"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bunu yapmak çok mu zordu?

Faruk ÇAKIR
29 Ocak 2025, Çarşamba
Bolu’nun Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Kartal Oteli’nde 21 Ocak 2025’te çıkan yangında 78 kişi öldü, 51 kişi de yaralandı.

Yangın sonrasında yapılan açıklama, konuşma ve tartışmalara bakıldığında kimin sorumlu olup olmadığından daha önce, ortada bir ihmal olduğu anlaşılıyor.

Neticenin ne ölçüde değişip değişmeyeceğini bugün için tartışmanın bir anlamı olmayabilir. Netice ne olursa olsun işin gerektirdiği tedbirleri almak icap ediyordu. Tedbire rağmen böyle faciaların yaşanması da mümkündür, ama o zaman “Biz her türlü tedbiri almıştık” denilebilirdi. Esas meselenin tedbir almamak olduğu görüldü ve görülüyor.

Peki, böyle büyük bir faciadan sonra ne olsaydı ‘ders alınmış’ olurdu? “Hayali cihan değer” misillü şöyle olduğunu düşünelim: Kartalkaya’daki feci yangın sonrası ilgili bakanlık ya da daha üst seviyedeki idareciler milletin karşısına çıkıp “Bu büyük felâket bize ders oldu. Konu ile ilgili bütün birimleri, bütün idarecileri, hatta ilgili sivil toplum kuruluşlarını, belediyeleri ve diğer kuruluşları hemen yarın bir araya getiriyoruz ve eldeki bütün otelleri, okulları, devlet dairelerini velhasıl bütün binaları yeniden elden geçiriyoruz. Bu iş için bir komisyon kurduk ve bu komisyon bir ay içerisinde gerekli çalışmaları yapıp raporunu açıklayacak. En geç 3 ya da 6 ay içerisinde Türkiye’de ne kadar otel ve benzeri yerler varsa (okul, fabrika, her ne ise...) başta yangın olmak üzere her türlü güvenlik tedbirlerinin alınmış olduğu tespit edilip ilân edilecek. Tedbirleri almayan ya da bu hususta altyapısı yeterli olmayanlar hemen mühürlenecek, çalışmalarına müsaade edilmeyecek. Bu konudaki çalışmalar tam şeffaflıkla yürütülecek ve her gün, her hafta kamuoyuna düzenli açıklamalar yapılacak. Salgın günlerinde olduğu gibi, “Bugün şu kadar otel denetlendi, şu kadarı güvenlik bakımında uygun bulundu, şu kadarı ‘sınıfta kaldı’ ve şu kadarı da yenilecek’ şeklinde bilgiler verilecektir. Hatta bu musibet bize başka bir ders de verdi, o da şehirlerimizi depreme hazırlamamız gerektiğini de gördük. Benzer çalışmaları deprem konusunda da yapmaya başlıyoruz. Bundan sonra tedbirsizlik sebebiyle kimsenin burnunun kanamasını istemeyiz ve müsaade etmeyeceğiz.”

Düşünün, Türkiye’yi idare edenler bu anlayışta olsa, buna benzer bir açıklama yapsa ve gerçekten de konu ile ilgili adımlar ciddiyetle atılsa “Bakan istifa etsin” diyen çıkar mıydı? Çünkü esas ve birinci mesele her hangi birini istifası değil. Elbette kabahati olanlar istifa etmeyi de bilmeli, fakat asıl yapılması gereken ders almak, ibret almak ve tabiî ki samimi olarak tedbir almaktır. 

Peki, Türkiye’yi idare edenler; bizim hayalen yapmasını istediğimiz bir konuşmayı niçin yapmazlar? Bunu demek, bunu yapmak, bu yönde adım atmak kime zarar verir? Böyle kararlar milletin menfaatine olan işler değil mi?

Netice alıcı bu ‘kolay’ konuşmaları yapmak varken ‘zor ve çıkmaz sokak’ olan ‘kavga ve kınama’ yolunun seçilmesi acaba nedendir?

Okunma Sayısı: 892
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hamide

    29.1.2025 15:00:24

    Allah razı olsun

  • Mustafa

    29.1.2025 14:01:54

    Gıdaların denetiminin yapıldığı gibi otellerin denetimininde yapılması gerekiyor amma ve lakin...

  • Yahya

    29.1.2025 01:25:35

    Sayın yazarın yazısının son parağrafları için.., efendim o kadar yoğun meseleler var iken konuşmaya firsat mı var?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı