"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En güzel hatıralar

Havva KÜÇÜK KONUR
17 Ocak 2025, Cuma
Varoluşun tecellisi ne güzel şey.

Bir yerlerden gelen güzel bir şeylerin, mutlu anıların, sevinçle havalara uçmanın, güneşin gri bulutların arasından çıkmasının tecellisini izlemek... Gökkuşağının renklerini yakalamaya çalışmak... Hayat ne kadar güzel, renkler ne kadar muhteşem dedirten tecelliler. İçindeki mutluluğun bir başkasında da olduğunu düşünmek. Birileri için bir şey ifade etmek. Sevgilerini, aşklarını, muhabbetlerini mübadele eden insanlar. Aslında bir resmin aynı parçaları. Bir varoluşun iki aziz temsilcisi gibi. Candan bir dost, hâlden anlayan bir arkadaş, susarak bile konuşabilen iki yâren...

Ufûle kalbolan her anımızda, aslında ahirete sürekli resimler taşıyoruz. Bir fotoğrafçılık bölümü öğrencisi olduğunuzu düşünün. Sürekli resim çekersiniz. Kadraj nerede durmalı, odaklandığım resmin açısı ne, deklanşöre ne zaman basmalıyım, hangi fotoğraf için kaç derecelik bir açı çizmeliyim gibi bir sürü soru kafanızda sürekli dönüp duruyor olsun. Dünyaya artık fotoğraf açısıyla bakmaya başlarsınız bir süre sonra.

Hayata da böyle mi bakmalı? Her şey yaşanıyor. Herkes gözümüze görünüp kayboluyor. Hayatımıza yeni birileri giriyor, tanıştıklarımız çıkıyor, unutuluyor. Hani düğüne davetlisinizdir, gidersiniz. Gelin damat giriş yapar, bir süre sonra pasta gelir pastayı keserler, bir süre sonra takı merasimi olur ve düğün organizasyonu bitince kimi davetliler giderken yakın akrabalar durup fotoğraf çekilirler. Bir anlık poz verirsiniz, gülümsersiniz, gelinle damada mutluluklar diler çıkarsınız. Çıkarken resminizi alırsınız fotoğrafçıdan. O birkaç saniyelik gülümsemenizle oluşmuş olan resminizi... O resimde az önce yediğiniz pasta limonata yoktur. Taktığınız takı yoktur. O arada karşılaştığınız akrabalarınızla ayaküstü hal hatır etmişliğiniz yoktur. Sanki bütün bu organizasyon, o birkaç saniyelik gülümsemeniz ve kadraja girmeniz için yapılmış gibidir. Ve siz o resme her baktığınızda, sadece o anı hatırlarsınız, düğünün diğer kısımlarını değil.

Hayatta da elimizde kalan hep o birkaç saniyelik verdiğimiz pozlar değil mi? Bugünü boşa geçirmedim dediğiniz o haller... Bir kediyi sevmeniz, bir köpeğe yemek vermeniz, bir dosta gülümsemeniz, aşkınızı düşlemeniz, çiçeğinizi sulamanız, anne baba duası almanız, evladınıza sarılmanız...

Ne yaparsak, ne düşünürsek, ne beklersek bekleyelim, elimizde kalan hep o birkaç hatıra olmuyor mu?

Okunma Sayısı: 637
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    17.1.2025 12:01:11

    Ahmet Haşim'in tabiriyle "zevk-i tahattur" sadece insana bahşedilen bir nimet. Önemli olan, şimdiyi iyi yaşayıp güzel hatıralar yığabilmek. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı