Dehşetin tarifi nasıl yapılır ki… Yıllarca ve aylarca çocuk bekleyen annelerin ellerinden hunharca kaçırılan bebeklerinin, doktor kıyafeti içindeki canilerce öldürülüşünün tasviri mümkün mü?
Hayatın merkezine; materyali, menfaati ve maddeyi koymuş, bunlara tapan, yirmi beş sene mektebe gitmiş diplomalı katillerden bahsediyoruz.
Ve insanın hayatı karşılığında para kazanan hastaneleri konuşuyoruz. Hem vicdansız, hem ahlâksız, hem de canavarlara dönüşmüş işletmecilerden söz ediyoruz.
Bu cinayetlerin, bir yalandan ibaret olan “serbest piyasa ekonomisi” safsatasıyla olan alâkasını, inşaallah bir başka yazımızda ele alalım. Küreselcilere teslim olmuş ve sağlık sistemini bu global çeteye (DSÖ) teslim etmiş hükümetin yanlış, eksik ve ihanete varan fiilleriyle ilgili konuşmayı da şimdilik erteleyelim. Ancak; “Allah” denildiğinde, “din” denildiğinde, “vicdan” denildiğinde, “ahlâk” denildiğinde ve “insaniyet” denildiğinde başları tavana çarpan Kemalistlerin bu cinayetle olan iç içeliğini birlikte mütalâa edelim.
İlhamlarını gökten inen vahiylerden değil, yerdeki bilimlerden alan Kemalistleri konuşacağız. 12 Eylül İhtilâli’ni global Marksistlerle birlikte yapıp, ülkemizin başına ANAP’ı, AKP’yi ve diğer yerli Neoliberalleri musallat ettikten sonra; medyalarında Özal ve Erdoğan aleyhtarlığı yapan münafık Kemalistleri kastediyoruz. Kırk seneden beridir çürümesine yardımcı oldukları ülkenin hâlini millete şikâyet eder görünen çok yüzlü yüzsüzlerden…
Ve global sosyal Marksistlerle birlikte hazırladıkları programlarla, hipnoza muvaffak oldukları millete, Atatürkçülüğü kurtuluş gösterme pişkinliğindeki Marksist Kemalistlerin altında saklandıkları o siyah ve iğrenç örtüyü kaldırmadan Türk milletine ne rahatın, ne demokrasinin, ne sosyal refahın ne de barışın mümkün olamayacağını, yeni doğan bebekleri vahşice öldüren çete hadisesi milletimize göstermiş oldu.
Atatürk ilkelerinin ve Kemalist eğitimin, toplumumuzu getirdiği yer burası… Kur’ân’ı ve Peygamber’i (asm) mekteplerden ve ders müfredatlarından dışlayarak yetiştirdiğimiz başarılı çocuklarımızın hikâyelerinden bir kesit. Tıpkı 1968 kuşağının adam öldüren ve banka soyan Marksist çocukları gibi… Bebek katilleri Marksist doktorlar, dünün zakkum gibi meyvelerini aratmadılar… Allah’ın insanı yaratmadığını zanneden ve her şeyi tabiattan ve tesadüften bilen insanda, yaratılanlara sevgi ve insana merhamet/şefkat olur mu hiç… Yaratan’dan ötürü yaratılanı sevme düşüncesinden mahrumca yetişmiş hemşireler, ebeler, işletmeciler ve patronlar… İnsanlığın bittiği noktada birleşen vicdansızlar koalisyonu…
Okuyucularımız, başlığımızdan hareketle Kemalizm’e tarafgirane dokunduğumuzu zannetmesinler. Hadiseleri tarihî süreçler, irtibat zincirleri ve sebeplerin silsileleri ile bütünlük içinde tahlil ettiğimizde yolumuz; önce Atatürkçülük namıyla, kahraman ordumuzu alet edilerek yapılan 12 Eylül İhtilâli’ne çıkıyor. Sonra özelleştirme adı altında, milletin temel ihtiyaçlarını kapitalistlere peşkeş çeken sosyal politikaların sahiplerini düşünüyoruz. Sağlık ve eğitim gibi insanımız için olmazsa olmaz iki ihtiyacı, para karşılığında satılığa çıkaran ANAP ve AKP gibi müteahhit yapıyı sorgulamadan edemiyoruz. Mesele demokratik sistemlerdeki millet murakabesinden çıkınca, işte bu kırk senelik dönemde dinsizce yetiştirilmiş doktorlar ve hemşirelerden bu noktaya ulaşmış oluyoruz.
Yeni doğan bebekleri imha edecek kadar hayata düşman bir hekimi hayal etmek elbette imkânsız görünüyor. Gel gör ki, Kemalizm inançlarıyla büyümüş ve semavî dinlerle problemleri olan gençler için bu işin ortası yoktur. Ya inanmak ya da Allah’a iman ile mücadele etmek… Bu da anarşizme/terörizme düşürüyor, gençleri… Çeyrek asır boyunca mektebe/üniversiteye gitmiş olsa bile, Allah’a inanmadığından yaratılışa da inanmıyor ve yaratılanlara da kıymet vermiyor. Ruhundaki kargaşayı bu şekilde dışa vuruyor, Kemalist/Marksist gençlik…
12 Eylül ile bütün hükümetlerin beslemesi hâline gelmiş Atatürkçülüğün, hâlâ kurtuluş yolu olarak millete propaganda edilmesi; en az bu bebek cinayetleri kadar dehşetli bir hâl olmalı. Allah’a inanmayı reddeden, Peygamber’e (asm) -haşa- çöl bedevîsi diyen, İslamiyet’in insaniyete bakan bütün güzelliklerini milletten saklayan ve sosyal Marksizm’i Atatürkçülük perdesi altında; AKP’den bıkmış kitlelere pazarlayan Atatürkçülerin, Siyasal İslâmcılarımızın işverenleri olduğunu milletimize anlatana kadar, geleceğimiz olan bebeklerimizin katillerinin mahiyetlerini anlatmaya gayret edeceğiz, inşaallah…