HTŞ’yi mercek altına alalım. Suriye’de 13 yıldır direnen Esat rejimi 13 günde nasıl çöktü. Bu sürecin başını çeken Muhammed El Kolaniyi bilmek gerekli.
Sarığını çıkarıp sakalını kısaltan ve selefilikten istifa eden eski El Kaide ya da İŞİD Cihatçısı, yeni ılımlı lider olarak sahneye sürülmüştü. Muhammet Kolani yakın zamana kadar el kaide ve İŞİD’le bağlantılı selefi bir militandı aslında, fakat hayatı bir kaç yıl önce değişmeye başlamıştı, adeta bugün gelinen noktaya hazırlanıyordu.
Askeri üniforma giymeye başladı. Selefi söylemlerinden uzaklaşırken, ABD için tehdit olmaktan kurtulmak ve ABD’nin terör listesinden çıkması ilk hedefi olmuştu. Suriye’de(Golan Tepelerinde) Arap milliyetçisi bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş, zengin bir yaşam sürerken, fikirleri babasının aksine İslam’ı Arap Milliyetçiliğinin önüne koyması ile tanınmıştı. 11 Eylül saldırıları sonrasında, ABD’nin işgal ettiği Irak’ta hapse düştü. Özellikle sivil katliamları, intihar bombacılığı, tekfircilik ve farklı mezheplerdeki insanlara yönelik şiddet gibi selefi uygulamalarına karşı çıkmaya başladı. Hapiste, El Bağdadi ile iletişim kurarak, Suriye’de Esad’a karşı Nusra Cephesi’ni kurdu. Zamanla El Bağdadi nin öğretilerinden ve örgütten bağımsız hareket etmeye başladı. 2013 yılında İŞİD den ayrıldı. Amacı Nusra cephesinin batıya yakın olduğunu ve batılı ülkelere saldırmayacağını garanti etmekti. Rand adlı uluslararası düşünce kuruluşu 2016’da Nusra cephesinin yeniden markalaşması yönünde bir yazı yazdı ve sonrasında El Kaideden tamamen ayrılarak, HTŞ’yi kurdu.
HTŞ farklı örgütleri de bünyesine alarak büyüdü. Batı ile temasını, İngiliz diplomat Jonathan Powell la yaptı. Rand düşünce kuruluşu da, HTŞ için ‘’El Kaidenin ılımlı yüzü’’ şeklinde bir yazı kaleme aldı. Kolani’nin niyeti HTŞ’yi küresel cihat örgütü olmaktan ziyade, Suriye’nin direniş örgütü olmasını istemekti. Batıdan sağlayacağı destekle Suriye’nin geleceğinde siyasi bir pozisyon almayı da hedefledi. 2020 yılında ‘’Uluslararası kriz grubu’’ ile görüşür ve çıkan raporda ise beyaz saraya HTŞ’nin yeniden gözden geçirilmesi tavsiyesi yapılır. HTŞ’nin ABD tarafından terör örgütü olarak görülmekten uzaklaşması için bir tavsiyedir.
Mart 2020’de idlip‘de ateşkes ilanında, insani göçün sağlıklı şekilde olması ve ulaşım yollarının güvence altına alınmasını üstlendi. HTŞ’nin dini konsey lideri Atoun, 2020 de Le Temps’e verdiği demeçte, HTŞ’nin Batı için tehdit oluşturmadığını ve kontrol ettiği bölgede uluslararası yardıma ihtiyaç duyduğunu söyler. Halkın desteğini kazanmak için halkla iletişim modelini geliştirir. ABD’li gazeteci Martin Simith le fotoğraf çektirerek, imajını düzeltmeye ve ABD’nin terör listesinden çıkmaya
çalışır. Selefiliğe karşı olduğunu sadece Suriyeli ile ilgilendiklerini, gayrimüslimlerin ibadetlerini karışmayacaklarını deklere eder bu ABD ye açık bir mesaj göndermedir. Biz tehdit oluşturmuyoruz, terörist ilan etmenize gerek yok demek istemiştir. Çünkü ABD, HTŞ yi terör listesine almış ve kellesi için 10 milyon dolar ödül koymuştur. Zamanla, HTŞ’nin uluslararası meşruiyet kazanabilmesi için Katar ve ABD tarafından teşvik gördüğü de bilinmektedir.
Örgüt içinde önemli bir yeri olan Kahtani dışlanır, tutuklanır ve bertaraf edilir. 2024 yılına gelindiğinde tüm hazırlıklar tamamlanmış ve Kolani komutan makamına geçmiştir. Çin basınında son derece kritik bir başlık; HTŞ’nin Esad’a köklü bir saldırı başlatacağı bilgisi verilmektedir.
Senaryo yazılmış ve uygulama için zaman kollanmaya başlanmış olduğu artık gün yüzüne çıkmıştır. İngiliz merkezli gözlemci kuruluşuna göre HTŞ rejime güçlü bir saldırı planlamaktadır. Yürüyüş başladığında, Hizbullah, İran yanlısı milisler ve Rus hava gücü ortada yoktur, Esed İran dışişleri Bakanına, ordusu hakkında olumsuz yorumlarda bulunur, fakat İran’dan da istediği cevabı alamaz. HTŞ şehirleri ufak tefek direnişleri kırarak Şam’a doğru yürür. New York Times’a göre Biden yönetimi HTŞ dahil tüm gruplarla irtibat halinde ve Koloniden rejime karşı işit gruplarının kullanmamasını istemiştir. HTŞ bu konuda Biden yönetimine güvence vermiştir. Şam’ın düşmesi ile birlikte körfez ülkelerinden bir diplomat, Kolani’nin kellesi için konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılması için ABD ile görüşmeye başlar.
Türkiye açık ve net bir şekilde güney sınırından tehditlerin yok olmasını ve Suriye’den bu manada güvence alıp toprak bütünlüğünün korunmasını deklere etmelidir. HTŞ, El Kaidenin Suriye şubesi olarak ta isimlendirilmektedir. PKK/YPG unsurları, Suriye bölünürse ve toprak sahibi olurlarsa, bu gelişme Türkiye için çok zor şartların başını çekecektir. Toprak bütünlüğü her ortamda ifade edilerek, özellikle Suriye’nin kuzeyinden gelebilecek terör saldırıları noktasında güvence veren bir Suriye devletinin kurulması noktasında, Türkiye pozisyon almalıdır. Türkiye’nin Suriye sınırında ki istisnasız bütün silahlı örgütler BOP çerçevesinde hareket etmektedirler. Arap baharı devam etmektedir. Güney sınırımızda HTŞ ve YPG den oluşabilecek bir sınır komşuluğu gelecekte bizim içinde planlar yapılmasının önünü açacaktır ve bizi zora sokacaktır.
HTŞ lideri Ebu Muhammed Kolani’nin 8 Aralık 2024’te Emeviye Camii’ndeki “muhaliflerin halka yardımcı olacağı ve ayrımcılık yapılmayacağı” şeklindeki beyanının sürdürülebilir olması çok önemlidir. Emevi camisindeki açıklamasında artık savaşın bittiğini ve yeni bir
anlayışla devletin işleyeceğini söylemiştir. Geçici bir hükümet kurulur, rejimin eski başbakanı Muhammed El Celali den görevi devir alan Muhammed El Beşir yeni hükümetin başbakanı olur. İlk açıklamasını; İstikrarı sağlayarak temel hizmetleri yeniden ayağa kaldırmak olarak yapar. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve tüm yaşayan azınlıklarında dahil olacağı bir devlet kurulması için çalışması beklenmektedir.
Tüm bu yaşananlar sonrasında, dış basına baktığımızda, İngiltere muhalefet partisi lideri Paul Golding; Türkiye artık Avrupa’nın bir numaralı düşmanıdır’’ demekle artık size ihtiyaç kalmadı, göçmen meselesi ortadan kalkıyor gibi mi düşünüyorlar. Bir diğer önemli açıklama Vladimir Putin’in akıl hocası olarak bilinen Aleksandır Duginden geldi. Suriye Erdoğan için bir tuzaktı. Stratejik hata yaptı. Rusya’ya ihanet etti. İran’a ihanet etti ve mahvoldu. Şimdi Kemalin Türkiye’sinin sonu başladı. Bugüne kadar sizi destekledik, bundan sonra pişman olacaksınız. Daha önce yapmadıklarımızı yapacağız’’ şeklindeki açıklaması da aslında, ABD, İsrail, İran ile yaptıkları anlaşmanın deşifre olmasından dolayı günah keçisi arama pozisyonu olabilir. Rusya ve ABD den izinsiz böyle bir toprak paylaşımı yada HTŞ’nin kısa sürede Suriye topraklarına yerleşmesi mümkün değil. Hiçbir batılı ülke Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda açıklama yapmış değil. Onlar için önemli değil.
Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin geri dönüşleri olmakta, fakat şu da unutulmamalı, katma değer üreten ve artık Türkiyeli olan bu insanların toptan gitmesi, ekonomik açıdan ülkemizi etkiler. Yaklaşık 3,5 milyon kayıtlı toplam 7 milyon Suriyeli göçmen var. Unutmayalım.