"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu yaka temiz, karşı yaka kirli

Ahmet BATTAL
14 Kasım 2024, Perşembe
AKMHP koalisyonunun cumhurbaşkanı ve AKMHP cumhurunun başkanı Erdoğan, Anayasa’da yeri olmayan “kabine toplantısı”nı uzun bir aradan sonra 10 Kasım 2024’te Çankaya Köşkü’nde yapmış.

Hemen söyleyelim: Bu toplantılardan ve haberlerden maksat göz boyamak ve “tek adam” tenkidlerini savuşturmak.

Yoksa ortada bir şûra olmadığı gibi bir “bakanlar kurulu” da yok ve bunu herkes biliyor.

Muhalefetin ve bilhassa CHP’nin “Çankaya Köşkü” merakının arkasında da oranın 1923-1946 arası “tek adam rejimi”ne ev sahipliği yapması var. Dolayısıyla muhalefetin Çankaya ısrarı ve nostalji merkezli muhalefeti en az Erdoğan’ın kabine toplantısı kadar anlamsız.

Allah onlara da basiret versin.

Anadolu Ajansı’nın verdiği habere göre Erdoğan toplantı sonrası konuşmasına “86. vefat yılında Millî Mücadele’nin Başkomutanı, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmetle yad ederek” başlamış ve yargı darbesiyle görevden alınan CHP’li başkan Ahmet Özer hakkında da şunları söylemiş:

“Esenyurt Belediye Başkanı’nın kâğıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. … Kürsüden savcıları, kaymakamları, valilileri pervasızca tehdit edenlerin bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunun adı korkaklıktır, ikiyüzlülüktür.”

Bu iki cümlenin birbiriyle çelişkili olduğunu anlamak için ne gerekir?

Birinci cümleye göre ortada bir “hakikat” var. Yani Ahmet Özer suçlu. Zira hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı var!

Oysa hakikat bu değil. Ortada bir yargı kararı yok.

Ama artık yargının –bu koalisyon devam ettiği sürece- gidişata göre, Ahmet Özer davası hakkında ne yönde karar vereceğini kestirmek zor değil.

Dikkat ediniz, “delillere göre” demiyoruz, buna ihtiyaç da duymuyoruz. “Gidişata göre” diyoruz. Zira yargı artık bağımsız değil. Aksine, 15 Temmuz 2016’dan itibaren yürütmeye ve saraya göbekten bağlı bir yargı var.

Saray bir konuda kararını verdikten sonra yargı mensuplarına düşen de herhalde bellidir: Kararı şeklen tamamlamak ve kesinleştirmek.

Bu durumda, ileride bir gün Ahmet Özer mahkûm edilecek olursa, bu kararın delillere göre ve âdil bir şekilde verildiğini söylemeye kalkacak olan hiç kimse doğruyu söylemiş olamaz.

Yani bu sakatlık öyle bir sakatlık ki sonradan telâfisi mümkün değil.

Bu durumda konuşmadaki ikinci cümle yani muhalefetin terörün aleyhine konuşmaktan korktuğu yolundaki beyan açıkça gerçeğe aykırı.

Muhalefet ve bilhassa CHP “PKK’dan korkuyor” demek anlamlı değil. Yargıdan ve dolayısıyla iktidardan korkanlar var, ama onlar CHP’liler ya da DEM’liler değil.

Özetle, yargı bağımsızlığı güme gittikten sonra kimin kimden korktuğunun bir önemi de kalmamış oluyor.

Zira iktidardakiler gücü kötüye kullanarak bir tasnif yapıyor:

“Bizim tarafımızdaki herkes bizim tarafımızda kaldığı sürece temiz, hiçbir istisnası bile yok. Buna karşılık karşı taraftakiler potansiyel terörist ve biz damgayı vurduğumuz anda artık kesin terörist!”

Başkalarını bilemeyiz, ama son yirmi iki senede Yeni Asya’yı okumaktan ve desteklemekten şu ya da bu sebeple vazgeçmiş olan eski Yeni Asya okuyucularının bu tablodan memnun olmadığını adımız gibi biliyoruz.

Değişim bazıları için şart. Gerekmediği hâlde değişmiş olanlar için bilhassa…

Okunma Sayısı: 930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    14.11.2024 11:13:47

    Evet sayın hocam,maalesef bu rejimle yapılmak istenen budur. Yani önce damgayı vuruyorlar yargı arkasından gidip vurulan damga lehinde işlem yapmaktadırlar. Sonrada dönüp Türkiye hukuk devletidir demektedir.Buna kim inanır ve kimler gelip Türkiyede yatırım yapmak ister. Ancak akıllarını Reislerinin cebine koyup o ne derse doğrudur diyenler inanır.

  • Hüseyin İlhan

    14.11.2024 06:44:32

    AKP lideri ve C.BAŞKANI olan biri bakın vatandaşın malının gasbından dolayı ANKARA'ya kadar giderek şikayette bulunduğu zaman ne cevap veriyor. Bursa ilimizin ,Karacabey İlçesi,Hürriyet Mah(KÖY)den gelenlere AKP li belediyenin yapmış olduğu hak gasbı şikayetinde(O belediye kime ait )diyerek partizanca,tarafgir ve suçlunun kimden olduğuna bakarak tavır alması ne acı ki cahiliyet dönemi insanından farkı olmayan bir ifadedir.

  • Hüseyin İlhan

    14.11.2024 06:41:26

    AKPMHP İktidarının başı ne PKK ne de İsrail terörist devletinin işlediği suçlarda asla ama asla dürüst ve doğru konuşmuyor ve davranmıyor.Eğer: 1-PKK konusunda doğru ve dürüst olsa ,sayesinde çözüm sürecinde pkk katillerine cinayet işlerken operasyon yapalım diyen kolluk kuvvetlerinin 290 civarındaki talebini ret etmez,1100'den fazla masumun canını yitmesine ortak olmazdı. 2-İsrail konusunda da dürüst-doğru değil.Öyle olsa Suriye'nin sınırımıza yakın bölgesinde İsrail-ABD asker ve ajanalrınca 120000 tır silah verdiği,150000 cani,katil ve haşhaşiyi eğittini bildiği halde YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ nüret,İsrail'e jet yakıtı,istihbari bilgi,bomba mühimmatı,petrol sevk ve satışı yaparmıydı. İktidar partileri ve liderleri canilerin cinayetlerine ortak olduklarını söylemek asla yanlış ve bühtan değildir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı