Suriye hükûmetinin düşürülmesinin daha ilk gününde başta Suriye ordusunun askerî üs ve tesisleri olmak üzere Suriye’nin bütün askerî altyapısı, stratejik savunma mekânizması İsrail tarafından vurularak topyekûn tahrip ediliyor.
Suriye ordusuna ait askerî üslerle, silâh depolarının, cephaneliklerinin, silâh üretim yerlerinin, uçakların, helikopterlerin, hava alanlarının, hangarlarının, füze rampalarının, hava savunma sisteminin, tankların, savaş gemilerinin hatta teknelerinin, kimyasal tesislerinin garnizonların, kışlaların hatta bilim ve araştırma merkezlerinin, ekonomik kaynaklarının İsrail savaş uçaklarınca, karadan-havaya füzelerle vurulması amacı açığa çıkarıyor.
Vatandaşlık nüfus ve pasaport dairelerinin, istihbarat ve arşiv binalarının, alt yapı sistemlerinin yoğun İsrail bombardımanıyla yıkılıp yakılmasıyla Suriye’nin kimliği ortadan kaldırılıyor. Ülkede işgal, vurgun ve soygun devam ediyor.
İsrail askerleri, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’nde yeni yerleşim birimlerini, köyleri işgale devam ederken, Gazze katili Netanyahu’nun Golan’ın sonsuza dek İsrail’in ayrılmaz bir parçası olacağı” iddiası; pişkince “Suriye’de 550’den fazla “hedef”i vurduk, askerî varlığını imha ettik!” şımarıklığı, maksadı “resmen” deşifre ediyor.
SURİYE ÜZERİNDE “YENİ SAVAŞ FİTNESİ”
Keza İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesinde “İsrail, elli yıl sonra ilk kez Suriye hava üslerinin tümüne saldırı düzenledi” övgülerinin dizilmesi; İsrail ordu radyosunda “Şam’ın düşmesinden sonra Suriye’ye ‘İsrail tarihinin en büyük hava saldırıları operasyonun yapıldığı”nın duyurulması; Telaviv’den “yeni savaşın bundan sonra Suriye üzerinden olacağı” açıklamaları, Suriye’nin neden bu hâle getirildiğini gösteriyor.
Nedeni, Suriye’nin yeni bir iç savaş kargaşasına sürüklenmesi; dörde bölünüp parçalanmasıyla topyekûn tasfiye edilmesi.
Bu maksatla “federasyon” paravanında “özerk-otonom bölgeler” perdesinde Türkiye’nin yanıbaşında terör örgütlerine “devletçikler”in kurdurulduğu ortada. Ülkenin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda “Suriye PKK’sı” PYD/YPG’ye, İdlib ve çevresi, Ankara’nın maaşa bağladığı ÖSO’dan oluşan yine ABD’nin vesâyetindeki “Suriye Millî Ordusu”na (OSM) terk edilmiş. Şam-Halep bölgesi, ABD ile İsrail’in açıkça cephane ve lojistik destek verdiği HTŞ’y peşkeş çekiliyor. Ülkenin güneyinde İsrail’in güdümünde “Dürzistan” uyduruluyor.
Gazze’yi soykırımla yer bir edip Batı Şeria’yı teslim alan İsrail, Hizbullah’a ve İran’a vurduğu darbelerden sonra Suriye’yi toptan tüketme peşinde. İşgalle El-Kaide’nin türetildiği Afganistan’da, işgalle tonlarca altını yağmalanan Irak’ta olup bitenler Suriye’de de oluyor.
Siyonist rejim, tam bir pervâsızlıkla Suriye’nin kuzeyindeki Kamışlı’dan güneyindeki Dara’ya ülkeyi baştan başa bombalıyor; küstahça “Golan’da işgali sürdüreceğiz!” nârâlarını atıyor. Ve diğer Müslüman ülkeleri başkentleri gibi Ankara Müslüman komşu Suriye’yi ifnasını sadece seyretmekle kalıyor.
“FETİH!” ÇIĞLIKLARIYLA VAHAMETİ KARARTMA
Görünen o ki AKP iktidarı ve “tek kişilik hükûmet”, on üç yıldır inadına sürdürdüğü akıbetsiz “Suriye politikası”yla Suriye’de sınır ötesi harekâtlarda verdiği 383 şehidin, 200 milyar dolar zararın hesâbı altında kalmış; “Suriye’yi fethettik!” asparagaslarıyla vahametin üstü örtülmeye yelteniliyor.
Tam da İsrail’in Türkiye sınırında -Nusaybin’e- üç buçuk kilometre yakınındaki Kamışlı Havaalanı’nın İsrail savaş uçaklarınca yerle bir ettiği, İsrail askerlerinin ülkenin güneyinde “tampon bölgeyi genişletme” perdesinde işgalini genişlettiği vartada “meddah medya”nın, “yandaş yorumcuları”nın aslı astarı olmayan “zafer çığlıkları” bundan.
Bundandır ki Özal’ın 34 yıl önce “bir koyup üç alacağız” ütopyası, kerametleri kendilerinden menkul “yandaş yorumcular”ın “iktidara iliştirilmiş kanallar”da ellerinde çubuklarla bu kez Suriye üzerinde hâlâ “82. il Halep, 83 Hama, 84 Humus, 85 Şam…” çarpıklıkları sergileniyor.
En son MİT Başkanı’nın bütün dünyanın gözü önünde yoğun güvenlik önlemleri altında Şam’a gidip ABD ve İsrail dostu HTŞ lideri Colani’yle yan yana fotoğraf verdiği “Emevî Camii’nde namaz kılma” görüntüsünün âlây-ı vâlâyla servisin amacı bu.
Hâsılı, Ankara’dakilerin baştan beri saplandığı “Şam yönetimi”nin devrilmesiyle İsrail’in Suriye’nin askerî varlığının yüzde 90’ını yok edilip Suriye ordusu Filistin’deki gibi elinde tabancasıyla kalan yerel zabıta durumuna düşürülürken, “iktidara iliştirilmiş medya”da “Saray iktidarı”nın Suriye fiyaskosu karartılarak iç politikada istimali propagandası yapılıyor.
“BOP’un ikinci fazı”nda Suriye’nin de işgalle etnik ve mezhebî iftiraklarla fiilen bölünüp parçalanmasına arka çıkan Ankara’dakilerin “Suriye’yi böldürmeyiz” ciddiyetsiz çıkışlarının hiçbir hükmünün olmadığı her hâliyle sırıtıyor…