İbadet yapmanın en önemli hikmeti emirdir. Yani Allah’ın emretmiş olmasıdır. Gâyesi Allah’ın rızâsını kazanmaktır.
Bundan başka, ibadetlerin kendi yapısına, özelliğine, türüne ve niteliğine göre elbet hikmetleri de vardır.
Risale-i Nur’da Ramazan’da oruç tutmanın hikmetlerine, “O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık deliller taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir.” ayetinin tefsiri niteliğinde özel bir risale tahsis edilerek yer verilmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Ramazan-ı Şerifteki orucun, İslâmiyet’in beş şartından birincisi olduğunu ve İslâm şeâirinin en büyüğü bulunduğunu bildirmiş; bu ayda oruç tutmanın çok hikmetlerinden başlıcalarını şöyle zikretmiştir:
1) Ramazanda oruç tutmakla insan Cenab-ı Hakkın terbiye edicilik sıfatını tanır ve bizi Allah’ın büyük bir disiplinle terbiye altına aldığını bilir.
2) Ramazandaki oruçla tok açın hâlini, zengin fakirin hâlini, üst sınıf alt sınıfın hâlini anlar. Toplumda her bir sınıf birbirine yardımcı olmaya ve el uzatmaya hazır bir maneviyat kazanır. Büyüklerin küçüklere, zenginlerin fakirlere, yüksek sınıfların alt sınıflara eğilmesi ve el uzatması neticesinde ise, sosyal hayatta maddî -manevî düzen ve âhenk sağlanır, toplum barışı temin edilir, toplum fertleri arasındaki uçurumlar ortadan kalkar.
3) Ramazandaki oruçla insan kendi dünyasında iç huzur ve saadete kavuşur. Günahlardan arınır ve ruh terbiyesine ulaşır.
4) Ramazan’daki oruçla insan, baş düşmanı olan nefsini terbiye eder, ıslah eder ve iyi ahlâka yönlendirir. (Devamı yarın)