Rumeysa Hanım: “Dünyanın dümdüz yayılıp serildiğini söyleyen âyet bilimsel gerçeklere uyuyor mu?”
Kur’ân ilmî bir mu’cizedir
Bediüzzaman’ın ifadesiyle “zaman ihtiyarlandıkça gençleşen”1 ve bozulmamış tek İlâhî kitap olan Kur’ân’ın binden fazla âyetinde, 1400 sene sonra bu gün yeni keşfedilmiş bir çok ilmî gerçeğin şifresini bulmak mümkündür.
Bahsettiğiniz dünyanın dümdüz yayılıp döşendiği2 ile ilgili âyetlerden siz dünyanın yuvarlak olmadığı ile ilgili sonuçlar çıkarıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu âyetler dünyanın bu gün bilinen yuvarlak şekliyle hayat için yayılıp döşendiğini ifade ederler.
Nitekim aynı âyetlerden Naziat Sûresi 30. Âyet, “Yeryüzünü yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.” Manasını “dehâhâ” kelimesi ile veriyor ki, tam bir ilmî mu’cizedir. Bu âyet indiğinde Avrupalılar dünyanın dümdüz bir tepsi biçiminde olduğuna inanıyordu.
Keza Kur’ân güneşin de sistemiyle birlikte döndüğünü3, dünyanın, güneşin ve ayın bir yörüngede yüzdüğünü4 bildirdiği asırda, insanlık dünyanın dönmediğini sanıyordu.
Kur’ân bir ilim deryasıdır
Ateist felsefe elli-altmış yıl öncesine kadar bütün tezlerini kâinatın ezelî olduğu varsayımına dayandırıyordu. Kâinat ezelî olunca güya bir yaratıcıya ihtiyaç kalmayacaktı. Oysa şimdi yeni anlaşıldı ki, kâinat ezelî değildir, bir başlangıcı vardır. Başlangıçta her şey bir kozmik çorba halinde, bir çekirdek-i aslî içindedir ve Big Bang denilen bir büyük patlama ile yaratılış ağacı var edilmeye başlanmıştır.
Ateist felsefe böylece asrımızda en önemli tezini savunamaz hale düşmüş ve aslında çökmüştür.
İnsanlığın henüz asrımızda keşfettiği kâinatın bitişik bir çekirdekten yaratıldığı meselesini Kur’ân 1400 yıl önce Enbiya Sûresinin 30. Âyetinde bildirmişti.
Keza gezegenlerin ve yıldızların boşlukta nasıl döndüklerini fizik ilmi asrımızda “çekim kanunu” ile izah etmiştir. Oysa çekim kanunu 1400 yıl önce Kur’ân’ın âyetlerine “biğayri amedin” (direksiz olarak) ifadesiyle girmiştir.5
Keza insanoğlu bundan yüz yıl öncesine kadar ayın nurdan ibaret olduğunu sanıyordu. Oysa Kur’ân 1400 yıl önce ayın ışığı olmadığını, sadece ışığı yansıtıcı bir özelliği bulunduğunu bildiriyordu.6
Kur’ân, 1400 yıl önden gidiyor
Astronomide ve fizikte asrımız ilimlerinden 1400 yıl önden giden Kur’ân, Biyoloji, Ekoloji, Jeoloji, Coğrafya, Zooloji, Embriyoloji, Kimya, Matematik gibi nice ilimlerde de asrımızdan 1400 yıl önden gidiyor.
Meselâ Biyoloji yeryüzü ile bulutlar arasındaki su döngüsünü asrımızda keşfetmiştir. Mü’minun Sûresinin 18. Âyeti, Nur Sûresinin 43. Âyeti, Zümer Sûresinin 21. Âyeti gibi nice âyetler su döngüsünü 1400 yıl öncesinden bildiriyor.
Biyoloji bitkilerin erkekli dişili çiftler halinde bulunduğunu asrımızda keşfetmiştir. Oysa Kur’ân 1400 sene öncesinden bitkilerin erkekli dişili yaratıldığını7 ve dişilerin erkek bitkilerin spermleri ile aşılandığını ve bunun için rüzgârların aşılayıcı8 olduğunu bildiriyor.
Coğrafya’nın yeni keşiflerinden olan dağların yeryüzünü iç hareketlerin sarsıntısından koruyucu fonksiyonunu, Kur’ân 1400 yıl önceden bildiriyor.9
Örümcek, karınca, arı, sinek gibi nice hayvanlar ilim boyutunda Zooloji’nin gündemine asrımızda girerken, Kur’ân 1400 yıl öncesinden bu hayvanlarla ilgili zoolojik bilgiler aktarıyor.10
İnsanın zigot denilen aşılanmış bir yumurta hücresinden yaratıldığı Embriyoloji ve Tıp ilimlerinin yeni keşiflerindendir. Oysa Kur’ân bu konuda da 1400 sene önden gidiyor, Embriyoloji’nin zigot dediği aşılanmış hücreyi “alak” tabiriyle insanlığın gündemine taşıyor ve bir ilmî anahtar olan “alak” tabiri sûreye de ad oluyor.11
Örnekler çoktur. Ancak sayfamız sınırlıdır.
Piyasada silik sözler çok geziyor. Sizden ricamız, silik sözlere değer vermeyiniz ve Kur’ân’ı silik sözlere feda etmeyiniz.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2004, s.1195. 2- Meselâ bakınız: Şems Sûresi: 6; Ra’d Sûresi: 3; Naziat Sûresi: 30; Kaf Sûresi: 7; Zariyet Sûresi: 48. 3- Yasin Sûresi: 38. 4- Enbiya Sûresi: 33. 5- Ra’d Sûresi: 2; Lokman Sûresi: 10; Hac Sûresi: 65. 6- Furkan Sûresi: 61. 7- Taha Sûresi: 53. 8- Hicr Sûresi: 22. 9- Nebe Sûresi: 7. 10- Bakınız: Ankebut Sûresi: 41; Neml Sûresi: 18; Nahl Sûresi: 68, 69; Bakara Sûresi: 26. 11- Alak Sûresi: 2; keza bakınız: Mü’minun Sûresi: 13, 14.
Konuyla ilgili haber ve makaleler:
DNA kitabımız en çok Kur'ân'a benziyor
DNA kitabımız, Kur'an-ı Kerim'den başka bu dünyada hiçbir kitaba benzemiyor!
Ömrümün üçte biri laboratuvarda genetik çalışmalarla geçti; bu süreçte bilimsel keşifler teknolojiyle birlikte hızla arttı...
2000 yılının başında 3 milyar harflik insan DNA diziliminin okunması tamamlandığında 'Genom'umuzun aslında bir kitap gibi hücrelerimizin içerisine dürüldüğünü tasavvur ediyorduk...
Zaman geçtikçe bu düşüncemizde yanıldığımızı görmeye başladık. Zira DNA Kitabımız, yapısı, işlevi ve tefsiri bakımından dünyadaki hiçbir "insan yazması" kitaba benzemiyor. Başka bir deyişle hiçbir insan, DNA Kitabımız gibi bir dizilimi bir araya getiremeyecek, buna bir genetik bilimci olarak iman ediyorum! (Bunun izahı çok uzun...)
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/dna-kitabimiz-en-cok-kur-an-a-benziyor_411049
Kur'an'ın hakikatleri tecelli ediyor: ''Ey ateş, İbrahim için serin ve selametli ol''
Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde işçi olarak çalıştığı fabrikada üstüne dökülen kimyasal madde nedeniyle ölen mühendisi gören Mevlüt Saraç, yurt dışından ithal edilen iş elbiselerini inceleyip geliştirerek yanmayan ve kimyasal maddelerden etkilenmeyen kumaş üretti.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/yurt-haber/kur-an-in-hakikatleri-tecelli-ediyor-ey-ates-ibrahim-icin-serin-ve-selametli-ol_390300
Dünyaca ünlü bilim insanı Prof. Dr. Sezgin: Benim hayatımın sırrı budur
Dünyanın önde gelen bilim tarihçilerinden Prof. Dr. Sezgin'e çok sayıda önemli ödül ve nişan ile taltif edildi. Dünyanın yazma eserlere sahip bütün kütüphanelerinde 400 bin ciltten fazla eseri inceleyen Fuat Sezgin, 29 dil biliyor.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/dunyaca-unlu-bilim-insani-prof-dr-sezgin-benim-hayatimin-sirri-budur_413072
Bilimlerin temeli İslamî bilimlerdir
Dünyaca ünlü araştırmacımız Prof. Dr. Fuat Sezgin, üniversite yıllarında hocası olan Alman oryantalist Hellmut Ritter’in, “Bilimlerin temeli İslâm bilimlerine dayanır” sözüyle şu anda içinde bulunduğu alana yöneldiğini anlattı.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bilimlerin-temeli-islami-bilimlerdir_149987