Bir kardeşimiz, “‘Üstadımız, ‘Riyaset-i şahsiyenin [şahsa dayalı yönetim sisteminin] kat’iyen aleyhindeyim.’1 ‘İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım.’2 dediği halde, neden bazıları bile bile müstebit, zalim ve despot sistemi destekliyor?” diye sordu. Bunun birkaç sebebi vardır:
Bir kısmı Risale-i Nur’u okusa da yanlış yorumluyor. Kimisi “anlayarak ve kabul ederek”3 okumuyor!” Kimi, sathî ve “gazete gibi okuyor!”
Okumak yetmez, müzakere ve mütalaa ederek anlamak lâzım. Anlamak da yetmez yaşamalı, amel etmeli, pratiğe geçirmeli. Kimisi kalben Üstad ve Risale-i Nur’la, ama, aklı, fikri, zikri başka yerlerde. “O biçareler, ‘Kalbimiz Üstadla beraberdir’ fikriyle kendilerini tehlikesiz zannederler. Halbuki, ehl-i ilhâdın cereyanına kuvvet veren ve propagandalarına kapılan, belki bilmeyerek hafiyelikte istimal edilmek tehlikesi bulunan bir adamın ‘Kalbim sâfidir, Üstadımın mesleğine sadıktır’ demesi…”4 kabul etmediğinin delilidir.
Ki, bir ağabeyimizin itirafı gibi: “Üstad bana ‘Sakın siyasete karışma’ dedi. Çünkü, tesir altına kalacağımı biliyordu, onun için bana öyle dedi!” Yine de kanal kanal dolaşıp müstebit iktidarın propagandasını yapmıştı.
Kimisi, “Kur’ân-ı Hakîmin tilmizi ve hâdimi” olduğu halde çeşitli sebeplerden zaaflarına kapılıp-günahı bile bile işlediğimiz gibi-Kur’an’i prensipleri çiğner.
Kimisi makam, mevki, şan, şöhret düşkünlüğünden ya havf/korku damarından veya tamâ, mala karşı aç gözlük, maddî çıkarla kandırılır.
Bazıları, asabiyet, (korumacılık, milliyetçilik, vatan, millet) damarına yakalanır.
Kimi, enaniyet, benlik, egoizm ile “Ben herşeyi bilirim!” der; nefs-i emmâresine kapılır, “kalb, akıl ve ruh”un rağmına olarak hareket eder. Çünkü, “Nefis ve hevâ ve his ve vehim”5 akıl ve kalbin rağmına aldatır; savrulur gider!
Ve bir bölümü de dünyanın cazibedar şeylerine kapılırlar. İfsat komiteleri de onları bu zaaflarından yakalar, korkutur! Ve bile bile müstebit, zalimleri destekleyerek dünyalarını da ahiretlerini de mahvederler!
Dipnotlar: 1-ESDE, s. 110.; 2-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./inter., s. 40.; 3-Lem’alar, s., 171.; 4-Mektûbât, s. 401.; 5-Lem’alar, s. 170.