İktidar ve muhipleri cemiyeti mensuplarının Suriye meselesinde attıkları zafer nutukları, ki, daha önce, İran-Humeyni, Filistin/Gazze, Libya, Irak, Kuzey Irak, vs., vs., için de atmışlardı- fiyasko ile neticelendi. Neden daima isabetsiz kararlar veriyor ve vahim sonuçlar alıyorlar?
Maalesef, “dindar siyasalcı” zihniyetin fikir babalarının birçoğunun siyasî altyapı, birikim, feraset ve öngörüleri isabetsizdir. Zira, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimâî ve siyasî ölçülerini çağımız şartlarına göre ortaya koyan Risale-i Nur’u lâyık-ı vech ve istifade için okumuyorlar.
Bazıları “Cahil mutaassıplar, dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan”dır.1 Bir kısmı halen farkında değil: Müslümanlar günümüz siyasetinde “kurucu” değil, “oyuncu”dur! Günümüz siyasetini Deccalizm/Süfyanizm, kapitalizm, Kemalizm kurgulamıştır! Ve, “yalancı, gaddar, menfaat üzerine dönen canavar siyaset” olarak dizayn etmiştir. Ve güç, bu menfî cereyanların elindedir. “Biz müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta müteharrikiz [kendimizden değil, vasıta ile, dolaylı olarak hareket ediyoruz]. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile [uyutarak] telkin eder, biz kendimizden hayal edip, asammâne [sağırcasına] tahribimizde eser-i telkini icra ederiz [ne telkin ederse yerine getiririz].”2
Zira, ilim ve onun ürünü olan teknoloji, ilm-i siyaset, diploma, zenginlik, para onun elindedir! Fertleri, aileleri ve toplumları istedikleri gibi kendi siyasetleri doğrultusunda manipüle edip yönlendiriyorlar. Bu siyasetle insanlar, “Ya aklını dağıtır, manevî bir divane olur; ya kalbini dağıtır, manevî bir dinsiz olur; ya fikrini dağıtır, manevî bir ecnebi olur.”3 Ve onlar gibi düşünür. Dolayısıyla bu siyaset; tarafgirdir, zulme sebebiyet verir. Kalbleri bozar. Fikri hezeyanlaştırır (saçmalatır). Siyasîleri büyük vartalara atar.
Müslümanlar ve bilhassa dindarlar, ilm-i siyaset, yani, “yüksek İslâm siyaseti” ve “Kur’ân siyâsetini” tahsil etmeli. Özellikle, hürriyet, adalet, meşveret, meşrûtiyet, cumhuriyet (demokrasi), laiklik, istibdat gibi yüzlerce siyasî kavramları Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyeye göre öğrenmelidirler! Aksi hâlde vartadan vartaya, tuzaktan tuzağa düşmekten kurtulamazlar!
Dipnotlar:
1-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 45.;
2-Sünuhat, s. 64.; 3-Kastamonu Lâhikası, s. 306.