"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Süreç”in içyüzü ifşa oluyor

Cevher İLHAN
19 Mart 2025, Çarşamba
“İktidar cephesi”nce “terörsüz Türkiye”, “çözüm” ve “barış” iddialarıyla başlatılan “süreç”te terörist başının terör örgütüne “silah bırakma ve kendini lağvı” çağrısının, terörist elebaşlarının sadece “ateşkes ilânı”yla karşılık vermesiyle saplanılan çıkmazda nelerin olabileceği tam bir bilinmezlikte...

Nitekim “terörist başı gelsin, Meclis’te konuşsun!” çıkışıyla “süreç”i başlatan Bahçeli’nin en son “PKK’nın kongresini toplayarak feshini kararlaştırması, kanlı silahların teslimini bir an evvel yapması ertelenemez ve geciktirilemez bir gündem konusudur” uyarısına  terörist elebaşı Bayık’ın, “Öcalan dışında kimse kongreyi toplayamaz. Öcalan’ın kongreyi bizzat toplaması, yönlendirmesi ve yönetmesi, ateşkes şartlarının sağlanmasıyla kongre toplanabilir, çağrıyı yerine getirebilir. Başka hiçbirimiz, PKK yönetimi veya PKK’nın kadroları bunu sağlayamaz” deyip “Özgür çalışması şartları ortaya çıkarılmazsa geliştirmek istediği süreç gelişmez. Devletin atacağı adım, bunun için gerekli yasal değişiklikleri yapmadır” ifadeleri dikkat çekici oldu.

Tam da bu sırada DEM Heyetinin Bayram sonrası yapacağı Saray ziyareti, iktidar partileriyle görüşmelerin ardından MHP ve AKP’den tek cümlelik “Çok faydalı samimi bir görüşme yaptık” cümleleriyle geçiştirilirken, DEM Eşbaşkanı Bakırhan’ın “yapılması gerekenlerin belli olduğunu ilettik ve hepimizin ev ödevlerimizi yerine getirmemiz gerektiğini dile getirdik” ifadeleri, öncelikle terörist başı ile müzâkerelerde “iktidardakilerce yapılması gerekenleri” mevzubahis ediyor.

MİLLET YANILTILIP OYALANIYOR

Keza aynı görüşmelerde yer alan İmralı Heyeti’nden Tülay Hatimoğulları’nın Öcalan’ın “kongreyi toplayabilecek ve bu kararı aldırabilecek güce sahip olan benim” teminatını hatırlatarak “hepimizin beklediği üzere PKK’nin kendi kongresini yapması Sayın Öcalan’la diyalog sürecinin, iletişim kanallarının açılması gerektiğini her iki taraf da ifade etti” sözleri önemli ipuçları veriyor.

Özetle DEM’lilerin “kendi örgütüne kongre, toplayabilecekleri bir zeminin oluşması için önünün açılması gerekiyor” diye konuşup “bilgimiz dahilinde bu konuda atılmış bir somut adım yok” yakınmaları, koşulan “şartlar” üzerinde “gizli pazarlıklar”ın olduğunu açığa çıkarıyor.

Bu durumda, baştan beri iktidar mahfillerinden ileri sürülen ve en son görüşmelerde bulunan iktidar partisi sözcüsünün “görüşmelerde önceliğimiz PKK’nın silahları bırakması kendisini feshetmesidir. DEM ile PKK’nın feshini konuştuk, pazarlık yok, şart yok!” sözünün altının boş olduğunu ve medyatik algı operasyonlarıyla halkın yanıltıldığını bir defa daha deşifre ediyor.  

Ve her fırsatta sanki “PKK’nın silâh bırakması ve kendini tasfiyesi” dışında başka bir şartın koşulmadığı havasının pompalanmasıyla belli ki bir oyun oynanıyor, kamuoyu oyalanıyor.

Aslında “Öcalan’dan Nevruz mesajı bekledikleri”ni, “demokratikleşme konusunda bir genel söylemle kaldıklarını, alt başlıklara girmediklerini” söyleyen DEM yöneticilerinin “1 Ekim’dan önce başlattıkları hem infaz düzenlemesiyle hem de Terörle Mücadele Kanunu’nda önemli değişiklikler başta olmak üzere “demokratikleşmeyle ilgili önemli adımlar”ı aktardıklarını ve bu hususta “bir cevap alabilmiş değiliz” hayıflanmaları vakıayı ortaya koyuyor. İmralı turlarıyla terörist başı ile görüşmelerin sürmesi, DEM yöneticilerinin her fırsatta “beklentileri”ni bildirmeleri bunun göstergesi.

TOPLUM KUMPASA ALIŞTIRILIYOR...

Anlaşılan, iktidardakilerin “pazarlık yok, şart yok” restlerine karşılık, kapalı kapılar arkasındaki “pazarlıklar”ın, “verilen vaadler”in millete açıklanmasından çekiniliyor.

Görünürde “eğitim dili” ve “vatandaşlık tanımı”nın tartıştırılmasıyla Anayasa değişikliği perdesinde 101. maddesindeki “bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” kaydının kaldırılarak Cumhurbaşkanı’nın dördüncü kez aday olmasıyla ömür boyu “rey-i vahid-i istibdad” denilen, Saray danışmanlarının “tek kişilik hükûmet” dedikleri yürütmenin yanısıra yasama ve yargı yetkisinin “bir kişi”de toplandığı “ucûbe otoriter ceberût rejim”in tahkimine zemin hazırlanıyor.

Dayatılan “kapatılma davası”yla, “kayyım atamaları” şantajıyla DEM’in demokratik muhalefetten koparılarak “iktidar cephesi” arkasına alınmasının “iç tahkim”deki amacı bu.

“Dış”ta ise silâhlandırarak azdırdıkları ağababaları küresel emperyal ecnebîlerin “tâlimatları”yla hareket eden ve peşinen “çağrının muhatabı biz değiliz” çıkışıyla “süreç” dışı olduğu restini çeken PKK’nın “Suriye uzantısı” işbirlikçi taşeronları PYD/YPG ile mamulleri “maşaları” radikal terör örgütleri üzerinden Irak’tan sonra Suriye’nin de etnik ve mezhebî iftiraklarla bölünüp parçalanması olduğu, ardından sıranın İran’a ve Türkiye’ye gelmesinin “BOP’la plânlandığı ortada…

Kısacası, “tehditlerle, korkularla, hilelerle belli bir mecraya çevrilen efkâr-ı amme (kamuoyu)” buna alıştırılıyor. Her haliyle sırıtan çelişkiler, tenakuzlar, çarpıklıklar bundan. Bundandır ki gün geçtikçe âlây-ı vâlâ ile parlatılan “süreç”in içyüzü ifşa oluyor…

MİKAİL YAPRAK AĞABEYE RAHMET VE MAĞFİRET

Van eşrafından kadim Nur talebesi, değerli yazar, eğitimci ve şâir, fikir hayatı boyunca hizmette istikamet üzerine devam eden muhterem ağabeyimiz Mikail Yaprak’a Cenâb-ı Erhamürrâhimînden gani gani rahmet ve mağfiret diler; âilesi, yakınları, bütün Nur talebeleri ve Yeni Asya câmiasına tâziyelerimi sunarım.

Okunma Sayısı: 549
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı