"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sağlıklı hayat prensipleri -6

Feyzullah ERGÜN
05 Ocak 2025, Pazar
İnsan organizmasını olumsuz etkileyerek, değişik tablodaki hastalıklara ve huzurun bozulmasına neden olan faktörlerin sayısı, her geçen gün artmaktadır.

Adeta hastalıklar devri denebilecek zamanımızın, gittikçe zorlaşan hayat tarzının başlıca nedenleri, insan kaynaklı olumsuzluklardır. Organizmanın dışarıdan veya içeriden zarar verecek saldırılara uğraması, kurulan dengeyi altüst etmektedir. Beşerin bulaşık elinin hazırladığı toksinler dünyası, insanları hastalık ve bunalımlara sürükleyerek, maddî-manevî bir tufana sürüklemiştir. 

“Ekspozom kavramı ile ifade edilen, maruz kaldığımız bütün toksik etkenler çevre kaynaklı, dışarıdan veya kendi içimizden geliyor olabilir. Mesela düşüncelerimiz de bir bakıma toksin yani zehir olabilir. Huzursuz bir zihin aslında bütün vücudu etkiliyor. (Olumsuz ve zararlı düşüncelerin toksik etkilerinden korunmak için, “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” altın prensibiyle, düşüncelerin saflaştırılması en güzel bir yol olacaktır.)  Öte yandan şu anda son derece toksik bir çevrede yaşıyoruz. Hava kirliliği çok fazla. Solunum problemi yaşama ihtimali yükseliyor. Diğer önemli unsur ise, su. Vücudumuzun %60 ila 70’i sudan oluşuyor. İçtiğimiz suyun kalitesi çok mühim, çünkü içindeki kimyasallar vücudumuza sızıyor. Örneğin ABD’de musluk suyu toksinle dolu. İçinde pestisit, alev geciktirici, antibiyotik, hormon, ilaç, ne ararsanız var. Yüksek miktarda zararlı maddeye maruz kalıyoruz. (Bizim kaynak  sularımız hariç, şehir sularımızın sağlık derecesini de, bu paralelde değerlendirebiliriz.) 

Plastik şişelerdeki BPA (Bisfenol A) gibi toksinlerin çok küçük miktarlarının da zararlı olduğunu artık biliyoruz. Endokrin sistemimizi bozuyorlar. Tek tek bakınca sorunsuz görünebilirler ama çok sayıda toksin birleşince, toplamda çok zararlı bir etki oluşturuyor.  Ekspozom deyince diyetimiz, duygu ve düşüncelerimiz gibi, hücrelerimize ve bağışıklık sistemimize etki eden her şeyi hesaba katmak gerekiyor. Çünkü düşüncelerimiz de, bağırsak mikrobiyomumuzu etkiliyor. Toksinleri ikiye ayırmak mümkün. Biri yediğimiz yiyeceklerden, hava ve sudan gelen pestisit ve kimyasallar gibi çevresel, yani dış toksinler. Bir de bağırsaktaki kötü bakteriler tarafından üretilen iç toksinler var. Birçok  kronik hastalık riskini genetiğimiz belirliyor. Araştırmalara göre bu hastalıkları yaşayıp yaşamayacağımızı  %95 oranında ekspozom belirliyor. Yani esas olan DNA’mız değil, DNA’mızın maruz kaldığı şeyler. Genel olarak hastalıklara  olan etkilerine bakınca, çevrenin ağırlığının %70-80, genlerin etkisinin ise %20-30 arasında olduğunu söyleyebilirim. Çünkü genlerimizi değiştiremesek de, bunların hangilerinin aktive olup, hangilerinin devredışı kalacağını hayat tarzımızla belirleyebiliyoruz.” (1) 

Gıdalar aracılığıyla organizmamıza yüksek oranlarda pestisitler, özellikle de glifosat toksinleri girmektedir. Bunların yıkıcı etkileri araştırmalarla kesinlik kazanmıştır. Vücutta birikmeleri sonucunda sinir sistemi, bağırsak mikrobiyomu tahrip olmakta, özellikle çocuklarda beyindeki olumsuz etkileri sonucu ciddi IQ kaybına yol açtıkları kesinlik kazanmıştır. 

İnsan organizmasını en mükemmel bir nizam ve denge üzerine yaratarak, dünya hayatına gönderen Cenab-ı Hak (cc), sonsuz kerem ve rahmetiyle, toksin ve kimyasal atıklar deposu haline getirilen dünyamızda, hikmetli ve gizli yardımlarla insanı çaresiz bırakmamıştır. Vücudumuza toksinleri etkisiz hale getirebilecek, harika sistem ve gerekli rafinerileri, hikmetleriyle Kuddûs (cc) ismine ayna yapmıştır. Tıp ilminin açıklamalarıyla “Vücudumuz kendini ‘Detoksifiye’ edebiliyor, yani zehirden arındırabiliyor. Hatta uzun ve sağlıklı hayata giden yol, bu detoksifikasyon becerisinden geçiyor. Aynı zamanda vücudu temizlemek için kullanabileceğimiz birçok yiyecek var. Brokoli, lahana, Brüksel lahanası, roka gibi bitkiler çok faydalı. Yeşil çay (yüksek tansiyonu olanlar dikkatli kullansınlar.) da, benzer işlev görüyor. Bunlardan bir veya birkaçını her gün tüketmeye özen gösteriyorum. Diyetimizin büyük bölümünün bitkilerden oluşması gerekiyor. 

Toksik bir dünyada yaşadığımız kesin. İçtiğimiz su, soluduğumuz hava, yediğimiz gıdalar toksinlerle dolu ve bu durum genel sağlığımızı ciddi şekilde etkiliyor. Dünyaya dair algımız negatifse, vücuttaki yansıması da olumsuz oluyor. Düşünceler ve ilişkiler de, toksik olabiliyor. Korkmanıza gerek yok. Sadece sorunla mücadele etmemiz gerektiği gerçeğinin farkında olun. Konu hakkında yeterince bilimsel yöntem var.” (2) 

SAĞLICAKLA KALIN. 

Dipnotlar:

1)  Dr. Mark Hyman-Dr. Todd Lepine, Toksinlerden arınma rehberi, 20-28 Ekim 2023 Oksijen Gazetesi 

2) Agm. 

Okunma Sayısı: 1047
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı