Nice insanlar vardır kendilerince bir atımlık olduklarını düşündükleri umutlarını yitirmiş veya yitirmek üzeredirler ve nice insanlar vardır son baharlarındaki baharlarının zemheriye dönmesinden de beter bir ruh hali içindedirler.
İşte o zaman sebepler dairesinde onlara önereceğiniz çok az şey vardır. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerler. “Üzülme!” demenin hakaret etmek anlamına geldiği, “Bu da geçer” demenin ne anlama geldiğinin tam olarak algılanmadığı, kalabalıklar içinde kişinin kendini yalnız, çaresiz, korunmasız, unutulmuş ve dışlanmış hissettiği anlar; tünelin sonunda ışığın görünmediği, dileklerin karşılık bulmadığı, isyanın eşiğine, hayatın anlamsızlığına(!) ve ölümün eşiğine gidip gidip gelindiği anlar…
İşte tam da o an öyle bir terapi şekli vardır ki, diğer tüm terapi şekillerini ve ibadetleri içine alan ve hepsinden bir nebze içinde barındıran…
Kimsesiz olunmadığını, her hal ve durumda bizi duyan birinin olduğunu ve çekilen hiçbir sıkıntının karşılıksız ve gereksiz olmadığını bize hatırlatan…
İçinde duanın, tevazunun, güvenin, samimiyetin ve belki de hepsinden öte biz ne yaşarsak yaşayalım, ne kadar sıkıntı içinde olursak olalım, bizi koruyan, kollayan birinin olduğu ve asla yalnız olmadığımızı bize hatırlatan…
Dahası hangi terapi şekli düzenli olarak günde beş kez ve her gün tekrarlanır? Ve hangi terapist günde en az beş kez hastasını rehabilite etmek için her hangi bir ücret istemeden uğraşır ve hatta ne zaman istersen gece-gündüz özel seans yapabiliriz güvenini hastasına verir? İşte bu terapinin adıdır namaz.
Bütün ibadetleri kendi içinde barındıran müstesna bir ibadetin adıdır namaz ve bu anlamda namaz entelektüel bir faaliyet değil, bir ibadettir. Ama benin namazla ilgili özellikle altını çizmek istediğim husus, namazın aynı zamanda bir terapi şekli olduğudur. Bizim inancımızda ibadetler hikmeti için değil illeti için yapılır. Namazın illeti de diğer tüm ibadetlerde olduğu gibi Allah’ın (cc) emri olmasından kaynaklanmaktadır.
Allah-insan ilişkisinin zirvesi olan namaz o kadar önemlidir ki, sadece normal zamanlarda değil olağanüstü zamanlarda da bu ilişki türü mutlaka sürdürülmeli ve kul Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olduğunu göstermelidir.
Namaz, kendisini hakkıyla ikame edenleri elbette ki fısktan, fücurdan, stresten, anksiyeteden, depresyondan ve diğer tüm manevî hastalıklardan koruyacaktır.
Tüm bu sebeplerden dolayı namaz rehabilite edici tedavi yöntemlerinden biridir. Çünkü namaz kılan kişi kendini yalnız ve çaresiz hissetmez. Namazı hakkını vererek kılan bir toplum huzurlu, mutlu ve ruhsal sağlığı yerinde olan bir toplumdur.
…