“Ol!” dedi, oldu o gün; işte, işhâd-ı âlem,
Enbiyânın şâhını, kıldı cihâna, alem.
Lütfeyledi, Zâtının cemâlini, o gece,
Mi’râc denen kutlu an, Ona mahsus, sadece.
Gitti, gördü, getirdi; ümmetine, namazı,
Rabbimizden mevhibe “namaz” denen niyazı.
Öyle ise değer ver, beş vaktine, beş katıp,
Heder etme ömrünü, namaz kılmadan yatıp.
Kaçırdığın bir vakit, kaybettiğin bin nakit,
Nerde kaldı, Elest de eylediğin, ilk akit.
Musallînin mi’râcı, kıldığı her namazdır,
Mülâki eden, kulu; Hâlık’ına, niyazdır.
Can üflendi, namazla, meyyit beşer ruhuna,
Fedâ olsun, varımız; Şâh-ı Nebî, uğruna.