"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir ömür çizgisi

Havva KÜÇÜK KONUR
14 Şubat 2025, Cuma
Yaşamak... Bir ömür çizgisi, bir ruh heyecanı, bir anlık bekleyiş...

Halbuki o ân-ı seyyâleye ne çok anılar, hatıralar, yaşayışlar, birikmişlikler sığıyor. Ne çok farklı yaşantıya şahit oluyoruz. Kendi yaşadıklarımız bir yana, etrafımızda olanların hayatına giren çıkanlar.. Yaşadıkları hadiseler, onlara verdikleri tepkiler... Peki, ya zâlimiyetle yaşamak?

Ölmek...

Elimize verilen tek emanetin sahibine teslimi.. Can kafesindeki ruhun ufkuna yükselişi.. Âsûde bahar ülkesi.. Dünyanın gıll ü gışından, keşmekeşinden, boğucu havasından kurtulmak isteyen bedenin, âb-ı hayatı içişi...

Peki, ya mazlumiyetle ölmek?

“Mazlumiyetle ölmek zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır. diyor, Bediüzzaman.

Neden? Bu ayrımda zâlim olarak yaşamaktansa, mazlumiyetle ölmek tercihi var.

Bu hitabı Bediüzzaman Divan-ı Harb-i Örfî’de söylüyor. Karışık hadiselere teşne olan İstanbul’da, hamalları, askerleri, öğrencileri, medreselileri, hocaları, gazetecileri ayrı ayrı gezerek ayaklanmaları bastırmış. Bir vukuat olmasın diye üzerine düşen bütün sulh görevini tamamlamış. Filvâki 31 Mart ayaklanması patlak vermiş. Yine kendine yakın insanları ayaklanmaya karışmaktan kurtarmış. Buna rağmen, “ayaklanmayı çıkaranlardan, teşvik edenlerden” denilerek hapse atılmış. Nihayet kendinden önceki asılanların arasından geçirilerek mahkeme salonuna çıkarılmış ve bu sözleri tüm bu yaşananların üzerine söylemiş: “Mert olan cinayete tenezzül etmez. Şayet isnad olunsa cezadan korkmaz.”1 diye başlayan haykırışı, işte bu sözlerle sona eriyor: “Mazlumiyetle ölmek zalimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.”2 

Olayları, yaşananları ve sonundaki cümleyi düşününce ne kadar büyük bir manifestodur bu sözler aslında. Vicdanen rahatlığın, sonuca göre düşünmeyişin, görevini bitamamiha yapmışlığın ve sonunda ne yaparsanız yapın demenin kararlılığı.. İnsan ne zaman böylesi bir haklılıkla haykırır? O anda ölse mazlum olarak ahirete gitmesi mukadder olan durumlarda herhal.. Korkmadan, çekinmeden, cesaretle hakkı kaldırdığı, hakikatin her haliyle açığa çıkması için çalıştığı halde tam tersi muameleyle karşılaştığında.. Gönlünün rahat, vicdanının rahat, yaptıklarının haklı olduğunda zerre miskal şüpheye düşmediği durumlarda..

Üstadımız yaşayarak bize örnek olmuş. Bu manifestonun bize bakan yönlerinden biri de bu olsa gerek.

Evet, tarih, zalimin geçici zaferine tanıklık etse de, asıl kalıcı olanın mazlumun haklı mücadelesi olduğunu göstermiştir.Ve mazlum olmak, teslimiyet değil, haksızlığa aktif bir itirazdır.

Dipnotlar:

1- ESDE, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 119.

2- Age., s. 120.

Okunma Sayısı: 1168
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Pelin Kurıkahveci

    14.2.2025 01:04:10

    Suriye, Türkistan, Gazze....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı