Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah huzurunda eğilenlerle beraber siz de rükûa varın. (Bakara Sûresi: 43)
***
“Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nisbet ve ulvî bir münasebet ve nezih bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezb etmek namazın şe’nindendir. [...] Namaz, Hâlık-ı Zülcelâl tarafından, her yirmi dört saat zarfında, tayin edilen vakitlerde manevî huzuruna yapılan bir davettir.”
“Namaz, ‘ımâdü’d-dîn’, yani ‘dinin direği ve kıvamı’ olduğu gibi; zekât da İslâm’ın kantarası, yani köprüsüdür. Demek, birisi dini, diğeri asayişi muhafaza eden İlâhî iki esastırlar. Bunun için birbiriyle bağlanmışlardır.”
(İşârâtü’l-İ’caz, Bakara Suresi: 3)
***
Cevşenü’l-Kebîr Türkçe Meâli
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
- Ey kalplerde îman nûrunu yakan ve kullarına huzur ve güven veren Mü’min,
- Ey bütün varlıkları ilim ve kontrolü altında tutan Müheymin,
- Ey bütün mahlûkâtı yoktan meydana getiren Mükevvin,
- Ey bütün yaratıklarına dünyadaki vazifelerini öğretip telkin eden Mülakkin,
- Ey kulları için açıklanması gereken her şeyi beyân eden Mübeyyin,
- Ey musîbetleri hafifleten ve zorlukları kolaylaştıran Mühevvin,
- Ey her şeyi münâsip şekilde süsleyen Müzeyyin,
- Ey dilediğini yücelten ve kullarına büyüklüğünü gösteren Muazzım,
- Ey muhtaçların yardımına koşan Muavvin,
- Ey her şeyi çeşit çeşit renklerle bezeyen Mülevvin,
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden başka İlâh yok ki bize imdat etsin. Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.