Mukaddes kitabımızın Rabbimizden Peygamberimize (asm) Kadir Gecesinde indirilmiş olması sebebiyle, bu geceyi içinde saklayan Ramazan’a “Kur’ân ayı” diyoruz. Onun için Ramazan’da en çok Kur’ân okunur, mukabeleler tertiplenir, hatimler indirilir.
Okunan her bir Kur’ân harfi için bin, Cuma geceleri binler ve Kadir Gecesinde otuz bin sevap verileceği müjdesi, mü’minleri bu yoğun okumalara teşvik eden en önemli saiklerden biri.
Dolayısıyla, Kur’ân’ı ne kadar fazla okursak, manevî kazancımız da o derece yüksek olacak.
Ancak Kur’ân’ın metnini okurken, manasını izah eden tefsirleri, özellikle Risale-i Nur’u okumaya da ayrı bir itina göstermemiz gerekiyor.
Bu bağlamda, Kur’ân’ın bu çağa hitap eden orijinal tefsiri olarak Risale-i Nur’daki birçok önemli bahsin Ramazan’da yazılmış olması, ayrıca üzerinde durulması gereken ilginç bir nokta.
İşte Ramazan’da telif edilen risaleler:
* Barla’da yazılanlar: Ramazan Risalesi, Otuz İkinci Söz’ün Birinci Mevkıfı, Yirmi Sekizinci Mektubun Yedinci Meselesi, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Üçüncü ve Beşinci Kısımları, On Dördüncü Söz’ün (deprem hakkındaki) zeyli.
* Eskişehir hapsinde yazılanlar: Otuzuncu Lem’a’nın Üçüncü Nüktesi, Birinci Şua.
* Kastamonu’da yazılanlar: Âyetü’l-Kübra, Sekizinci Şua ve gençliğin iffet ve istikamet dairesinde muhafazasına dair bahis başta olmak üzere Kastamonu Lâhikası’ndaki bazı mühim mektuplar, Hizbü’n-Nuriye Risalesi.
* Denizli’de yazılanlar: Hapishane mektupları.
* Emirdağ’da yazılanlar: Meyve Risalesi’nin Onuncu Meselesi olan Emirdağ Çiçeği, Hizbü’n-Nuriye’nin özeti olan Hulâsatü’l-Hulâsa, Münâcâtü’l-Kur’ân, Leyle-i Kadir’de ihtar edilen bir mesele-i mühimme, Hutbe-i Şamiye’nin Türkçesi, Yirmi Dokuzuncu Lem’a’nın İkinci Babı.
* Afyon’da yazılanlar: On Beşinci Şua’nın (ElHüccetü’z-Zehra) İkinci Kısmı ve mektuplar.
* İstanbul’da yazılan: Lemaat.
Görüldüğü gibi, bu listede yer alan bahislerin çoğu, iman, tevhid ve tefekkür ağırlıklı. Ama çok önemli içtimaî tahliller ihtiva eden bazı eserler de Ramazan’ın mahsulü.
Ve risaleler bir bütündür; Üstadın ifade ettiği gibi, her birinin kendi sahasında riyaseti var ve biri diğerine tercih edilmez.
Bütün bunları hatırımızda tutarak, bu ayda telif edilmiş risaleleri Ramazan atmosferinde, yazıldıkları şartları düşünüp hissetmeye çalışarak okumanın ayrı bir letafeti olsa gerek.