Organizmanın savunmasını sağlayan lenfatik özel kuvvetler lenfosit hücrelerinin üretim yeri başta dalak olmak üzere, kemik iliği imalathanesidir.
Aynı hücreden farklı karakterde üretilen “Te ve B lenfositleri”, timüs ve ince bağırsakta kısa bir eğitim gördükten sonra, savunma görevine gönderilir.
Olağanüstü bir savunma sistemi mekanizmasıyla aralıksız ve haberimiz olmadan yürütülen lenfatik sistem fonksiyonlarının kontrol dışı ve kendi kendine veya evrim teorisiyle aktive edilebileceğini kabul edebilecek bir düşüncenin, beyin nöronları arasındaki konnektom bağlantılarının sağlıklı olarak sürdürülemediğinin bir belirtisi olabilir. Zira hakikî ilimlerin aydınlık yolun ancak sağlıklı düşünebilen insanlara Cenab-ı Hakk’ın (cc) kudret, ilim ve azametine pencereler açacaktır. Bundan mahrum kalmak sebeb-i hüsrandır.
31. PENCERE
İnsan organizmasının yokluktan varlık âlemine gelişi, büyük mu’cizeler sonucunda kâinatın en muhteşem canlısı olarak programlı bir yolculukla sağlanır. İnsanın yaradılışına bu pencereden bakıldığında binlerce mikroskobik pencere ile karşılaşılır. Burada gerçekleşen kompleks fonksiyonların sırlarını embriyoloji ve fizyoloji ilimleri tam olarak çözebilmiş değildir. Zira gayb âleminden mikro âleme oradan makro âleme devam eden hayat yolculuğunun akılları hayrette bırakacak ve kâinat ağacının meyvesi olarak, çeşitli gelişim safhalarından geçirildikten sonra mükemmel bir canlı varlık olarak gönderilir.
Toprağın kimyasal yapısına yüklenen minerallerin beslenme yoluyla insan organizmasına girişi ile başlatılan yaradılış mu’cizesi, metabolizma sonucunda gerçekleşen fizyolojik fonksiyonlar, gelişme hormonlarını da harekete geçirir. Birbirini aktive eden bu faaliyetlerin sonucunda erkeklerde “Sperma (nutfe)”, kadınlarda da “Ovum (yumurta)” İlâhî kudretin programlamasıyla aktif hâle gelir. Milimetreküpte 100 milyon adet bulunan spermlerden tayin edilen sadece bir tanesi mutlu sona kavuşabilmektedir. Ancak, ilim/irade/kudret pergeliyle çizilen takdir-i İlâhî’nin kontrolündeki döllenmiş yumurta mu’cizevî bir sanatla “Uterus (rahim)” duvarına asılarak 9 ay 10 gün süre ile misafir edilir. Rahim burada gerçekten nutfeyi kucaklar, besler, plasenta (eş) göbek bağıyla canlanmaya başlayan varlığın bütün ihtiyaçlarını karşılar. Bu gelişim safhalarının en şaşılacak tarafı “binlerce defa büyütülmeden görülemeyen nutfeyi evirip çevirerek mükemmel yaradılışta bir insan hâline getiren o eşsiz kudrettir. İnsan hücresinde renkli cisimcikler (Kromozomlar) vardır. İnsanın bütün özelliklerini, irsî ayrıcalıklarını taşıyan bu kromozomlardır. Rahim, döllenmiş yumurta için yumuşak bir yatak gibidir. Yumurta gıdasını buradan alır ve büyür. Gerçekten gariptir ki, erkeklik hormonu ile dişilik hormonu arasındaki fark kimyasal yönden son derece basittir. Bunu bir karbon ve üç hidrojen atomu ile özetlemek mümkündür. Yaratıklarına birkaç zerre (atom) farkı ile çeşitli şekiller veren Allah’ı tesbih ederiz!..”(1)
Sonsuz ilim ve kudretinin azametiyle basit maddeleri sentezleyerek insan mu’cizesini yaratan Cenab-ı Hakk (cc), hücrelerdeki renkli cisimciklere (kromozomlar) “ehadiyet” mührüyle, birbirinden farklı karakter nizam ve programını vermiştir. Öyle ki, hiçbir insan kardeşi ikiz dahi olsalar birbirine benzememektedir. “Gerçekten insanın yaratılışı üzerinde derin derin düşünülmelidir. Çünkü bunda akıllara durgunluk verecek insanın kalbini imanla dolduracak nice ibretler vardır. Böyle bir düşünce sayesinde insan İlâhî nura kavuşur.
Kromozom, insan sırlarını öylesine gizli bir şekilde taşır ki bu sırlar en büyük elektronik mikroskopla, yüz milyonlarca defa büyütülseler bile görülemezler. Her kromozom tek başına bir ayet, bir mu’cizedir. Modern ilim bu sırların bir kısmını keşfedip Allah’ın kelimelerinin tükenmeyeceğini ve hiçbir sınır dahiline girmeyeceğini bizlere göstermiştir.” (2)
SAĞLICAKLA KALIN.
Dipnotlar:
1) Doktor M. Ali el/BAR, Kur’ân-ı Kerîm ve modern tıbba göre insanın yaratılışı, S.34 TDV Yayınları.
2) Age. s. 47/53.