“Tek kişilik rejim”le hızla devam eden ve düzelme emâreleri görünmeyen vartada yıllardır süren ekonomik yıkımda bütün vebalin “gidenler”e yüklenilmesi manipülasyonu sürüyor.
Mâlum daha önce “söz dinlemiyor” diye değiştirilen Merkez Bankası başkanları ile bakanların değiştirilip yerlerine “söz dinleyenler”in gece yarısı apar topar atanmasında olduğu gibi “birileri”nin koltuğunu kurtarma hesâbıyla bayat oyunun tekrarlanması sinyalleri çakılıyor.
AKP iktidarında, bilhassa “tek kişilik hükûmet”te Cumhurbaşkanı’nın “Ben ekonomistim, ekonominin sorumlusu benim ben!” diye bizzat deklare ettiği sorumluluğu “teğet geçilerek” ülkeyi bu hale getiren fiyaskolu başarısızlığın bu kez de Bakana yüklenmesi bu hususta dikkat çekici.
Oysa sırf uluslararası finans mihraklarından, dolar baronlarından, Londra tefecilerinden “sıcak para” bulması için daha önce “dolandırıcı” isnadıyla tahkir ettiği Bakan’ı İngiltere’deki işinden ısrarla âdeta zorla bizzat Cumhurbaşkanı tarafından getirildi.
Bu yüzden Bakan’ın istifasının geri çevrildiği haberleri üzerine ekonominin bütünüyle Saraydaki “ekonomistler”in direktifine kalacağı endişesiyle piyasaların tedirginliğine karşı sahte sanal gündemlerle gerçek gündemi sabote oyunu oynanıyor. Gündem saptırılması uğruna her türlü katakulliye başvuruluyor.
Ne var ki alây-ı vâlâ ilân edilen “reform”un ekonomiyi temelden düzeltmek değil, 2025 – 2026 yılında mecbur kalınacak bir erken seçime kadar enflasyonun yüzde 200’lere çıkmasının önünü almakla AKP’yi seçime hazırlama atraksiyonu olduğu her haliyle sırıtıyor.
Bütün çırpınışlar, “tek kişilik yönetim” referandumunda “bu kardeşinize verin yetkiyi; bakın faizle, dövizle, enflasyonla, şunla bunla nasıl mücadele edilecek” taahhüdüyle Türkiye’nin ekonomik iflasa sürüklemenin sorumlularının ortaya çıkmasını gürültüye getirmek.
TESBİT
Enflasyondan “greedflasyon”a…
Mâlum ekonomist Mahfi Eğilmez, Türkiye’de ekonominin kısır ve yanlış politikalarla sürüklendiği kıskaçta “enflasyon”dan “skimpflasyon”a ve “shrinkflasyon” dönemine girildiği ve “greedflasyon”un sırada olduğu duyurusunda bulunmuştu.
“Yanlış ekonomi politikaları”yla ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülerek daha düşük değerdeki bir mal olarak aynı fiyatla satılması olan “skimpflasyon”la ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyutunu, ağırlığını ya da hacmini düşürmek olan “shrinkflasyon”un, ve yüksek enflasyon ortamında mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerinde artırma ve haksız kazanç sağlama açgözlülüğü olan “greedflasyon”un geleceğini ve enflasyonun bütün türevleri aynı anda devrede olduğunu uyarmıştı. (gazeteler, 25.1.24)
Bu bakımdan bir televizyonda “ekonominin iyi gittiği”nden dem vururken, önündeki akıllı sekreterin İngilizce “bir hata oldu, lütfen tekrar edin” uyarısında açığa çıktığı gibi merhametsizce ve vicdansızca “IMF’den daha IMF’ci programı”nın dayatılmasıyla ekonominin çöküşüne sebebiyet veren hatalar tekrarlanıyor.
“Enflasyonla mücadele”den dem vurulurken, “skimpflasyon”a, “shrinkflasyon”a ve “greedflasyon”a gidiliyor. Bütün dünyanın gözü önünde…
İKRAR
“Ekonominin batışı”nın ifadesi
Bilindiği gibi AKP’nin iktidara geldiği 2002’de 1.5 lira olan doların üç lira olduğu sırada Sarayın ekonomi danışmanı, “Dolar on lira olsa yüzüme tükürün!” diye tepki göstermişti.
Peşinden bir diğer eski Bakan, doların 11 liraya çekilmesini bir “başarı” olarak sunup, “Zaten Türk Lirası en zayıf durumda, TL’nin gideceği bir yer yok, vatandaş rahat etsin, rahat olsun” tavsiyesinde bulunmuştu. Ve “dolar 10 liraya çıkacak” diyen ekonomistlere, akademisyenlere soruşturma açılıp yargılanmışlar ve ceza almışlardı.
Gelinen safhada dolar 34 lirayı, euro 37 lirayı, resmi rakamlarla enflasyon yüzde 70’i aştığına göre, “ekonominin batışı”nın ifadesi oluyor; Cumhurbaşkanı’nın açık ikrarıyla…