HTŞ lideri Kolani Emevi Camii’nde askeri renk olan haki renk elbisesiyle namazdan sonra çıkışta, bir sandalyenin üzerine çıkarak Şam‘ın alınması sonrası yaptığı konuşmasında yeni sistemi anlattı.
Askeri pozisyondan siyasi bir pozisyona geçişin ilk adımlarını ifade ediyordu. HTŞ’nin merkezi İdliptir ve fetih yürüyüşü 25 Kasım 2024 de buradan başlayarak Şam da sonlanmıştır. Kurmayları ile birlikte yeni geçiş hükümetinin, Demokratik Üniter Suriye’nin Cumhuriyetinin kuruluşu da burada kararlaştırılmıştı. İdlip onlar için hem bir merkez hem de İnsan kaynaklarının(Kurmayların) yetiştiği yer olarak bilinmekte. Siyasi olarak beraber yürüyecekleri isimlerde burada yetişmiştir.
ABD ve Batıda HTŞ hala terör örgütü listesinde ve Kolani'nin başı için 10 milyon dolar ödül konulduğunu da unutmamak lazım. Batı basını ve ABD’de ‘’El Kaidenin ılımlı bir kolu’’ olarak ifade edilen HTŞ’nin 13 gün gibi kısa bir sürede idlipten başlayarak Halep, Hama, Humus ve Şam’ı ele geçirmesi anlık gelişen bir mesele değil. Back raundunda 2016’dan beri başlayan hazırlıklar söz konusu. Özellikle Kolani Batı ile diyaloglarında İngiliz diplomat Jonathan Powell, uluslararası basın kuruluşları ile Rand düşünce kuruluşu üzerinden irtibat kurmuş durumdalar. Ayrıca Le Temps e açıklamalar yaparak, basın önünde oldular. An itibari ile ABD destekli SDG’nin elinde tuttuğu topraklar ve İsrail’in elinde tuttuğu Golan Tepeleri hariç, Suriye topraklarında hâkimiyeti sağladılar. Bununla birlikte Rusya, İsrail, İran ve ABD kendisi yâda vekilleri ile sahadan çekilmiş durumdalar. Bir nevi ABD, Rusya, İsrail ve İran HTŞ'nin yürüyüşüne dur demediler ve Ankara’da sessiz kaldı. Suriye milli ordusu ile birlikte HTŞ’nin ortak şekilde Şama yürümesi önemli, ama bunun yanında Suriye’nin Irak sınırına ve Fırat’ın doğusunda konuşlanan SDG(Suriye Demokratik Güçleri) konusu netleşmiş değil.
Ankara’nın tezi, burada YPG/PKK unsurlarının uzantısı olan SDG, ABD’nin DEAŞ ile savaş noktasında vaz geçmediği unsurlardan. Biden hükümetinin dışişleri bakanı Antony Bilinken’in çabaları SDG’yi burada tutma yolunda. Bilinken Ankara ve Ürdün de konunun paydaşları ve direk olarak Kolani ile temas kurarak konuyu tartışmaya açıyor. Ankara için bu konu kırmızıçizgi olarak biliniyor. Bölgede SDG/YPG unsurlarının artık olmaması gerektiğinin altı çiziliyor. MİT Müsteşarı İbrahim Kalın Emevi camiindeki namaz sonrası aynı arabada Kolani ile şehri turlaması bu isteğin aşikâre edilmesi oldu. Ama buna rağmen ABD, özellikle Trump’a rağmen Pentagonun ısrarı ile bölgede SDG’nin kalması noktasında ısrarcı davranıyor. Ayrıca bölge halkı ve aşiretler Esed rejimi sırasında kendilerine yaptıklarından dolayı SDG’yi bölgede istemiyorlar ve çatışmalara giriyorlar. Kürt aşiretleri SDG'nin kendilerini temsil etmediğini söylerken, Kolani de SDG'nin silah bırakarak, geçici hükümetin emrine girmesini, imtiyaz tanımayacaklarını ifade ediyor. Dört gün süren ateşkes sonrasında, Kolani, SDG’nin ayrılıkçı yapısını kabul etmediğini söyledi. ABD’nin Suriye’nin güneyinden İsrail’e uzanan bir koridor oluşturma planları hala aktif durumda. Kolaniye gizliden ABD tarafından şu teklif edilebilir mi? SDG kalsın bizde sizi terör listesinden çıkaralım ve başına konulan ödülü kaldıralım diyebilirler. Kolani de terör listesinden çıkmak istiyor, Türkiye’yle olan ilişkilerde de bu sorun tartışılıyor.
Suriye halkında zafer coşkunluğu var fakat bir an önce harekete geçerek geçici yeni yapının her türlü baskıya rağmen üniter yapı ve toprak bütünlüğü koruyarak Suriye’nin devam etmesinin önünü açmaları gerekiyor.
Ankara PKK/YPG ve SDG konularında ciddi ve en üst perdeden bizzat Şama gelerek açıklama yaptı. Suriye’nin bir bütün olarak devam etmesine taraf olduğunu ve toprak bütünlüğünün önemli olduğunu vurguladı. Bu arada Kolani’nin geçici yeni hükümetin başına Muhammed El Beşir’i getirmesi tesadüf değil, İdlip’ten arkadaşıdır.