Bu duruma en önemli katkıyı aklı başında, barışa yönelik açıklama ve tavırları ile başbakan Miçotakis yapıyor. Türkiye ile ikili ilişkilerde barış yanlısı bu tutum çok önemli. Ama yine de Yunanistan içinde eskiden gelen alışkanlıklar zaman zaman gün yüzüne çıkabiliyor. Rahatsız olanlar, basın yoluyla aba altından sopa göstermeye ve nükseden eski alışkanlıklarını ifade etmeye çalışıyorlar. 

Savunma Bakan Yardımcısı Yannis Kefalogiannis Türkiye’nin hava savunma sistemleri (İHA/SİHA) noktasındaki gelişmelerinden ve kazanımlarından rahatsızlık duyduğunun altını çizmesi, her iki ülkenin barış içindeki tavrını çok etkilemedi. Fakat diplomaside rahatsızlık oluşturmuş durumda. Kefalogiannis, "Türkiye'nin bölgede attığı adımları gözlemlemeliyiz. Ulusal çıkarlarımız sadece coğrafi sınırlarımızla sınırlı değildir" ifadelerini kullanması enteresandı. 

Kefalogiannis’in Suriye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde, ''Türkiye, Avrupa Birliği'ne daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bu bağlamda Türkiye'nin etkisiz hale getirilmesi için diplomatik ve savunma düzeyinde adımlar atacağız'' şeklindeki konuşması diplomasiye sığmayan bir tavır ve üslup. Ayrıca AB’ye girme sürecini Demokles’in kılıcına dönüştürme çabası ise kabul edilebilir bir şey değil. Kaldı ki AB’nin Türkiye’ye gerçekten ihtiyacı var. Suriye'de Beşar Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Türkiye'nin yeni yönetimle Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasına imza atma ihtimalinin oluşması bile Yunanistan'da büyük bir rahatsızlığa yol açmış durumda. Kısacası, Türkiye’nin bölgedeki yeni kazanımlarından hayli rahatsız olanlar var.

Suriye ve Ortadoğu’daki gelişmelere odaklandığımızda, ABD’nin tavrı, Yunanistan ve Türkiye denklemini daha net ortaya koyacaktır. Bölgemizdeki gelişmelerle birlikte Trump‘ın getireceği öneriler doğrultusunda değişiklikler ve yeni yol haritası belirlenecek.

Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma çabaları, Suriye’de yeni bir devletin oluşması, Esed rejiminin düşmesi noktasındaki duruşu, Yunanistan’da dört gözle takip ediliyor. Özellikle Güney Kıbrıs üzerinden denkleme girmeye çalışan Yunanistan söz konusu. İsrail, İngiltere ve ABD’nin burada yani GKRK’de yeni üsler kurması, birlikte hareket etmeleri, ortak askeri tatbikat yapmaları, Yunanistan kaynaklı açıklamaları da beraberinde getiriyor. Hindistan kaynaklı ticaret yolunun GKRK üzerinden, Avrupa’ya açılması projesi hala gündemdeki yerini koruyor, çünkü Kalkınma yolu projesine alternatif olarak bunu gündemde bizzat tutuyorlar.

Türkiye’ye farklı bir bakış açısı ile bakılmasında en etkili gelişme, Piaggio Aerospace markası altında faaliyet gösteren şirketlerin (piaggio Aero Industries ve Piaggio Aviation) Baykar tarafından satın alınması. İtalya’nın önemli hava destek üretimi yapan bu şirketle ortaklık, stratejik açıdan ehemmiyetli. Bu gelişmeye ek olarak, The Times gazetesinde haber olan, Baykar'ın, İHA'larını İtalyan radar ve elektronik sistemleriyle donatmak için İtalyan savunma firması Leonardo ile yeni bir anlaşma daha yapması. Elbette hava savunma sanayi noktasında bu adımlar önemli, bu tavırlar Yunanistan içinde seslerin yükselmesine sebep olmuş durumda. 

AB’nin kendi içindeki sıkıntılarını aşmakta zorlandığı süreç hayli uzamış durumda. Rusya’dan korkan, Ukrayna-Rusya savaşından hayli güç kaybeden bir AB söz konusu. Bu sürecin uzamasından dolayı Yunanistan kartı hala açılmış değil. Almanya’nın ekonomik sıkıntıları AB’yi derinden etkiliyor. Trump’ın NATO koruma şemsiyesinin maliyetinin pahalı olacağının altını çizmesi ise işin rengini değiştirmiş durumda. 

Bu yüzden NATO şemsiyesinin koruma kalkanı olmaktan çıkma ihtimali ile yüzleşen AB’de yeni sorunlar gündeme gelebilir. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya, AB den bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran farklı bir yapıya dönebilirler. Çünkü AB nin ekonomik yükünü bu ülkeler çekmekte. Avrupa birliği genişlemeden ziyade daralmayı hedefleyebilir.