"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mümtaz’er Hocaya cevap ve tavzih

Ahmet BATTAL
23 Ekim 2024, Çarşamba
Gazi Üniversitesinden eski mesai arkadaşımız ve Yeni Asya’nın birçok programında da beraber olduğumuz siyaset bilimi profesörü Mümtaz’er Türköne Hoca’yı ve 15 Temmuz sonrasında yaşadıklarını okuyucularımız bilirler.

Kendisi “dışarıdan” bir Zaman yazarı olmasına rağmen benzer durumda olan başka bazı yazarlar gibi yapmayıp cezaevinde dik durduğu için dört yıldan fazla süreyle içeride kalmıştı.

Türköne, geçen günlerde, 2015’ten bu yana “Çünkü Özgür” sloganı ile yayın yapan Medyascope TV’de kıdemli gazeteci Ruşen Çakır’ın sorularına cevap verdi ve cezaevinde yazdığı yarı günlük kitabı “Silivri Postası”nı tanıttı.

Konuşmanın bir yerinde Türköne şunları söylemişti:

“İçeride bir eski kaymakama şeyi sormuştum: ‘İçişleri Bakanlığından gelen emirle cemaatten gelen emir birbiriyle çelişirse ne yaparsın’ diye. Dedi ki ‘cemaatten gelen emri yerine getiririm’.”.

Çakır’ın, “örgütlenmenin geleceğini nasıl görüyorsun, … devlete dindar kadro yetiştirme ve yerleştirme stratejisinin tekrar yaşanabilme ihtimali var mı?” sorusuna Hocanın şaşırtıcı cevabı şu oldu:

“Bu hareket, Nurculuğun, Risale-i Nur hareketinin devamı. Bu da bir sosyal İslam formu oluşturdu Türkiye’de. Milli Görüş geleneğiyle ortaya çıkan o siyasal İslam’ın dışında bir sosyal İslam formu oluşturdu. Siyasete mesafeli duruyor. Sağ iktidarları destekliyor falan filan. Yani o Said Nursi’den gelen gelenek öyle bir gelenek. Bu tam olarak Mısır’daki İhvan-ı Müslimîn ile ve Pakistan’daki Cemaat-i İslamî ile benzer geleneklere sahip. … O yüzden ‘cemaat devam eder mi’ sorusunu bu ‘Risale-i Nur geleneği ile onun oluşturduğu alışkanlıklar, kültür devam eder mi’ diye sorunca, ben devam edeceği kanaatindeyim, hem de çok güçlü bir şekilde.”

Ağzımız açık kaldı. Zira Türköne Hoca çıktıktan sonra Üsküdar’da yaptığımız vefa ziyaretindeki uzun sohbetimizde Nurculuk ve Gülen Hareketi arasındaki farklar hususunda bazı kısa bilgileri ve özet kanaatlerimizi kendisiyle paylaşmıştık. Yukarıdaki cümlelerinden bunların tam anlaşılamadığını görünce üzüldük. Yazmak gerekti:

Erbakan’a atfedilen Siyasal İslamcılık ile Fethullah Gülen’in başlattığı söylenen Bürokratik İslamcılık, kökünde, Büyük Doğu’culuk ya da Necip Fazıl ekolü olarak birleşir. Üçü de devleti önceler ve önemser. Ya parti kurarak devleti ele geçirmeye, ya da siyasetin dışında kalıp kadrolaşarak yine devleti elde etmeye ve dine hizmet ettirmeye çalışır.

Bu iki tarz da Risale-i Nur’un samimiyete ve ihlasa dayalı sivil hizmet yaklaşımına zıttır. Said Nursi’nin nur-topuz ayrımı meydanda. AKP öncesindeki elli yıllık Nurculuk uygulamasında da aksine bir gelenek oluşmuş değildir.

Örnek bir yazımızın linki: https://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/siyasetciler-savcilar-nurcular_597492

AKP’nin devlet imkanlarını ve kadrolarını liyakat esasıyla değil de ulufe dağıtır gibi dağıttığı açık. Bu dağıtımdan iktidar taraftarı bütün grupların ve bu arada bazı küçük Nurcu grupların faydalanmış olması yukarıdaki gerçeği değiştirmez.

Aslında bunu en iyi bilenlerden biri merhum Mehmet Kutlular Ağabey’le etkili röportajlar yapmış olan Çakır’ın kendisidir.

Zaten, Çakır’ın, cemaat adına kopya çektirenler ve amirinin emrini dinlemeyecek olan kaymakam örnekleri ile sivil kanat - sivil olmayan kanat ayrımı üzerinden “entrikacı yapı devam eder mi” sorusuna Türköne’nin dolaylı cevabı da bir gizli kabul içeriyor:

“Entrikacı yapı diğer tarikatlerle ve cemaatlerle zaten devam ediyor. … Fırsatını buldukça bu mutlaka nüfuz edeceği bir alan bulur. Yani durduramazsınız bunu.”

Ama hemen ardından Türköne’nin “ama şeyi düzelteyim: Risale-i Nur geleneği de böyle bir gelenektir. Yani adam yetiştirip, elit yetiştirip devlet kademelerinde…” diyerek büyük hatayı tekrar etmesi şaşırtıcı oldu.

Nitekim Çakır da “ama Said Nursi’nin yetiştirdiği insanlar devlet kademelerine bir takım normal prosedürlerle giriyor. Yoksa … hak etmediği bir şekilde…” diyerek araya girdi.

Demek, anlamak ve doğru anlamak önemli.

Biz esaslı hataları düzelterek tarihe not düşüyoruz. Topuzculuk Nurculuğa zıttır, her çeşidiyle!

Okunma Sayısı: 3925
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Deniz Mehmet

    26.10.2024 16:05:31

    Yıllarca üstad Bediüzzaman'ın ve Risale-i Nur külliyatınin önüne içerden ve dışarıdan aldiği her türlü destekle perde ve engel olan bu malum grubun alan daraltmasi ve zihinleri ihlastan uzak şatafatla sadece kendisiyle meşgul etmesinin bir neticesi olarak başta yeni asya cemaati ve gazetesi olarak üstadın meslek ve meşrebini hakkiyla takip edenlerin toplumun ekseriyetine ulaşmasina engel olunduğu gibi nurculuğun sanki onların yaptiği tarz olduğu kanısı toplumda maalesef inanç halini aldı.

  • Ahmet Cemil Çökren

    23.10.2024 21:12:33

    Şu cemaat ve şu iktidar sayesinde "İmam" "himmet" "cemaat" "ağabey" "abla" daha bir sürü dini terimler tahrif oldu. Risale-i Nur ve talebeleri müspet, açıktan hareket ederler. Daha 100mt den anlaşılır. Renkleri hep bellidir. Devlete talip olmaz. Sadece Bediüzzaman Hazretlerinin (Asrın İmamının) fikirlerini siyasetçilere anlatır. Cemaatinden dünyevi emir almaz.

  • Avni Aladağ

    23.10.2024 20:14:55

    Bu grubun ben de devam etmeyeceğini düşünüyorum.belki cemaatten ziyade küçük,marjinal bir şirket vari bir grup olarak devam edebilir.Gülen'e gelince..halife olacaktı..insanlara bir ibret vesikası;hileyle,popilizmle,propagandaya,hak yiyerek,zulmederek,istihbarat servisleriyle,küresel hegomanyanın yardımıyla yol alınmaz,alınsa da ancak bu kadar olur.insanların hepsi ittifak etse,Allah'ın takdirinin önü kesilemez.umarım cemaat ve tarikatlar bir ders alır,işledikleri benzer hatalardan vazgeçerler.aksi takdirde aynı akıbetle daha ağırıyla çok yakında karşılaşacaklar...

  • Necati

    23.10.2024 20:06:10

    İnsanların fikirleri, zihinleri alt üst olmuş. O kadar ifsat edici, karıştırıcı fikirler var ki, doğru ile yanlış arasında sanki mesafe kalmamış. Bu asrın fitnesi, menfaat üzere dönen siyaset ile birleşince içinden çıkılmaz hal almış. Risale-i Nur talebeleri ancak istişare, ihlas, uhuvvet gibi ulvi düsturları doğru uygulayarak istikametini muhafaza edebilirler. Zaten neredeyse hiç kimse bu karışık ortamda yolunu bulabilmiş değil. Allah tüm insanlığa ve ehl-i imana yardım etsin. Amin.

  • S. Aslan

    23.10.2024 13:54:29

    Gülen hareketi ve siyasî İslam'la Risale-i Nur'un hizmet anlayışı arasında dağlar kadar fark var. Maalesef bazıları bunu anlamıyor veya anlamak istemiyorlar.

  • Müjdat Bayar

    23.10.2024 12:44:42

    Bu hususta sizin fikrinize iştirak ediyorum.

  • Yahya Yıldız

    23.10.2024 10:11:17

    Tebrikler Ahmet Hocam… Türköne Hoca değindiği “ Mısır’daki İhvan-ı Müslimîn” in Tarihçedeki Nur talebeleri ile kıyaslarını okumuş veya hatırlamış olsaydı herhalde bu Pot’u kırmazdı…

  • İ.UÇAR

    23.10.2024 00:58:42

    Teşekkür ederim.

  • Said Emre Dağ

    23.10.2024 00:11:14

    Gülen öyle haltlar etti ki hocam düzeltemiyoruz anlatmakla.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı