Vefatının 65. yıldönümü münasebetiyle, “Mevtim [ölümüm], hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” diyen muazzez Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’yi bir kere daha rahmetle yâd ederken, Yeni Asya olarak 23 Mart’ta yine özel bir sayı ile karşınızda olacağız.
“Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur” diyerek 82 yıllık ömrünü, dünya zevki namına birşey tanımadan, iman ve Kur’ân davasına adayan Bediüzzaman Hazretleri, yaşadığı dönemde birçok zorlukla karşılaşmıştır. Devrin muktedirleri onu anlayamadığı gibi, zamanın pek çok âlimi de onun büyüklüğünü ve mesajını tam olarak idrak edememiştir.
Vatan müdafaasında at sırtında cepheye koşan, idam sehpalarının gölgesinde “Zalimler için yaşasın Cehennem” diye haykıran Bediüzzaman, tek parti döneminde 28 yıl boyunca tarassutlar, sürgünler ve hapislerle ağır imtihanlara maruz kalmıştır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, bu süreçte asrın tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı’nı telif ederek iman hakikatlerini insanlığa sunmuştur.

Eğitimde Medresetüzzehra Modeli
Bediüzzaman’ın en büyük ideallerinden biri, doğuda Van, Bitlis ve Diyarbakır üçgeninde kurulmasını arzu ettiği Medresetüzzehra isimli eğitim projesidir. Bu medresede dinî ilimler ile fen bilimlerinin birlikte okutulmasını ve eğitim dilinin Türkçe, Arapça ve Kürtçe olmasını tavsiye ve teklif etmiştir. Ona göre, cehaletle mücadele ancak ilimle mümkündür ve din ile fen ilimlerinin birleşmesiyle İslâm dünyası medeniyet yarışına katılabilir.

Hürriyet, İman ve İttihad-ı İslâm
Doğu Anadolu’da aşiretleri dolaşarak Meşrutiyet’in güzelliklerini anlatan ve hürriyetin imanın bir gereği olduğunu vurgulayan Bediüzzaman, Müslüman toplumlar için en önemli vazifelerden birinin İttihad-ı İslâm (İslâm birliği) olduğunu ifade etmiştir.
İttihad-ı İslâm’ı saadetli bir saraya benzeterek, bu birliğin inşasında en büyük adımın iman hakikatleri etrafında birleşmek olduğunu belirtmiştir. Türk-Kürt kardeşliğini de bu birlik yolunda önemli bir eşik olarak gören Said Nursî, şu tespitleri yapmıştır:
“Benim hemşehrim olan Kürtler, Risale-i Nur’un mahiyetini anlayıp tam sahip çıktıklarında büyük muvaffakiyet olacak, İttihad-ı İslâm’ın tesisine vesile olacaklardır.”
Bir başka hatırada ise, Muhsin Alev’in aktarımıyla bu kardeşliği şu şekilde ifade etmiştir: “Eğer Kürtler İslâm milliyetini esas alarak hareket ederlerse, bölücü bir unsur olmak yerine, İttihad-ı İslâm’a vesile olacaklardır.”

İman Hakikati ve Çağımızın Problemleri
Bediüzzaman, “Devletler ve milletler arasındaki savaşlar, yerini insanlık sınıfları arasındaki mücadelelere bırakıyor” diyerek mücadelenin artık adalet-zulüm, hürriyet-istibdat, hidayet-dalâlet taraftarları arasında geçtiğini vurgulamıştır. Bugün insanlığın yaşadığı krizlerin temel kaynağının imansızlık cereyanları olduğuna dikkat çeken Bediüzzaman, bütün mesaisini iman hakikatleri üzerine yoğunlaştırmıştır.
Ona göre, toplum mühendisliklerinin çatışmacı ve ayrıştırıcı fikirleri, ancak insanlığın manevî krizlerinin çözülmesiyle tarihe gömülebilir. Bu sebeple, onun Medeniyet Projesi olarak tanımlanabilecek Medresetüzzehra, hürriyet manifestosu sayılabilecek Münazarat ve İslâm dünyasının gelecek tasavvurunu ortaya koyan Hutbe-i Şamiye isimli eserleri, insanlığın geleceğini aydınlatan iman eksenli reçeteler sunmaktadır.
*
Siz de Destek Olabilirsiniz!
Bu yıl da, 23 Mart Özel Sayımızda, Bediüzzaman’ın hayatını adadığı davasından önemli kesitler sunmaya çalıştık. Daha geniş kitlelere ulaşabilmek adına sizlerin de katkı ve desteklerini bekliyoruz.
Taleplerinizi en geç 21 Mart Cuma günü saat 11:00’e kadar aşağıdaki iletişim kanallarından iletebilirsiniz:
Telefon & WhatsApp: +90 545 344 68 56
Hayırlı ve bereketli haftalar dileriz.