Ekonomistlerin değerlendirmesiyle, iktidardakiler ekonomiyi çözemiyor; son günlerde “istifasının geri alındığı” söylenen Hazine ve Maliye Bakanı’nın spekülatif gözboyama algılarla propaganda edilip 100-150 milyarı bulacağı iddia edilen ve faturası halka ödetilen yeni vergiler daha şimdiden ülkeye ve millete ağır bedeller ödetiyor.
UYDURUK “ENFLASYON BİTTİ!” KUTLAMASI
Her ne kadar yıllık baz etkisiyle görünürde “enflasyon düşüyor!” havası pompalansa da, -TÜİK’in 3.28, ENAG’ın 5.91 olarak açıkladığı- aylık enflasyonun Cumhurbaşkanı’nın “bizi kıskanıyorlar!” dediği Avrupa ülkelerinin yıllık enflasyonundan fazla olmasıyla vahim pahalılığın artarak sürdüğü, TÜİK’in “tepeden tâlimatlı” yüzde 61.78 enflasyonunun İTO’ya göre yüzde 92, aynı sepeti kullanan ENAG’a göre yüzde 100.88 olduğu ortada. Gıda enflasyonu ise en az bir katı.
Ne var ki yirmi iki yıllık AKP iktidarı ve “tek kişilik hükûmet”, Türkiye’yi Avrupa’nın “birinci”, dünyanın “dördüncü” enflasyonuyla ekonomik iflasa götürmenin sorumluluğunu taşımak ve hesâbını vermek yerine, TÜİK’in rakamlara takla arttırarak enflasyonu “düşük gösterme” çarpıtmasıyla “enflasyon bitti!” diye kutluyor.
Oysa AKP özellikle “tek kişilik yönetim”de enflasyonun yanısıra vaad edilen “hedefler”in hiçbiri tutturulamamış. Rakamlarla oynanarak yüksek gösterilen “büyüme” ve “kişi başına milli gelir” gittikçe gerilemiş. Türkiye dünyanın 16. ekonomisinden G-20’nin altına 22. sıraya düşmüş. Keza bir süre “nas söylemi”yle düşürülen faiz yüzde 50’ye katlanmış, kredi ve borçlanma faizi iki katını bulmuş. Yine resmi rakamlarla geniş tanımlı işsizlik artarak yüzde 29’a varmış.
Merkez Bankasının yüz milyarlarca liralık döviz satışıyla yükselmesini engelleme operasyonlarına rağmen AKP iktidarında dolar 34, euro 38 lirayı aşmış.
Başta “beşli çete” olmak üzere “iktidara iliştirilmiş şirketler”e peşkeş çekilen çoğu dolar garantili ihalelerde hedef sapması yüzde 90’ları buluyor.
Bu arada “açlık sınırı” 20 bine, “yoksulluk sınırı” 60 bine dayanmış. Orta sınıf ortadan kalkmış, halkın yüzde 80’i “yoksullaştırılmış.” “Kamuda tasarruf paketi”ne rağmen Cumhurbaşkanının Almanya’da maç izlemeye 5 uçak, Kıbrıs’a 7 uçak, biri makam araçlarını taşıyan uçak olmak üzere Amerika’ya 5 uçakla uçmasında açığa çıkan haliyle lüks, israf ve şatafat tam gaz sürüyor.
“ENFLASYON VAADLERİ”NE KİMSE İNANMIYOR…
Aslında TÜİK’in baskılı enflasyon rakamlarının gerçekçi ve doğru olmadığı zeytinin kilosunun 136 lira yazılmasına karşı beş-altı kilo zeytinden çıkarılan zeytinyağının kilosunun 116 lira gösterilmesiyle sırıtıyor.
Ve bütün dünyada ortalama 3-5 civarında olan, savaş halindeki Ukrayna ve Rusya’da bile yüzde 15-17’de kalan enflasyonun bu çöküşle düşmeyeceği ortada iken; iktidardakilerin “önce yüzde 26’ya, 2026’nın sonunda tek sayıya düşeceği” sözlerine kimse inanmıyor. Cumhurbaşkanı son altı yıldır tekrarladığı “önümüzdeki yıl enflasyon düşecek” taahhüdleri havada kalıyor.
Bu bakımdan Ankara’dakiler, Amerika’daki dolar spekülatörlerinin, Londra’daki bankerlerin, küresel tefecilerin Avrupa’dan yüzde 4-5 faizle Türkiye’ye getirip yüzde 40-50 faizle götürdükleri paraya göz dikmiş; uydurmalarla kamuoyu oyalanıyor.
Maksat, Türkiye’nin gerçek gündemini sabote edip saptırmak, milletin birinci gündemi olan başta “tek kişilik yönetim”le “otoriter demokrasiler”e düşen demokrasinin dibe vurmasınıh, yargının “siyasetin sopası” haline getirilip bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybetmesiyle hukukun çökmesinin yanısıra yakıcı ağır ekonomik çöküşü yanıltmalarla nazarlardan kaçırmak.
Peşpeşe sahte gündemlerle kamuoyunu yeniden yanıltarak zaman kazanıp iktidar koltuğunda kalarak AKP iktidarında kat kat artan ve “tek kişilik hükûmet”te pik yapan yolsuzluğu, hırsızlığı, kamu malını yandaşlara peşkeşi, ihaleye fesat karıştırmayı, gasbı-talanı gürültüye getirip hesâbının verilmesini ötelemek…
Tabii gittiği yere kadar…