"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeniden demokratik irade işbirliği

Cevher İLHAN
29 Ocak 2025, Çarşamba
Ülkeyi yönetemeyen, devlet kurumlarındaki çürümeye ve çöken ekonomiye çâre bulamayan “iktidar cephesi”, başka katakullilerle, siyasî manipülasyonlarla, en vahimi da yargı operasyonlarıyla algılar oluşturma peşinde.

Bir yandan muhalefet belediyelerine çeşitli iddialarla “kayyım” atanarak yoğun bir karalama kampanyası ve “tencere dibin kara, seninki benden kara” taktiğiyle sürdürülen kara propagandalarla muhalefeti itibarsızlaştırma çabalarına başvurulurken, diğer yandan Bolu-Kartalkaya’daki otel yangını faciasında görüldüğü gibi, iktidarın ağır ihmal, denetimsizlik, açgözlülük ve kâr hırsıyla yapılan peşkeş hesaplarının karambole getirilmesi dikkat çekiyor.

Gerçeklerin bile bile çarpıtılması o denli sırıtıyor ki Meclis eski Başkanı iktidar partisi kurucularından Bülent Arınç, “Denetim yapmakla görevli kişiler eğer bu denetimi sağlıklı olarak yapmıyorlarsa buna izin veren, yol açan herkes sorumludur. Nerede noksanlık varsa ibret-i âlem için bu işin sorumluları mutlaka cezalandırılmalı” diye yakınırken, bir diğer AKP’li Şamil Tayyar, “Turizm işletmelerinin denetimi belediyenin yetkisi dışında olduğu için İl Özel İdaresi ve Bakanlığın denetimden sorumlu olduğunu” açıkça bildiriyor.

İKTİDARDAKİLERİN YOLSUZLUKLARI SORGULANMAZKEN…

Keza Bahçeli’nin “otel sahibinden İl Özel idaresi’ne, valilikten Belediye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini ya kurumsal veya kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet, hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler” diye konuşup “onu bunu suçlamakla sorunun çözülemeyeceği, ilgili bakanlığın hiçbir şey olmamış gibi hareket ederek özeleştiriden imtina etmesini; valiliğin ve il özel idaresinin sorumluluk alanında ısrarla uzak duruşunu isabetli ve doğru bulmadığı eleştirisini açıklamak mecburiyetinde kaldığını” ifadesiyle durumu kurtarmaya canhıraş didiniyor.

Ne var ki bütün bunlara rağmen “iktidar mahfilleri” ve “yandaş medya” ile “paralı troller”in sürekli muhalefeti “hedef” almaları, “tâlimatlandırılan yargı”nın bir “siyasî sopa” gibi kullanılmasıyla her hafta yeni bir “gözaltı” ve “tutuklama”yla, muhalefettekilere açılan soruşturma ve davalarla muhalefeti dağıtma ve etkisizleştirme operasyonları bizzat iktidardakilerce inadına sürdürülüyor.

Bu bakımdan, daha önce açıkça yargıya tâlimat verdiğini ve “yargının gereğini yapacağını” açıklayan Cumhurbaşkanı’nın “turpun büyüğü heybede!” çıkışının “doğrudan yargıya direktif” olduğu ifade ediliyor.

“İç cepheyi tahkim”den dem vurulurken, toplumun yüzde 60’ını dışlayan, AKP-MHP dışındaki bütün siyasî partilere, topyekûn demokratik her türlü tahkiri savuran tahkirli saldırılar sürüyor.

Bu açıdan bir taraftan muhalefet belediyelerindeki en ufak bir şâibe serişte edilirken, diğer taraftan iktidardakilerin dinazor heykellerine harcadığı 801 milyon doların çarçur edilmesi, tırpanlanmış Sayıştay raporlarıyla belgelenmiş yolsuzlukların, ihaleye fesad karıştırmaların, yandaşları partizanca kayırmanın, ayyuka çıkan hırsızlıkların, rüşvetin üzerine gidilmemesi; bu hususta tek bir soruşturmanın dahi açılmaması kayda değer.

TOPLUMU KORKUTMA VE SİNDİRME OPERASYONLARINA KARŞI…

Yine yüz milyarca vergi muafiyeti, teşvik, kredi, borç silinmesi kıyağına rağmen “iktidara iliştirilmiş” dolar garantili 44 “5’li çete” şirketinden sadece 7’sinin “kâr edip 37’sinin zarar ettiği” bildirilerek tek kuruş vergi vermeyip milyarlarca aşırı kârlarla kazançlarına kazanç katması; dış borçta faizin ana parayı geçmesi, millete karşı “nass” derken gerçekte ayda ortalama 150 milyon dolar faiz ödenmesi, “kur korumalı mevduat”a dolar üzerinden milyarların ödenmesi, biri makam araçlarını taşıyan beş uçakla Amerika seyahatleri benzeri devletteki lüks, şatafat, israf ve savurganlığın gırla gitmesinin sorgulanmaması dikkat çekici.  

Milletin ekseriyetini sefâlete mahkûm eden ekonomik yıkımın sonucu dünyanın “dördüncü”, gıdada “birinci” enflasyon ve pahalılığında halkın yüzde 80’inin “yoksulluk sınırı”, yüzde 35’inin “açlık sınırı” altında kalmasıyla dip yapmasıyla ahlâkî çöküşün, şiddet ve sokak olaylarının katlanarak artması; okul sıralarına inen kötü madde bağımlılığı, kumar–sanal kumar ve uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığının kat kat artmasıyla yaygınlaşması gürültüye getiriliyor.

Ve “yeni süreç”le terörist başı üzerinden “terör örgütünün silâh bırakması” havasını pompalama propagandasına hazırlanırken, kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklarla “yeni anayasa” paravanında Cumhurbaşkanı’nın 4. kez aday olmasının önünün açılmasıyla “tek kişilik ucûbe otoriter rejim”in tahkimi tasarlanıyor.

Özetle, iktidardakilerin her türlü yolsuzlukları cezâsız kalırken, muhalefettekilerin basit bir usûlsüzlükleri, haksızlıklara ve hukuksuzluklara en ufak eleştirileri “suç” sayılarak derhal soruşturma konusu yapılarak gerçekler tersyüz ediliyor. Bir defa daha devlet imkânlarıyla araçlarının hoyratça kullanıldığı, rekabetin ve şeffaflığın olmadığı, eşit şartlarda yapılmayan bir seçim ortamı oluşturulmaya çalışılıyor.

Bu açıdan “İktidar cephesi”nin toplumlu korkutma, sindirme, etkisizleştirme ve teslim alma operasyonlarına karşı demokratik muhalefetin yeniden demokratik irade işbirliğiyle ile güç birliği yapması gerekiyor.  

Okunma Sayısı: 848
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hamide

    29.1.2025 15:53:39

    Kaleminize sağlık, Allah razı olsun

  • Raşit örenel

    29.1.2025 12:45:07

    Dünün Chp'si bugünün Akp'sidir. Tek parti Chp'sinin yediği haltlardan yaka silkenlerin bugün de Akp'den çekilmesi lazımdır. Ülkede şedit bir baskı ortamı oluşturan Akp karşıtı yazılar yazmak hem özgür basının vazifesidir, hem de bilmana her kesimdeki demokratlara nokta-i istinad olmaktır. Aynen devam sayın Cevher İlhan, sizi bin tebrik ederim.

  • Pelin Kurukahveci

    29.1.2025 09:27:25

    Sizin vazifeniz iktidarı suçlayıp muhalefeti savunmak mıdır? Bunun tam tersini zaten yandaş medya yapıyor. Sizin yaptığınızı da sol seküler medya yapıyor. Sizin vazifeniz demokrat partiye noktai istinad olmanızdır. Demokrat partiye yol göstermenizdir. İslamcı iktidara bayılmıyoruz tamam da chp iktidara gelse daha mı iyi olacak? Siz bu duruma alternatif yol göstermek için düşünüp yazacakken kolayına kaçıp muhalefet safından atış yapıyorsunuz. Bu da tesirsiz bir gayret olarak kalıyor günün sonunda.

  • Yahya

    29.1.2025 01:37:20

    Cevher bey, üzerine düşeni yapıp, köşesinde olanları ve olması gerekenleri yazmış. Bir okuyucu olarak ben de yazayım efendim. 'Sabret bu da geçer (unutulur)'.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı