Bir kardeşimiz, “Risale-i Nur’u okuduğunu söyleyen ve farklı söylem ve yaklaşımlarda bulunanlar var. Bilhassa içtimâî, siyasî ölçü ve stratejilerine tam sadakat gösterenleri nasıl ayırt edeceğiz?” diye sordu. Evvelâ şu hususları vurgulayalım:
Risale-i Nur, “Her şeyi hikmetle beyan eden Kur’ân’ın“1 “mu’cizeliğini göseteren”2 “ispata dayanan; “mânevî, işârî, dirâyet” tefsirlerin en kuvvetlisi ve en kıymetlisidir.”3
Başta iman esasları, İslâm şartları (ibadet-adalet) ahlâk (duygu ve hasletler), ukubat (cezâî müeyyideler)” gibi herbirisini yüzlerce alt başlıklarıyla izah ve ispat eder. İnsalık, İslâm âlemi, âile, fertlerin karşılaşacağı tüm meseleleri halletmenin, problemleri çözmenin, hastalıkları teşhis ile tedavi etmenin formüllerini ve tekniklerini öğretir. Çünkü orada, “Her müşkül/problem halledilir, her suale cevap verilir.”4 Ve, “Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.”5
Herkes Risale-i Nur’u okur, okumalı ve istifade etmeli. Çünkü, umumun mukaddes malıdır! Kimse kendi inhisarına alamaz! Sorduğunuz sual üzerine Bediüzzaman şöyle der:
“Risale-i Nur, kendi sâdık ve sebatkâr şâkirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pekçok kıymettar neticeye mukâbil fiyat olarak, o şâkirtlerden tam ve hâlis bir sadâkat ve dâimî ve sarsılmaz sebat ister.”6 Fikrî, içtimâî ve siyasî farklılık ve ayrılıklar başta “enaniyet, benlik ve sadakatsizlikten” kaynaklanır. Deccalizm/Süfyanizm ve kolları “Gizli ifsat, ahlâksızlık, dinsizlik, zındıka komiteleri…”7 ve Kemalizm şu tuzaklara düşürür: “Hubb-u câh (makam, mevki, şan, şöhret düşkünlüğü), her türlü “havf” (korku damarına yakalanmak) “tama” (mala karşı aç gözlük), asabiyet/korumacılık, milliyetçilik, enaniyet (benlik, egoizm) damarı ve dünyanın cazibedar şeyleri…”8
Bu desiselere kimin nasıl kapıldığı, Risale-i Nur, bilhassa İhlâs Risalesi ve devamı olan Hücumat-ı Sitte ile ictimâî, siyasî ölçü ve stratejilerin toplandığı Beyanat ve Tenvirler “mihengine” vurularak bilinir. Ve ayrıca, ihlâs ve sadakatle hizmet edenlerin “mal, mülk, mevki, şan, şöhret varlıkları” ile farklı söylem ve yaklaşımlarından itibaren elde ettiklerini kıyas ederek anlaşılır!.. Allah hepimizi Deccal, Süfyan ve şeytanın tuzaklarından korusun!
Dipnotlar:
1-Emirdağ Lâhikası, Enst./intr., s. 309.; 2-Barla Lâhikası, s. 9.; 3-Şuâlar, s. 65.; 4-Tarihçe-i Hayat, s. 45.; 5-Lem’alar, s. 171.; 6-Kastamonu Lâhikası, s. 84.; 7-Sözler, s. 366.; 8-Mektubat, 401-414.