"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet mülkün kızarmış ördeğidir!

İbrahim Aktaşcı
26 Mayıs 2023, Cuma
Vaktiyle, memleketin birinde, verdiği keyfî kararlarla bilinen bir kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna nefis kokular gelir. Fırında nar gibi kızaran ördeği gören kadı, fırıncıdan ördeği ister.

Fırıncı ördeğin bir sahibi olduğunu söyleyip itiraz etse de kadıya hayır demek kolay değildir. Kadı ördeği alır ve evinin yolunu tutar. Biraz sonra ördeğin sahibi gelip fırıncıdan ördeği ister. Fırıncı; “ördek uçtu” diye cevaplar.

Fırıncıyla ördeğin sahibi kavgaya tutuşurlar. O esnada kavgayı ayırmak isteyen bir gayrimüslim arada kalır ve gözü çıkar. Ördeğin sahibi ve gayrimüslim bir olup fırıncıyı kovalamaya başlarlar.

Koşarken bir duvardan atlayan fırıncı, bu kere de hamile bir kadının üzerine düşer ve hamile kadın çocuğunu düşürür. Kadının kocası da düşer fırıncının peşine. Peşindeki üç kişiden kurtulmak isteyen fırıncı, en son bir yahudiye çarpıp onu da yaralar ve hepsi birlikte soluğu mahkemede alırlar. 

Fakat o da ne: Davanın hâkimi ördeği iç eden kadı’nın ta kendisidir. 

Kadı önce fırıncıya sorar: “Bu adamın ördeğini ne yaptın?” Fırıncı, “ördek uçtu” diye cevaplar. Kadı, önündeki kara kaplı kitaba bakar ve hükmünü verir: “Ördek tayyardır, tayyar uçar demektir, o halde ördeğin uçması suç değildir. Fırıncının beraatine…”

Gayrimüslime sıra gelir. Gözü çıkan adam “şikâyetçi” olur. Kadı yine açar karakaplı kitabı ve şu kuralı bulur: “Gayrimüslim vatandaşın, iki gözünü çıkaran müslimin, bir gözü çıkarıla…”

Kadı okuduğu kurala göre hükmünü verir: “Fırıncı senin bir gözünü daha çıkaracak, iki edecek. Sonra sen de onun bir gözünü çıkaracaksın.” Diğer gözünden de olmak istemeyen adam, hemen şikâyetinden vazgeçer.

Ardından hamile kadının kocası gelir huzura, o da “şikâyetçiyim” der. Kadı hemen hükmünü verir: “Fırıncı, çocuğu düşen kadınla evlenecek, düşen çocuğun yerine yenisini yapacak…”. Bu karar üzerine elmecbur, kadının kocası da vazgeçer şikâyetinden. 

Kadı yahudiye döner ve sorar: “Senin şikâyetin nedir?” Yahudi ellerini açar ve şöyle cevaplar: “Aman efendim, ne şikâyeti, siz adaletinizle bin yaşayın.”

Bahsini ettiğimiz meşhur “karakuşi kadı” fıkrası modası geçmeyen fıkralardan. Halk içinde “kimi kime şikâyet edeceksin” sorusunun mizaha bürünmüş bir cevabı adeta. 

“Kızarmış ördek uçamaz” demeye cesaret edebilenlere ne olduğunun cevabı ise aşağıdaki haberde…

Cumhuriyet’ten Abidin Yağmur’un haberine göre, Mersin’de bir vatandaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şikâyet etmek için gittiği adliyede gözaltına alındı. Erdoğan’ın miting meydanlarında izlettiği videoların montaj olduğu gerekçesiyle şikâyette bulunan vatandaş, dilekçesini verdikten sonra savcılığın talimatı ile Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. 

Savcının kara kaplı kitabında ne yazdığını az çok tahmin edebiliyoruz. Şimdi bir hukukçu olarak, biz de, bu olayı hukuki yönleriyle değerlendirip, hak arama hürriyeti ve savunma dokunulmazlığından bahsedebilirdik.

Ancak Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler’in de söylediği gibi; yürürlükteki Türk hukukunu incelemek bizim de içimizden gelmiyor. 

Talimatla hareket eden hâkimleri bir kenara bırakalım, içerisine siyasetin girmediği davalarda, bu kere de “yetersiz hâkimler” çıkıyor karşımıza. En basit meselelerin dahi özünü kavrayamayan, komik hatalar yapan hâkimlerimiz, davaları yıllarca sürüncemede bırakıyor ve dosya fazlalığı ve iş yükünü bahane ediyorlar. 

Adalet; gökdelen adliye saraylarında, yüksek katlara kurulan hâkimlerin eline geçince, “kat”lanılacak bir şey haline geldi.

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmek için de iç hukuk yollarını tüketmek şartı var. İç hukuk yollarını tüketmek ise adliyelerde ömür tüketmekle eş değer. 

Okunma Sayısı: 2440
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İspirtizma

    26.5.2023 20:21:08

    Aileleri birbirine düşman eden kamu davalarına ne yapacaz... Kocasını cezalandırmak için karakola şikayet eden sonrada şikayetçi olmayan ama aylar sonra gelen kamu davaları yada iki kardeş tartışıyor etraftakiler polis, jandarma çağırıyor ifadesi alınan ve birbirinden şikayetçi olmayan kardeşlere açılan kamu davaları kardeşi kardeşe, kocayı, karıya düşman ediyor onlarda karakola gidene kadar durumun vahimiyetini anlamıyorlar... Hakim beraat verse savcı bırakmıyor o bıraksa istinaf bırakmıyor.... Böyle mi aile hukuku korunuyor tam tersi aileler düşman kesiliyor birbirine...

  • Said Yüksekdağ

    26.5.2023 15:58:36

    O zaman desenize hayatımız bir fıkra gibi. Gerçek manada hak, hukuk ve adaletin ülkemizde tecelli etmesi duasıyla.

  • Oğuz Yiğiter

    26.5.2023 08:39:53

    Bu harika hukuk belgeseli, altı defa gidip yedi defa gelen ömrü demokrasi mucâdelesiyle geçen büyük devlet adamı ve demokrasi kahramanı Merhum Demirel'in çok sık kullandığı bir fıkra idi. Çok güzel bir zamanlama ile güncellemeniz harika olmuş. Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı