Yukardaki yani başlıktaki söz, namazın önemine inanan ve onu hayatlarının merkezine koyan birçok kişi tarafından bilinen bir ifadedir.
Hüsne teyzem de bu sözü sıkça dile getirirdi. Allah rahmet eylesin bütün geçmişlerimize, çok derin ve manalı hakikatleri nasıl da basit ve akılda kalan sözlerle formülleştirmişler...
“Es-Salatü imadü’d din” yani “Namaz dinin direğidir” ise Peygamberimize ait bir söz. “Direği kolonu olmayan bina nasıl ayakta duramazsa namazı olmayanın da dini tehlikededir, imanı tehlikededir” demek yanlış olmaz herhalde.
“Dördüncü Söz”ü bir daha okursak namazın önemini daha iyi kavrayabiliriz. Kur’ân-ı Kerîm’de birçok yerde namaz ile zekât birlikte anılmaktadır. Aynı şekilde iman ile de güzel iş ve davranışlar -buna salih amel de diyoruz- birlikte zikredilmektedir. Buradan “İman ve güzel ahlak, İslam’da birbiriyle iç içedir. Güzel ahlak, imanın bir göstergesi olarak değerlendirilir” sonucunu çıkarabiliriz. Namaz, imandan sonra gelir ve İslam’ın temel şartlarından biridir.
Burada şunu da ifade edip Bediüzzaman Hazretlerinin müjdesini verelim. “Ahirzamanda büyük günahları işlemeyen değil terk eden ve beş farz namazını kılan kurtulur” diyor.
Tabiî sünnetler de Allah’a yaklaştırır ki, elimizden geldiği kadar ihmal etmemeliyiz. “Namaz ayet-i kerimelere göre insanı arındırır” buyruluyor. Bu arındırma bizce insanın maddî ve manevî olarak arındırılmasıdır.
Namaz kılan insan tefekkür eder. Allah’ın verdiği nimetleri hatırlar, huzurunda helâl ve haramları düşünür ve huzurda muhasebe yapar. Varsa günahlarına tövbe eder ve bir daha işlememeye karar verir. Kalben, ruhen fikren temizlenir manen arınır. Maddî olarak da zaten hepimiz biliyoruz ki namaz kılanın temiz olması gerekir. Abdest. İlaveten namaz kılınan yerin temiz olması gibi… Selam ve dua ile…