"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilgin Abi’nin günlük defterinden (4) - Ân diyarı (88)

Ali HAKKOYMAZ
17 Kasım 2024, Pazar
Bilgin Abi günlükleriyle geleceğe ışık tutuyor, Selim Ali.

Hatıralar geçmişin haritasını önümüze korken; günlük sayfalarını her çevirdiğimizde önümüze “yarın” aslında “şimdi” çıkar. Hatıra… hatırla(t)mak… Tatlısı, acısıyla… Günlük ter ü tazeliğin yarınlara hediyesi… İkisi de insanlığa bir fedakarlığın meyvesi… Bugün yine o tazecik meyveleri toplayıp koklayıp yoklayalım hele.

KENDİMİZİN UZAĞINDA

Çok konuşuyorduk. Gevezeydik yani... Kabalık tavan yapmıştı. Sıradan hayatlar yaşıyorduk. İnsan olduğumuzu ne çok unutmuştuk. Savaşları konuşuyorduk.

Âciz olduğumuzu hatrımıza getirmek de istemiyorduk. Sonsuz muhtaç demekti insan hâlbuki. Araya zelzeleler girdiğinde; gündem birdenbire değişiyordu. Yıl iki bin on yediydi. Sonbahar bir gözyaşıydı bahçelerde...

13 Kasım 2017

HAYATLA GÖZ GÖZE

Canın sıkılıyorsa bir hastaneye git, hastalarla dertleş. Bir hapishaneye git; mahkûmlarla göz göze gelince sakinleştiğini gör. Mezaristana git; ölülerle hâlleş. Yani ki hayata bağlan-manın bir yolunu bul işte!

PENCERE

Nefes almanın (tek başına) yaşamak olmadığını anladığımızda... pencereler bir bir açılacak belki de!

SÜKÛNETE DAVET

Yaşlı dünya oturup biraz kendini dinlese ya... Kavgaya, gürültüye vakit yok ki...

DEĞİRMEN 

Gözlerine yıldızlar dolmuş;

Gökyüzü olmuş gözlerin.

Yoktan; nerelere gelmişsin;

Olmadık şeylere ağlıyorsun.

Görsene kendini bir kere.

Gözlerin; mevsimlerin haritası…

Gözlerin; sığınağı fırtınaların…

Bir değirmen gibi seni;

Un ufak etmesin hırsların?!

BEŞ KALA

Heykeller konuşur.

Taştır, demirdir.

İnsanlar korkar.

Ve susar.

Ahirzaman…

Kıyameti hürriyetin.

Kırılmış terazisi…

Adaletin.

Elinde fidan varsa dik.

Azaldı gölgelik.

ÇEKİRDEK VE MEYVE

Yapıp ettiklerimiz birer çekirdek misali, zaman toprağına ekiliyor. Her çekirdek 

farklı zamanlarda kırar kabuğunu. Er geç bir cevap gelir. Düşünürken, konuşurken, edip eylerken arada dur, derin bir nefes al; hesabı kitabı gözden, gönülden, akıl süzgecinden bi’ geçir. Dünya; zamanı, mekânı, kendini çok unuttu, çok. Aklını kalbini kullananlara, kendini kullandırmayanlara, “aklını ağanın cebine koymayanlara” gönül dolusu selâmlar...

KENDİNİ BULUNCA

Kendine konuş; seni herkes dinler. Kendine yaz; seni herkes okur. Kendine gel; seni herkes bulur. Kendini gör; körler de görür seni. Kendine zincir vurmadıktan sonra; sana kim zincir vursun?! Kendine susa; kanacaksın. Kendine acık; doyacaksın. Şu kendini, “kendin” etmeden buraları terk etmesen iyi olur; yoksa gittiğin yerde kendinden nefret edeceksin; kendin bilirsin.

MASKE

Küçükken korkunç maskeler takardık.

Takar ve korkuturduk arkadaşlarımızı.

Dişleri çıkmış maskeler... Gözleri patlamış maskeler... Kanlı, canavarlı maskeler... Şimdi “sevecen” maskeler var. Çocuk da değil bunlar. Kocaman kocaman adamlar... Bu kadar korkunç değildik biz. Masum yüzlerimizi örterdik.

Bu adamlar var ya… vahşi yüzlerini örtüyorlar. Biz hemen çıkarırdık maskemizi; siz de çıkarabilir misiniz?

ÇIKIŞ KAPISI

Böyle olmaz! Dünya yalpalıyor. Bir yol, bir çıkış, bir kapı, bir pencere…

Gökyüzü kapandı mı? Akarsular kurudu mu? Kuşlar sustu mu? Kelebekler küstü mü?

ÖNCE TÜRKÇE

Gayet düzgün giyinmiş. Zengin biri olduğu belli... Konuşuyor da Türkçeden sınıfta kalır. Tonsuz, vurgusuz, sorgusuz, duygusuz, kurgusuz... Fıkra yok, espri yok, mecaz yok, atasözü yok, deyim yok… Dili olmayanın nesi olur? Ve bunlar oralara   nasıl gelir? Hey Yunus hey:

“Âdem mânâya derler;

Hırka ile taç değil...

Gönlün derviş eyleyen;

Hırkaya muhtaç değil...” demişsin. Hırka düşkünü düşkünleri görmüşsün.

PERDELER AÇILINCA

Yıllar yılı sıkı fıkı arkadaşlık... Sonra birdenbire; bozuştuk, küsüştük hikâyeleri… Yoo; ucuz değil bu işler öyle! Dün niye öyle; bugün niye böyle? O zaman çıkaralım sözlüklerden vefayı, dostluğu, sırrı... Bir hikâyemiz olmalı; adresi, rengi, sözlüğü belli… Eğer bu bir tiyatro ise; çok pahalı bir seyir… Kâinatın sahibinin bir adı da: Hak. Gün gelir, devran döner. Amma burada amma orada hak yerini bulur.

Okunma Sayısı: 195
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı