H. Muharrem Okur /Arda Bilik
Güzel ülkemiz başta olmak üzere tüm âlem-i İslâm memleketlerinin mevcut hâllerinin elbette pek çok sebepleri var. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Risale-i Nurlar’da bu sebeplere çokça değinmiş. Özellikle “Eski Said Dönemi Eserleri”nden “Hutbe-i Şamiye” âdeta İslâm coğrafyasında yaşayan bizlerin başucu kitabı olacak bir Kur’ânî rehber hükmünde. Üstad’ın bu eserdeki hakikatleri Şam Emeviye Camii’nde aktarması elbette büyük bir mesaj ve oldukça manidar. Bu esere kulak vermek için hala geç değil. Herkesi kolaylıkla ulaşılabilecek bu eseri okumaya davet ediyoruz.
Hutbe-i Şamiye’de de geçen ve belimizi büken ihtilâfların sebeplerini ortadan kaldırmak hepimizin girmesi gereken bir mücadele. Bu mücadelede Efendimizin (asm) “büyük cihad” olarak nitelendirdiği nefis mücadelesi ve Üstad Hazretlerinin en büyük ve daimî vazifenin insanın kendi kalp dairesinden başladığını aktarması nazarlara alınarak; insan evvelâ kendisine odaklanmalı. “İhtilâfları körükleyecek münakaşalara giriyor muyum?” “Ehl-i iman kardeşlerime kin güdüyor muyum?” “Bana ya da fikirlerime karşı yapılan kötü yorumlara, kin, garaz ve öfkeyle mi yaklaşıyorum?” “Kırıcı sözler ve yıkıcı ifadeler kullanıyor muyum?” “Muhatabımı sindirmek adına bağırıyor muyum?” gibi sualler, nefis muhasebesi yapmamız adına kendimize sormamız gereken sualler. Dolayısıyla münakaşalardan kaçınmak, ihtilâfların tedavisi için atılacak ilk adımlardan birisi.
“Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.”1 Hadis-i Şerifi, Üstad Hazretlerinin telif ettiği kardeşlik manzumesi, “Uhuvvet Risalesi”, Mevlana Hazretlerinin, “Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder.” sözü ve Üstad’ın kâinata değişmem dediği hizmet eri Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin şu sözleri dikkatten kaçmamalı; “Umur-u hayriyenin [hayırlı işlerin] mânileri çok olur. Bize böyle hâllerde susmak gerekir. Meseleyi ancak böyle hâllederiz. Münakaşa ile hiçbir dava hâlledilmez. Münakaşadan yavaşça çekil, öyle şeyler muvakkattır. Büyük zatlar bunda müttefiktir ki, başkalarıyla uğraşan, yolundan geri kalır.”
Bu vesileyle münakaşalara girmemek ve susmak faziletten, edepten olup; iman hizmetlerinin selâmeti için hayatî bir öneme sahip.
Dipnot:
1- Buharî, Edeb 31, 85, Rikak 23