H. Muharrem Okur /Arda Bilik
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin günümüz içtimaî meselelerinde adeta Kur’ânî bir pusula vazifesi gören eserlerinden birisi de “Münazarat” eseri.
Aktüel meseleleri sağa-sola savrulmadan doğru okumanın yolu bu eseri iyi tatkik edebilmekte. Yüz yılı aşkın bir süredir hâlâ bizlere ayak bağı olan pek çok meseleye Üstad Hazretleri Kur’ânî düsturlar ile açıklık getirmiş. Bu meselelerden birisi de o dönemdeki Jön Türkler ile ilgili.
“Eskiden beri işitiyoruz ki bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar ediyorlar.” şeklinde gelen bir sual üzerinden tarihî bir değerlendirme yapan Üstad Hazretleri; farklı fikirlerden Jön Türkler bulunmakla birlikte, isdibdatın yani baskı rejiminin kendisini devam ettirmek için böyle bir telkinatta bulunduğunu aktararak şunu belirtir: “Vakıa onlarda birtakım edepsiz, çok sefih masonlar dahi bulunur; lâkin yüzde ondur, yüzde doksanı sizin gibi mutekid [inançlı] Müslimlerdir.” Ve ekler: “Hüsn-ü zan ediniz. Sû-i zan [bir kimse hakkında kötü düşünceye sahip olma] hem size, hem onlara zarar verir.” Sû-i zannın niçin onlara zarar olacağı şeklinde gelen suale ise hepimizin titremesi gereken şu cevap ile karşılık verir: “Onların bir kısmı sizin gibi tahkiksiz, taklit ile İslâmiyetin zevâhirini bilirler. Taklit ise, teşkikat ile yırtılır. O halde bazılarına –bahusus dinde sathî, felsefe ile mütevaggıl olursa– dinsiz dediğiniz vakit, ihtimal ki tereddüde düşüp, mesleği İslâmiyetten hariçmiş gibi vesveselerle, “herçi bâd âbâd” [battı balık yan gider]diyerek me’yusâne, belki muannidâne İslâmiyete münâfî harekâta başlar. İşte ey bîinsaflar! Gördünüz, nasıl bazı bîçarelerin dalâletine sebep oluyorsunuz. Fena adama, “İyisin, iyisin” denilse iyileşmesi, ve iyi adama, “Fenasın, fenasın” denildikçe fenalaşması çok vuku bulmuştur.”
Dolayısıyla bir kimseye partisinden, ideolojisinden, inancından, cemaatinden vs. dolayı, “Dinsizler, şöyleler, böyleler, bunlar adam olmazlar…” şeklinde dehşetli kelimeler kullanmak; Üstad Hazretlerinin belirttiği şekilde onların çok daha kötü akıbetlere düşmelerine sebep olabilmekle birlikte bizleri de yine Üstadın tabiriyle “İnsafsız” yapacaktır. Böyle bir halden ve bu mesuliyetten daima Allah’a sığınılmalı.