"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilgin Abi’nin günlük defterinden (5) - Ân diyarı (89)

Ali HAKKOYMAZ
23 Kasım 2024, Cumartesi
Selim Ali yazmak rahatlatıyor. Yazmak aslında içe yapılan sıkı bir yolculuk…

Patika yolda yürümek gibi… Yolun nereye çıkacağını da bilmiyorsanız bu da ayrı bir heyecan. Yazı işte böyle bir yol… Günlükler hele; patikanın patikası… Takılalım bakalım bu günlükler bizi hangi yollara götürecek!

ACELE VE SÜKÛNET

İnsan acelecidir. Burası hikmet dünyası; hadiseler de çekirdek, çiçek, meyve gibi yolculuklara bağlı diye/biliyorum. İstisnalar ayrı. Sükûneti kaybedersek önümüzü göremeyiz. 

ŞİFA

Ah şu kitaplara uzaklığımız; bizi kendimize uzaklaştırıyor. Kitap, kalem, kâğıt dünyamızda ne kadar rol sahibi? Bi’ yazmaya başla hele; kalemine neler dolanacak! Ve durulduğunu ve yazarken güzelleştiğini göreceksin. Okumanın, yazmanın şifa olduğunu ah, okullar anlatabilse de… anlatamazlar.

NİMET AZGINLIĞI

Dünya kendisiyle kavgalı... Çocukken büyüklerimden sık sık duyardım: “Nâmet azgını...” Tatminsiz, yaramaz, bir şey beğenmeyen çocuklar ve şımarık zenginler için denirdi. Yani “nimet”azgını... Elindekilerin kıymetini bilmeyenler…

ŞAŞKIN ÇAĞ

Bu bize hediye âlemin neden çok da farkında değiliz. Niçin yaşıyoruz, sorusunun en cevapsız olduğu zamanlar olsa gerek. Fakirimiz, zenginimiz, âlimimiz, câhilimiz bir şaşkınlık içindeyiz.

DÜNYAPERESTLİK

Dünya, dünya; yalan dünya! Okumaktan uzaklaştın ya dünyayı bir pula okutuyorsun. Yapma etme! Anladım; işe yaramıyor diplomaların; bundan sonra da yarayacağa benzemiyor. Mevsimleri oku! 

Ölüm diye bir şey var! 

Ey dünyaseverler! Sığamadınız dünyaya, ha! Rızık, boğazdan geçenmiş. Biriktirip ne yapacaksınız? Kalbi sıkışıyor dünyanın. Sofralar misafirsiz. Ne kadar çalışsan da bir kelebek kadar işin yok!  Bir iş bul kendine!

SEYİR DEFTERİ

İşte öyle! Gün doğar. Düşeriz yollara. Yollar kararır, aydınlanır; yollar yolları bağlar. Her nefes yeni bir dünya... Yeni bir ülke her adım... Anladım. Bitmeyen bir adım var. Dur durak, oyalanmak yok.

Gözlerinin içine bakan biri var. Sus ve duy! Bir beste var susmayan… Yolcusun; uyan!

HAYAT KOPUĞU OKULLAR

Okullar mı? Nasıl desem bilmem ki! Hayattan o kadar kopuk ki... Onca diploma alıyoruz fakat hayat nedir, sorusuna cevaplar veremiyoruz. Meselâ edebiyat “sınıfta” kalıyor (dışarı çıkamıyor); öğrenci “geçip” gidiyor! Matematik, fizik de öyle... Yeni bir Sinan, Yunus var mı? Veya onlara özenen yaklaşan? Az biraz “gerçeğe” dönsek iyi olacak!

SADELİK

Kendini telef etme laf anlatacağım diye. Nefes alır gibi yaşa; görenler görür seni. Sen ey ben! Eksiğini gidermeye bak. Fazlanı törpüle. Ders olsun (bakışların.)

AŞK İŞİ

Aşk bu; çöllere düşürür, dağlara sürer.

Bu yüzden otur akıllı uslu. İşine gücüne bak. Sonsuz bir yolculuk aşk. Elinde avucunda ne var? Kalbin dayanabilir mi fırtınalara, karlı dumanlı dağlara? Şakaya gelmez aşk.

MERHEM-i AŞK

Ağlamaklıydı: “Ey her zerresi fânîlik kokan sevgili! Seni seviyorum da… ölümü düşündükçe yaralanıyor aşkım; buna merhem arıyorum.”

Okunma Sayısı: 268
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı