Ahiretin varlığını ispat eden 10. Söz, Rum Suresi 50. ayetle başlıyor. Ayet-i Kerîme şöyle: “Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine. Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öyle diriltecektir. O her şeye hakkıyla kadirdir.”
Evet, ahiret inancı, insanın varoluşuna dair en temel hakikatlerden biridir. Akıl, vicdan ve fıtrat, bu dünyanın gelip geçici olduğunu ve daha büyük bir hakikate işaret ettiğini gösterir. Bediüzzaman Hazretleri de bu gerçeği aklî ve mantıkî delillerle açıklayarak, ahiretin varlığını ispat eder. İşte aşağıda sıralanan beş temel nokta, ahiretin kesinliğini kavramak için güçlü birer delil niteliğindedir.
1. Ayet dünyanın mevsimlerini örnek gösteriyor. Kışın ölen tabiatın baharda yeniden canlandırılmasını örnek vererek insanların da haşir baharında yeniden diriltilmesinin Allah için hiç de zor bir şey olmadığını ifade ediyor.
2. Allah hem insanı yaratsın, hem her şeyi ona ikram etsin hiç mümkün müdür ki itaat edenlere mükâfatı, isyan edenlere cezası bulunmasın? Elbette ki mümkün değil. Bu son derece mantıklı, çünkü Allah’a inanıp da ahirete inanmamak oldukça büyük bir çelişkidir.. Allah, insanlara rehber ve yol gösterici olarak peygamberler ve de semavî kitaplar göndermiştir. Onları başı boş bırakmamıştır. Tüm bu hakikatleri kavrayabilmesi için de akılda vermiştir.
3. Bazen bu dünyada masum zillet içinde, zalim ise izzetinde göçüp gidiyor. Yani dünyada insanlar tamamen hakkını alamayabiliyor. Demek ki başka bir âlemde Cenab-ı Hak hesabını soracak. Şöyle de söyleyebiliriz; herkes hakkına, hak ettiğine başka bir âlemde maruz kalacak.
4. Bu dünyada insanlar olumlu anlamda birçok şeye doymadan gidiyorlar çoğunlukla. Demek bu dünya tadımlık, doyumluk değil, asılları ve menbaları âhirette. Elemin ortadan kaybolması lezzet olduğu gibi lezzetin gitmesi de ortadan kaybolması da elemdir. Oysa Allah güzellik ve iyilikleri vermek istemeseydi istemek vermezdi. Demek ki daimî bir lezzetin olacağı seyrengâh-ı İlâhîye gidiliyor, yani ahirete.
5. Allah insanlara lütfundan, şefkat ve merhametinden peygamberler göndermiştir. Bediüzzaman Hazretleri “Yaveri Ekrem” temsiliyle izah etmiştir. Sonsuzluk isteyen insan ruhunun ihtiyacını Allah’ın elçisi müjdeliyor bize. Ahiret var diyor. Sonsuzluk herkesin arzusudur. Herkes ahiretin varlığını ister Cehennemlikler bile... Cenab-ı Allah bu istek ve duaları karşılıksız bırakır mı? Elbette ki hayır. Bir de bunu “Habibim” yani “en sevdiğim” dediği Peygamber Efendimiz (asm) istiyor ki bu dua ve isteği reddetmesi mümkün değildir.
Madem dünyayı yarattı, madem kâinatı yarattı bir maksadı bir gayesi vardır. Demek bu meydan-ı imtihanda olanlar başıboş değiller... Ya sonsuz mutluluk veya sonsuz cezalar onları bekliyor. İmtihan sonucuna göre...