Gelişen teknolojiyle birlikte artık dünyanın âdeta bir köy haline gelmesi mübalağasız bir söylem oldu. Dünyanın her köşesinden anlık olarak yaşanan hâdiselere şahit oluyoruz.
Koca dünya böyle iken; memleketimiz çok daha dar bir daire hâline geldi. Bir ucunda olanlar başka bir ucunda yaşayanları da etkiliyor. Bir yerde yaşanan yürek sızlatan bir hâdise tüm memleketimizi sarsabiliyor. Bir şahsın ufak bir nefret söylemi geniş kitleleri yönlendirebiliyor. Dolayısıyla memleketimiz bir şehir, bir vücut, bir aile gibi. Bir şehrin intizam ve nizamı, bir vücudun sağlık ve sıhhati, bir ailenin birlik ve beraberliği nelere bağlıdır? Ne olursa o şehirde kargaşa ve dağınıklık, o vücutta hastalıklar ve ârızalar, o ailede kavga ve geçimsizlikler olur? Ve ne olursa o şehirde sükûnet, o vücutta sıhhat, o ailede huzur olur? Bunlar üzerinde derinlemesine düşünülmesi gereken konular. Asrımızın Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlar’da Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu hususlar üzerinde oldukça fazla durmuştur. İnsanlığa layık bir hayat sürdürebilmenin şartının ancak iman eksenli bir hayat tarzıyla mümkün olduğunu ibretlik örneklerle gözler önüne sermiştir. Bu imanın pek çok hassaları olmakla birlikte özellikle sosyal hayatımızı perişan olmaktan kurtaracak esaslardan; “Uhuvvet” yani kardeşlik üzerine de müstakil bir eser telif ederek asrın insanlarını uyarmıştır.
“Uhuvvet Risalesi” yaşadığımız dar ve geniş dairelerdeki tüm güncel sorunlarımızın çözümünde anahtar hüviyetinde bir eser. Nefret hisleri ve söylemlerinin, kin ve düşmanlık beslemenin, kendi fikrimiz dışındaki fikirlere kapalı, ön yargılı, suçlayıcı ve dışlayıcı olmanın, Allah’ın yarattığı bir kul olmasıyla başlı başına bir önem arz eden ferdlere karşı dışlayıcı ve küçük görücü davranmanın ve sair olumsuz his ve davranışların, bizleri nasıl perişanîyetlere ve musibetlere sevk ettiğini gözler önüne seriyor. Tüm bu olumsuz his ve davranışlardan kurtulmanın ve korunmanın yollarını Kur’ânî perspektiften nazarlarımıza sunuyor. Başta memleketimiz olmak üzerine İslâm âleminin kurtuluş reçetesinin şifreleri bu eserde. Bu şifrelerin yeri ise başta kendi nefsimiz ve kalbimiz. Bir an önce “Uhuvvet Risalesi”ni nefsimize hitap ederek okumalı ve Kur’ânî hakikatlerine kulak vermeliyiz. Üstad Hazretlerinin bu eserde ifade ettikleri gibi; “Çünkü birbiriyle boğuşanlar, müsbet [olumlu, pozitif] hareket edemezler.” (1)
Dipnot:
1- Mektubat, s. 315.