımız zaman diliminde bir gün telefonla konuşurken "Bu ara bazı sıkıntılarım var, bir müddet görüşmeyelim" dedi. Buna çok üzülmüş ve bir anlam verememiştim. Her şeye rağmen ben bu arkadaşımı ciddî seviyordum. Görüşme anlamındaki irtibatı kessek de kalbimde bir his onunla yeniden görüşebileceğimi söylüyordu. Beş altı yıl böyle geçti. Bir gün telefonum çaldı. Baktım o arkadaşım arıyor. Yanlışlıkla aradığını söylese de kısa bir konuşmamız oldu. Bu sene Ramazan Bayramında arkadaşlarımla bayramlaşırken içimden bir his "O arkadaşını da ara" dedi. Bu hisse uyarak onu arayarak bayramlaştım. Çok memnun oldu. Bana ‘Hocam sen bana çok dua ediyorsun’ dedi. 

Evet kayıp bir dostuma kavuştuğum için çok memnun oldum. Bu dostumun kalbini çeviren Allah’a şükürler olsun. Daha çok insanları kazanmaya ihtiyacımız var. Cenab-ı Allah yardımcımız olsun.

Okunma Sayısı: 248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı