"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kırmızı reçeteli ağrı kesici

İbrahim Aktaşcı
15 Kasım 2024, Cuma
Vaktiyle, memleketin birinde, ihtiyar bir kadın çarşıda aile doktoruyla karşılaşır.

Biraz hoşbeşten sonra doktor, yaşlı kadına; “Eşiniz Beyefendi iyilerdir inşallah” der. “Artık terapilere de gelmiyor. Tırnak yeme rahatsızlığı geçmiştir umarım.”

Kadın, “geçti geçti” diye cevaplar. Doktor yine sorar: “Bu kadar kısa sürede demek. Oysa rahatsızlığı çok ciddi bir seviyede görünüyordu. Söyleyin, nasıl oldu bu?”

İhtiyar kadın hava atarcasına cevap verir: “Tırnaklarını yemesin diye takma dişlerini sakladım, vermiyorum…”

Bugünkü köşe yazımız, masumların dişiyle tırnağıyla uğraşan hâkimlerimiz hakkında olacak.

Ülkemizin Sulh Ceza Hâkimleri son günlerde fazla mesai yapıyorlar. Her yeni güne yeni bir tutuklama haberi ile uyanıyoruz. Bir tutuklama kararına bir de kanuna bakıyoruz ve her makul hukukçu gibi bizim de nutkumuz tutuluyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tutuklama tedbiri bir tür koruma tedbiridir ve aslında yalnızca istisnaî durumlarda uygulanması lazımdır. Ancak öyle olmuyor. Kırmızı reçeteyle uygulanması gereken tutuklama tedbiri, bu günlerde maznunlara harc-ı âlem “ağrı kesici” gibi dağıtılıyor ve hatta dayatılıyor.

Kanuna göre, sanık kaçmayacak ya da delilleri karartamayacaksa ve suç şüphesi de kuvvetli değilse davası görülene ve ceza alırsa kararı kesinleşinceye kadar serbest kalmalıdır. Zira aslolan masumiyettir.

Tutuklama tedbirinin uygulanmasındaki maslahat ise şudur:

“Sanığı yargılayıp suçluysa cezasını kesene ve kesinleştirene kadar içeride tutalım ki delilleri karartamasın ve yargılanmasını etkileyemesin. Ve elbette bir de cezadan kaçamasın, çünkü kaçarsa ileride suçu sabit bulunsa ve ceza alsa bile bu ceza kâğıt üzerinde kalmış olur.”

Katalog suçlar da denilen ve kanunda listelenmiş olan bazı suçlarda failin kaçma ve delilleri karartma şüphesi kendiliğinden gerçekleşmiş sayılır ama yukarıdaki ana kural yine geçerlidir.

Peki, tutuklama kararı verilirken bu kurallara uyuluyor mu?

Ne yazık ki hayır. Hâkimlerimiz, bilhassa “nitelikli olaylarda” tutuklama kararını bir koruma tedbirinden ziyade bir cezalandırma aracı olarak görüyorlar. (Nitelikli olay derken ne demek istediğimizi anladınız!).

Kaçma ve delilleri karartma tehlikesini tutuklamadan başka tedbirlerle izale etmek ve mâni olmak mümkünken, hâkimlerimiz en ağır tedbir olan tutuklama kararını gözlerini kırpmadan veriyorlar. Hele siyasî içerikli suç isnadlarında…

“Tırnaklarını yemesin”, yani “kaçmasını engelleyelim” dediği sanığın takma dişlerine el koyan hâkim, bu kararı verirken, “sanık konuşmasın, yemesin-içmesin ve başkalarına da ibret olsun” istiyor. Yani tutuklama kararı ile bir yandan -kendince- kanunî ya da siyasî maslâhatı sağlarken, bir yandan da aşamalar geçilip yargılama bitip suçluluk kesinleşmeden sanığı cezalandırıyor. Üstelik hakkı ve vazifesi olmadığı hâlde.

Unutmayalım; “ülkemizin bekası” için dişsizliğin artması işsizliğin artmasından çok daha tehlikeli.

Kanunları az çok bilen ve yanlışın farkında olan hukukçular, Kâzım Güleçyüz’ün tutuklanmasını da böyle görüyorlar. Bu yanlıştan bir an önce dönmek gerek. Hukuk devleti olmaktan uzaklaşmak bize hayır getirmeyecek. Çünkü hâl-i hazırda; ehl-i vicdanın, Avrupa’nın ve AİHM’in gözünde bir “dişsizler ülkesi” hâline geldik.

Okunma Sayısı: 1814
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yahya Yıldız-2

    16.11.2024 10:52:29

    …Ve sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükümeti bizimle vatana ve millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan zındıklar ve münafıklar, istibdad-ı mutlaka "cumhuriyet" nâmı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka "medeniyet" ismi vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye "kanun" ismini takmakla hem sizi iğfal, hem hükümeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar….

  • Yahya Yıldız-1

    16.11.2024 10:51:52

    Dost Kara günde belli olur atasözünde belirttiği gibi, Üstadın risalelerde belirttiği gibi “Kanun namına açıkça kanunsuzluk yapıldığı bir dönemde, sizler gibi, haysiyetli, şerefli seslere son derece ihtiyaç olan bir dönemden geçiyoruz…Ne mutlu bu hukuksuzluğa karşı hukuk ve adaleti savunan bahtiyar hukukçu Nur talebelerine,,,

  • S.topuz

    16.11.2024 03:03:14

    "Menfaatı esas tutan siyaset canavardır Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen; merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 707, 😢🙌🌹🙌🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🕋🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • H.Osman

    15.11.2024 19:30:27

    İbrahim Bey Allah yar ve yardımcınız olsun.

  • H.Osman

    15.11.2024 19:29:45

    Haydo ve Haydar Ağa dememek için gerçekçi, akılcı ve hürriyetçi olmak gerekir. Bediüzzaman bunun için hürriyetçidir ve “hürriyet fedaisidir.” Hürriyeti ders verir ve “Hürriyet Rahman ve Rahim isminin tecellisi ve ihsanı ve imanın da hassasıdır” buyurur. (Münazarat, s.24.)

  • H.Osman

    15.11.2024 19:29:07

    "Elhasıl: Hükümete hücum edenler, bazıları “Haydo, Haydo” derlerdi, bazıları “Haydar Ağa, Haydar Ağa” derlerdi; ben “Haydar” derdim, şimdide “Haydar” diyorum vesselâm... " Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, s. 123

  • H.Osman

    15.11.2024 19:05:37

    "Cemaatlere çocuğumu göndermiyeyim..." algısı çok çok eskiden beri var yeni değil.

  • A. AYDIN

    15.11.2024 18:01:12

    Allah razı olsun! Böyle bilgilendirin bizi kardeşim!

  • Ömer

    15.11.2024 17:33:07

    Kanunları az çok bilen ve yanlışın farkında olan hukukçular, Kâzım Güleçyüz’ün tutuklanmasını da böyle görüyorlar. Bu yanlıştan bir an önce dönmek gerek. Hukuk devleti olmaktan uzaklaşmak bize hayır getirmeyecek. Çünkü hâl-i hazırda; ehl-i vicdanın, Avrupa’nın ve AİHM’in gözünde bir “dişsizler ülkesi” hâline geldik.İşte bazılarınında algısı böyle. Şaşırdıkmı? Kaleminize sağlık tebrikler hukukçu kardeşim, algılara kapılmadan hak ve adaleti, hukuku anlatmaya, yazmaya devam.👏👏👏🌅

  • metin tezcan

    15.11.2024 14:45:32

    öyle görünüyor ki bu çeşmenin suyu;Müslüman a haram(çünki,hakkı,hukuku,demokrasiyi,insanlık haklarını hak etmiyoruz,amma haksızlık karşısında susan dilsiz...ikazından da pek sakınmıyoruz...)Gayr ı Müslüm e helal... Ölümde,cenazede küslük olmaz,meseleler tam yerine oturmamışken ,güçlünün istediği tarafta olmak,Hakperest nur talabelerinin şiarı olmamalı,El Hakkü yağlu,vela yuğla aleyhi,Hakk yücedir,hiçbirşey Hakk dan yüce değildir,Adalet i Mahza duasıyla,selamlar.

  • Mustafa Said Kara

    15.11.2024 12:17:12

    Algı çok farklı işliyor tabanda. Kazım Güleçyüz fetö den tutuklanmış diye algılanıyor. Bu durum bizim talebe hizmetimize de yansıyor. Çocuğun ailesi o cemaate gitme başına iş gelir diye izin vermez oluyor. Bunları da düşünün tivit atarken lütfen.

  • Mustafa Said Kara

    15.11.2024 12:15:38

    Çok doğru tespit. Kazım abinin tutukluluğu tamamen siyasidir. Ancak Kazım abinin attığı tivit ise cemaatimizin yani Yeni Asya cemaatinin görüşüne muhaliftir. Bir cemaati temsil pozisyonda olan bir yazarımızın kafasına estiği gibi tivit atması da kabul edilemez.

  • Necati

    15.11.2024 11:37:48

    Eline,koluna, aklına fikrine, gönlüne kalbine sağlık kardeşim. Her vicdan ve akıl sahibi hukukçu bilir ki, Kazım Güleçyüz'e yapılan muamele kanunsuz ve hukusuzdur. Bu gerçeği en çok her gün dile getirmesi gereken de GYY yönetmeni olduğu gazetesi Yeni Asya olmalıdır. Özellikle dindarlara uygulanan bu tarz muameleler çok üzücü

  • Nahit Topaloğlu

    15.11.2024 06:37:54

    Dişşizler ve işşizler ülkesi olduk ne yazık ki! Tebrikler kardeşim; pek güzel olmuş: Fî emânillah!

  • Nihat

    15.11.2024 05:50:30

    Güzel bir yazı olmuş. Kazım Güleçyüz ün haksız tutukluluğuna itiraz eden az sayıdaki Yeni Asya yazarından birisiniz. Tebrikler

  • Oğuz Yiğiter

    15.11.2024 00:35:01

    Tebrikler, dualar; İlmin ve ihtisasın zekâtının verileceği günler tam da bu günler. Allah razı olsun genç hukukçu kardeşim bu dirayetli ve vefalı duruşunuz için...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı