Yaradılış harikası olarak beyine yerleştirilen, mercimek büyüklüğündeki üçüncü göz olarak da bilinen epifiz bezi, organizmada çok önemli fizyolojik ve hormonal fonksiyonlarla birlikte, manevî ve mistik duyguların benzeri olmayan kaynak noktasıdır.
Biyolojik saati düzenleyerek, organizmanın iç dengesinin sağlanmasını idare eden mikro bir alet olarak verilen görevi hassasiyetle yapar.
Epifiz bezinin anatomik olarak bir adı da “Pineal bez”dir. “Ünlü düşünür Descartes, hâlen sırları tam olarak çözülememiş olan epifiz bezi için: ‘Tüm düşüncelerin çıktığı, ruhun yeri’ olarak bir tanımlama yapmıştır. Beyinde simetrisi olmayan tek organdır. Hormon salgılaması karanlıkta olur. Epifiz bezi iyi korunmazsa 10-12 yaşlarında kalsifiye (kireçlenme) olmaktadır. Florürlü diş macunları, paketli gıdalar, diş dolgularındaki civalar kireçlenmeyi arttırmaktadır. Epifiz bezi, çok çeşitli sebeplerden dolayı maalesef erişkinde pasifize olmakta ve özellikle Melatonin hormon salınımı azalmaktadır. Epifiz bezini aktif hâle getirmek için, zararlı maddelerden uzak durma ve transmeditasyon [Namaz, tesbihat, iman dersleri gibi ruhî faaliyetleri geliştiren hayat tarzı ve egzersizler.] tavsiye edilmektedir. Bu çeşit ruhsal programlarla epifiz bezinin, antikanserojen etkisinin arttığı ve hayatta kalma süresinin ruhsal terapötik yaklaşımla uzadığı bildirilmiştir. Epifiz bezinin en yoğun hormon salgılaması gece 02-04 arası olur. Melatonin salgılanmasının en yüksek olduğu gece saatlerinde, göz içi basıncının genellikle en düşük olduğu ve katarakt oluşumunu azalttığı da gösterilmiştir. Cep telefonları, elektromanyetik dalgalar, sigara ve alkol kullanımı, vardiya sistemi ile çalışmak, uyku düzenindeki bozukluklar melatonin salgılanmasını azaltır. Epifiz bezinin salgıladığı diğer hormon ise Seratonindir. Mutluluk hormonu olarak bilinir. Beyin hücreleri arasında kimyasal ve elektrik sinyalleri taşımada görevlidir. Streste ve açlıkta seviyesi düşer. Eksikliğinde depresyon hastalığı görülür.” 1
Zamanımızın yıpratıcı ve olumsuz hayat şartlarında, özellikle sağlıksız, dengesiz, yetersiz ve kimyasal zehirlerle gıda olmaktan çıkarılmış endüstri ürünü maddelerle gerçekleştirilen beslenme tarzı, çevre ve iklim şartlarının gittikçe artarak bozulmasıyla, insan organizmasının verdiği tehlike sinyallerinden epifiz bezi de fonksiyon kaybına uğramaktadır. Bu olumsuzlukların önlenmesi veya azaltılması, ruhsal ve genel sağlık açılarından hayatî önem taşımaktadır. Bunu sağlayabilmek gayesiyle verilebilecek desteklere imkânlar çerçevesinde önem verilmelidir. Bunlardan bazıları “Yüksek oranda cıva içeren balıklar, GDO’lu genetiği değiştirilmiş etler vesair gıdalar, karbon bazlı içecekler, sudaki ve diş macunlarındaki flor ve dumana maruz kalmamız epifizi olumsuz etkiler. Sağlıklı beslenmeye uyulması, karanlık odada uyumak, yeşil yapraklı sebzeler, seratonin üreten gıdalar (badem, muz, acı biber, pirinç, patates, börülce) epifiz bezi için faydalı olabilir.” 2
“Ruhsal potansiyelini tamamen harekete geçirmek ve epifizin gücünden istifade etmek isteyen her birey, ilk olarak detoks ve düzgün beslenme yoluyla bezin işlevi güçlendirilmelidir. Araştırmacılara göre, haşere ilaçları ve kimyasal madde içeren yiyeceklerden oluşan yetersiz beslenme alışkanlıkları ve sudaki flor gibi çevresel toksinlerden dolayı çoğumuzun epifizi ve vücudu gitgide daha fazla toksine ve nano-organizmaya maruz kalıyor. Bu organizmalar ise, bağışıklık sistemimizden korunmak için etraflarında kalsiyum kabukları oluşturuyor; bu yüzden epifiz kireçleniyor. Epifizin işlevini arttıracak, epifizi kireçlenmeden kurtaracak, kişisel ve ruhanî gelişiminiz için sizi destekleyecek gıdaları araştırdık. Bunlar 1) Keklik otu yağı, 2) Ham kakao, 3) Klorofil bakımından zengin sağlıklı yiyecekler, 4) Ham elma sirkesi, 5) İyot, bor/boraks minerali (şeker pancarı ve kuru erikte bulunur).” 3
İnsan organizmasındaki mu’cize sanatlara dikkatleri çekerek, ders veren Bediüzzaman Hazretleri: “Kâinattaki sanat-ı muazzamanın, küçük bir mikyasta, numunesi insanda vardır. O daire-i kübradaki sanat, Sani-i Vahid’e şehadet ettiği gibi, şu insanda olan küçük mikyastaki hurdebini [mikroskobik] sanat dahi yine o Sâni’a işaret eder. Vahdetini gösterir.”4
Organizmada mercimek tanesi büyüklüğündeki bir beze, hayatın devam ettirilmesinde fizyolojik ve ruhsal vazifeleri son derece hassas ölçülerle yaptıran, sonsuz ilim ve kudret sahibi Zat-ı Zülcelâl’in (cc) muhteşem sanatı akıl gözüyle müşahede edildiğinde, duyulacak hayranlıkla secdeye kapanmayacak akıl, kalp ve vicdan sahibi bir insan bulunmaması gerekir.
Sağlıcakla kalın...
Dipnotlar:
1- Dr. Deniz ALTINBAY, Epifiz (pineal bez, üçüncü göz), Türkiye Klinikleri Oftalmoloji Dergisi, s. 73-81, 2020.
2- Agm.
3- https://www.uplifers.com/beyin-epifizinin-islevini-artiracak-6-ek-besin/
4- 20. Mektup.