Vaktiyle, memleketin birinde, iki arkadaş bir vapurda seyahat etmektedir. Birden müthiş bir fırtına bastırır. Vapur, fırtınanın etkisiyle batmak üzeredir.
İki arkadaştan biri güverteye oturur ve ağlamaya başlar. Arkadaşının ağladığını gören öbürü ona şöyle teselli verir: “Ne diye ağlıyorsun, vapur senin malın değil ya…”
Bugünkü köşe yazımız tedbir ve tevekkülü yanlış tatbik edenler hakkında.
İki binli yılların başında Türkiye’de yaşamış Azerbaycan vatandaşı bir dostumuz, geçenlerde ülkemizi ve bizleri ziyaret etti ve kendisiyle sohbet etme imkânı bulduk.
Yıllar sonra ülkemize gelen dostumuzun şaşırdığı ilk şey fiyatlar oldu. Enflasyon karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen dostumuz, adeta on beş yıl önceki Türkiye’den çıkıp gelmiş gibi davranıyordu.
Bugünü geçmişle endekslemeyi, ancak, her alışverişte rakamlara bir iki sıfır atmak suretiyle başaran dostumuz, bir süre sonra şaşırmayı bıraktı.
Fiyatlara dahi alışan dostumuzun alışamadığı şey ise şu oldu: Kamu hizmetlerinin aksaması ve yargının siyasallaşması.
Sohbetimizde, devlet kurumları ve mahkemelerin derbederliğinden bahsedip bazı örnekler verince dostumuz çok şaşırdı ve bize şunları söyledi:
“Bizim ülkemizde ve Sovyetlerden ayrılan diğer Kafkas ülkelerinde, demokrasi; Avrupa Birliği verdiği fonları kesmesin diye Batı’ya gösterdiğimiz bir simülasyondan ibaret. Yılda bir iki kez, iktidarın seçtiği muhalifler bir stadyumda toplanıyorlar ve hükümeti eleştiriyorlar. Bu gösteri kameraya alınıyor ve Batılı basın kuruluşlarına gönderiliyor. Bu hale rağmen bizim ülkemizde dahi kamu hizmetlerinden ve mahkemelerden bu kadar şikâyet edilmiyor.”
Dostumuzun bu tespitine üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik ve kendisine sorduk: “Türkiye’nin bu durumu hakkında senin fikrin ve çözüm önerin nedir?”
Sorumuzu ironik şekilde şöyle cevapladı: “Biz tek adam rejimine artık alıştık. Siz de alışınca kamu hizmetleri aksamaz. Merak etmeyin…”
Bu cevap bizi epeyce düşündürdü. Tek adam rejimine alışmış ülkelerde, iktidar ve devlet bir ailenin ya da bir grubun malı haline geliyor. Böyle olunca hikâyemizdeki gibi devlet iflas etse dahi vatandaşları, “Ne diye ağlıyorsun, vapur senin malın değil ya…” diyor ve bunu dert etmiyor. Yani o ülkelerde kamu hizmetlerinin aksaması kimsenin meselesi değil.
Üzülerek ifade edelim ki bugün birileri bizim de bu tek adam rejimine alışmamızı istiyor ve bunun için çalışıyor. Gayet başarılılar da.
Bu ise demokratların çok zoruna gidiyor.
Demokratlar için “Alışmak sevmekten daha zor geliyor”.