"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bahçenize ne ekiyorsunuz?

Bayram ASLAN
05 Şubat 2020, Çarşamba
“İnsan kâinatın ekser envaına muhtaç ve alâkadardır. İhtiyacı âlemin her tarafına dağılmış. Arzuları ebede kadar uzanmış. Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister. Bir bahçeyi arzu ettiği gibi, ebedî Cenneti de arzu eder.” (23. Söz. 2. Mebhas)

Evet, Üstad Bediüzzaman’ın değindiği gibi, bizler şu mevcudatta birçok şeyle hem alâkadar hem de muhtacız. Dünya’nın öbür ucunda yer altından çıkan petrol, gaz, su, yiyecek ve içeceklerle de alâkadarız.

Ayın, güneşin, havanın, suyun ihtiyaçlısıyız. Rabbimiz ihtiyaçlarımızı âlemin her tarafına dağıtmış.

Meselâ, Almanya’da yaşadığımız halde Rusya’da çıkan gaza, Türkiye’de yetişen portakala Çin’de yapılan telefona ihtiyaç duyarız.

Medeniyet bizi fakirleştirdikçe fakirleştirdi. Bu dünya ve içindekilere o kadar alıştık ki, bu dünyada ebedî yaşamayı arzu ediyoruz. Hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. 

Dünyanın en zengin adamına, yirmili yaşlara gelmek için neyini verirdin diye sorsak, eminiz ki hiç düşünmeden bütün servetini verirdi. Halbuki o zengin adam, dünyasında küçücük bir çiçeğe ilgi gösterir, sever. Zaman ayırır. Çünkü o küçük çiçek bahardan haber verir. Ondandır ki, koca bahara iştiyak duyarız.

Bahar; çocukluğumuz gibi güzel, papatyalar, lâleler, menekşeler, kokularıyla, renkleriyle bizi kendilerine hayran bırakırlar. Aman Ya Rabbim, o ne baş döndüren koku, o ne harika sanat eserleri. 

Bahar gelince evimizin önündeki bahçemiz gelir gündemimize. Ona ne ekelim, diye muhabbetler... Sonbaharda toprağın dinlenmesi için ters yüz edilmesi gerekiyor. Zamanı gelince patlıcan, domates vs., sevdiğimiz sebzeleri dikeriz. Dikmekle de kalmaz, dikme usûlüne riayet ederiz. Sulamasını, gübrelemeyi de ihmal etmek olmaz. Sebzelerin arasında var olan yabanî otların büyümesine fırsat vermemeliyiz. Bahçemize gözümüz gibi bakmalıyız. Yani sebepler dünyasında olduğumuzdan meyveyi ve sebzeyi almak için sebeplere başvurmalıyız. 

YA ZiHiN BAHÇEMiZE NE EKiYORUZ?

İnsanoğlu öteden beri dışarıya gösterdiği hassasiyeti içeriye göstermez. Yani evin bahçesine, evin sıvasına, giyeceği elbiseye hassas davrandığı gibi; aklına, ruhuna, kalbine ve zihnine temas edene özen göstermez.

Meşhur bir söz vardır; “Düşüncelerimiz eylemlerimize, eylemlerimiz karakterimize etki eder.” Öyle ise neden zihnimize hangi negatif düşünceler giriyor diye dert edinmiyoruz? Ne kadar da duâ ederiz, Allah zihin açıklığı versin diye. Zihnimizi kötü düşünceden korursak, güzel düşün ve hayatından lezzet al düsturunu elde edebiliriz. Bunları hayata geçirebilmek için menfi düşünceleri yok etmeliyiz.

Meselâ, birisiyle alâkalı su-i zan oluştu. Önce o kişi ile sohbet edip hem kendimizin hem de muhatabımızın zihnindeki menfi düşünceleri boşaltabiliriz. Zihnimize zarar verecek şeylerden uzak durabiliriz. Zihnimizi temiz tutarak ilhamın gelmesine zemin hazırlayabiliriz. Zihnimizin temiz olması, bilgiyi hazmetmede de faydalı olacaktır.

Tarla ne kadar verimli olursa olsun, bakımı iyi olmazsa verimi azalır. 

Okunma Sayısı: 1502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı