Trump’ın 20 Ocak 2025 tarihinde başkanlık koltuğuna oturmasına az bir zaman kalsa da, ABD’den yansıyan haberlere göre, Pentagon ile Trump arasındaki görüş ayrılığının derinleştiği noktasında. ABD’de derin yapının sözcüsü konumundaki Pentagon ile başkanın Suriye konusundaki yaklaşımları örtüşmüyor. Trump bir önceki başkanlığında olduğu gibi bu dönemde Suriye’den askerlerini çekmeyi düşündüğünü ifade ederken, Pentagon tersi tavır takınıyor.

HTŞ ise Suriye’de yeniden yapılanmanın zorluklarını aşmak için çabalıyor. Göçmenlerin geri dönüşleri, ekonominin durumu, yeni anayasa, nüfus sayımı, otorite boşluğunun doldurulması gibi birçok konuda zorlu sınavlara hazırlanmaktalar. Bu yüzden Suriye’de devlet yönetimi henüz tam oturmuş değil. ABD ise kol kanat gerdiği ve Fırat’ın doğusunda konuşlanmış olan SDG’nin yeni Suriye devletinin yönetiminde olan HTŞ ye tâbi olma noktasındaki isteksizliği devam ediyor ve hâlâ silahlarını bırakmadılar. HTŞ lideri Colanî SDG'nin silahlarını bırakması gerektiğini söylüyor buna rağmen ABD destekli SDG yeni yönetime tâbi olma noktasındaki direniyor. SDG yöneticisi Mazlum Abdi’nin "ABD bir şey yapmalı" çıkışı da not edilmeli.

Bu arada ABD'li senatörler Chris Hollen ve Lindsey Graham, Suriye'nin kuzeyine ilişkin kaygıları gerekçe göstererek ABD Senatosu'na "2024 Türk Saldırganlığıyla Mücadele Yasası" adını verdikleri, Türkiye'ye karşı bir yaptırım tasarısı sundular. Ayrıca Senatör John Kennedy, Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Kürtlerden nefret ediyor, Kürtleri rahat bırakın" şeklindeki açıklaması gelmişti. SDG'nin IŞİD'e karşı mücadeledeki rolüne vurgu yapmaya çalışıyorlardı. Tarihler 21.12.2024 yi gösteriyordu. ABD aslında SDG'yi yerinde tutabilmek için Türkiye’yi diplomatik yolardan sıkıştırmaya çalışmış ama sonuç alamamıştı.

Peki, gelişme ne olacaktı derken haber, gecikmedi ve Kobanî olarak ta bilinen Ayn-El Arap bölgesine ABD’nin üs kurma kararı almış olması haberi patladı. Bölgeden gelen görüntü ve bilgilere göre Ayn El-Arab merkezindeki eski adıyla Kinim Oteli, şimdinin öğrenci yurdu olarak bilinen bina, ABD üssü olacak şekilde dizayn ediliyor haberi idi. Haseke'deki ABD üssünden hareket eden lojistik malzeme, yakıt, briket odalar, iş makineleri ve hazır beton duvarlar taşıyan bir askeri konvoy, M-4 yolunda Halep'in doğu kırsalına hareket ederken görüntülenmişti. Türkiye bu gelişmeye karşı resmî bir açıklama henüz yapmadı. Türkiye’nin tavrı net, SDG silah bırakacak, HTŞ liderliğindeki yapının içine dahil olacak, Suriye’nin kuzeyi terörden arındırılacak. DEAŞ Suriye’de bitti tezini savunan Türkiye, karşısında ise DEAŞ hala aktif diyen bir Pentagon var. Pentagon DEAŞ ı ayakta tutarak, SDG'yi o bölgede tutmak istiyor. Tüm bu gelişmelere bakarak, New Orleans şehrinde gerçekleşen olaya bakalım. Kamyoneti ile yeni yıl hazırlıkları yapan kalabalığın arasına dalan ve birçok masum insanın ölümüne yol açan Shamsud Din Jabbar, ABD vatandaşı ve eski bir asker çıkması idi. FBI açıklamasında DEAŞ örgütünün tarzına uyan bir terör saldırısı ve DEAŞ bayrağını kamyonetin içinde bulduğuna dair haberleri dünyaya servis etmişti. İstediği kamuoyunu oluşturmak adına.

Bir diğer kayda değer olay ise Las Vegas'taki Trump International Hotel'in girişinde uzaktan kumanda ile Tesla/Cybertruck'ın infilak ettirilmesi olayı. Bu iki olay tesadüfi değil. Elon Musk'ın Teslasının Trump’ın otelinin önünde patlatılması ve aynı saatlerde ABD de beklenmeyen terör hadiselerin patlak vermesi. Bu iki olay Elon Musk ile Trump’a mesaj niteliğimi taşıyordu. Bu ikili ABD'nin yeni döneminde, iki büyük aktörü olacaklar.

"Ülkemiz kaos içinde, tüm dünyada alay konusu, açık sınırlar, zayıf liderlik ve artan tehditlerle karşı karşıya. Adalet Bakanlığı, FBI ve savcılar Amerikalıları şiddet ve yolsuzluktan korumak yerine bana saldırmaya odaklanıyorlar." ifadesini kullanması önemli. Bu sözler "Derin devlet Trump'ın başkanlığından önce bazı değişiklikler yapıyor şeklinde yorumlanabilir.