"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

BRICS ile zihinleri müşevveş etmememiz lazım...

Şükrü BULUT
01 Kasım 2024, Cuma
Bir önceki yazımızla, bu meseleyi izah ettiğimizi zannetmiştik.

Mesajla, telefonla ve yorumla bize ulaşanlar, makalemizden sonra Tataristan’ın başkenti Kazan’da toplanan BRICS’in kurucu liderleriyle beraber bu birliğe müracaat eden liderlerin toplantıları vesilesiyle medyada yazılıp çizilenler ve bu esnada Ankara’da vuku bulan terör hadisesi, zihinlere tekrar bir bulantı vermiş görünüyor.

Evvela, daha önceki tespitimizi tekrarlayalım. Bu birliğin, Türkiye’nin önceden dahil olduğu NATO ve gövdesini sokmaya çalıştığı AB’nin alternatifi olmadığını, buradan beyanat veren cumhurbaşkanı da teyit etti. Onun ifadesiyle: “BRICS mevcut angajmanlarımızın alternatifi olamaz.” Türkiye’nin Troçkist çizgisindeki solun çıkardığı velvelenin ve uydurduğu hikâyelerin hakikatle irtibatlı olmadığını böylece tekrar yetkililerden duymuş olduk.

Cumhurbaşkanımızın BRICS üyelerince şeref konuğu gibi ağırlanmasını, önemli meşveretlere dahil edilmesini ve BRICS’in liderleriyle dünyaya samimî pozlar vermesini doğru anlayabilmek için, dünyamızdaki mevcut dengeleri tanımamız, BRİCS üyelerini bir araya toplayan endişelerin mahiyetini öğrenmemiz ve BRICS’in;Hür Batı ile değil, ABD ve AB hükümetlerine dolaylı olarak –geçici de olsa– hâkim oluşunu takip etmemiz gerekiyor. Bu “hâkimiyet”ten kastımız, semavî dinlere düşman global tahripçi gücün; söz konusu ülkelerin silah sanayiine, medyalarına ve millî meclislerine musallat olmasıyla ortaya çıkan küresel çatışmayı, bitirmek isteyen ülkelerin geçici birlikteliğinden ibarettir.

Tepeden tırnağa NATO içinde yer alan bir ülkenin, 15 Temmuz’a kadar AB’nin çoğu istişarî heyetinde vazife alan ve tam üyelik için dönüşü olmayan bir Türkiye’nin, BRICS’in mevcut üyeleri gibi oradaki yapılanmaya tâbi tutulacağını beklemek, Türkiye’nin dış siyasetinden habersiz olmak manasına da gelir.

Bazı çevrelerin, üyeliğimize Hindistan’ı mâni göstermeleri de bir vehim. Elbette Pakistan ile kardeşiz. Çin ile birbirini yiyen Hindistan BRICS’e üye olurken bir tedirginlik duymuyor da bizim üyeliğimizle mi rahatsız olacak? Biz NATO üyesiyiz. Mevcut ABD’nin (Neocon-Neoliberal ittifakının) politikalarını kabul etmezsek de, temelde aynı savunma paktı içindeyiz. AB ile olan münasebetlerimiz ise daha ileride ve AB’nin bilmecburiye bizimle arkadaşlık yapacağı seviyede…

Denilebilir ki; bütün bu farklı paktlar, iş birlikleri ve ortaklıklara rağmen, isteselerdi bizi masanın bir tarafına oturtabilirlerdi. Burada okuyucularımızın dikkatlerini ve geçmişi hatırlayan hafızalarını istirham edeceğiz. BRICS üyeleri Türkiye’ye değil, BOP eş başkanına ve AKP hükümetine güvenmiyorlar. Zira ülkemizin tutumunu hem Kuzey Irak meselesinde, hem Körfez Savaşları’nda, hem Arap Baharı’nda, hem Libya’nın parçalanmasında, hem Suriye savaşında, hem Ukrayna savaşında hem de Filistin-İsrail davaşındaki ikircikli davranışlarımızda çok net bir şekilde gördüler. ABD’nin veya Neoconların zaman zaman ele geçirdikleri (Rasmussen zamanında Sarkozy, Libya’yı NATO ile çökertti) NATO’nun zararına hiçbir şey yapamayacağımızı başta Putin olmak üzere BRICS bütün üyeleri biliyorlar. İçinde bulunduğu şartlar, 12 Eylül ile birlikte sosyal Marksistlerin boynumuza geçirdikleri zillet kemendi ve bütün şiddetiyle devam eden Üçüncü Dünya Savaşı’nın çatışmalarından dolayı, BRICS ülkeleri bizi asil üye sıfatıyla aralarına alamazlar.

Bu meseleyi tekraren bütünlük içinde anlayabilmek için linkteki1 makalemizi okumanızda fayda mülâhaza ediyoruz. 

Dünya halklarının karşılıklı iki kampa bölündüğünü; herkesin bu iki kamptan birine bir şekilde kalben taraftar olduğu dehşetli bir zamanı yaşıyoruz. Dünyanın ekserisini hegemonyasına almış saldırgan ve tahripkâr materyalist/Marksist düşüncenin şerrinden kaçan bazı devletler; millî politikalar, millî paralar ve millî ekonomiler için aralarında ittifaka gidiyorlar. ABD’nin ve AB’nin; Neocon-Neoliberallerin tasallutundan kurtuluşlarına kadar da, bu hâl devam edeceğe benziyor.

BRICS iş birliğini, bir savunma paktından ziyade, küresel sömürüden kaçanların sığınağı olarak telâkki etmek daha güzel olacaktır. Bu arada, yine ulusalcı geçinen bir kısım Troçkicilerin bahsettiği Avrasya, NATO karşıtı askerî ittifak veya Şangay İttifakı gibi şeylerin, demokrasi peşindeki millî devletleri aldatma amacından başka bir şey olmadığını tekrar hatırlatalım. “Medeniyet, mevcut ABD’yi ve AB’yi bırakıp da; temel insanî hakların gelişmediği BRICS ülkelerinde mi yükselecek?” diyenlere şu hususu hatırlatıyoruz: Avrupa Birliği olmadan ne İslâm Birliği gerçekleşir ve ne de Asya ülkeleri istedikleri demokratik seviyeye çıkabilirler… Bizim kanaatimiz budur.              

1-

Okunma Sayısı: 1403
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Yüksel

    1.11.2024 20:22:23

    BRICS Kemalizme daha yakın,hem İsrail'in NATO ya girmesi için bizim NATO dan çıkıp bırıcs aldatmacası veya horozlu şekerine talim etmemiz gerekir petroitlerden kaçıp s400 aldatmacısına kapıldığımız gibi bütün mesele İsrail'in diyenler İsrail'in nato'ya girmesi gerisi hikaye. AK Parti'nin iç görevinden bir tanesi İsrail'in gelişmesi ikincisi Kürdistan'ın kurulması üçüncü de cemaatlerin bitirilmesi ise ona en uygun zemin bırcs olamaz mı

  • Hüseyin T

    1.11.2024 17:29:52

    Son paragraf herşeyi apaçık bir şekilde özetlemektedir.Avrupa birliği olmadan,yani ab değerler sistemi tam olarak inşa edilmeden kalıcı hiçbir netice elde edilemez. Sadece günü kurtarmak için geçici bir takım görüşmeler yapılır,evli evine köylü de köyüne döner.

  • Ahmet

    1.11.2024 12:23:30

    BRİCS konusu işlenirken, NATO ya dadanmış global ihtilalcileri unutmamamız gerekiyor.

  • Mehmet

    1.11.2024 12:09:14

    Semavi dinlere düşman tahripçi global marksist çetenin ABD’ye AB’ne musallat olup kendi çıkarları ekseninde o milli yapıları da elde edip bozmak emelleri ile birlikte dünyanın başına bir bela olmak istemelerine mukabil sair zayıf daha demokrasileri inkişaf etmemiş milli devletlerin kendilerini koruma amaçlı BRICS gibi yapıları bir sığınma gibi görmeleri normal ve lüzumludur.

  • Hakan

    1.11.2024 11:56:08

    Dünyanın hakk ile batıl olarak karşı karşıya geldiği şugünlerde Brics meselesini karıştırmamak gerekiyor.

  • Mustafa Said Kara

    1.11.2024 10:48:02

    Sayın yazarın önerdiği gibi denge ile hareket etmek lazım. Maalesef son zamanlarda nurcuların amerikancı ve batıcı olması taraflı yorumlara sebebiyet veriyor.

  • Demokrat Avrupa

    1.11.2024 10:13:45

    Dünyada ki cereyanların ve oluşumların bütününü görme yeteneğine sahip olanların BRİCS’e hangi sebeplerden dolayı alınmadığımızı bilmekte zorlanmazlar. Diğer taraftan da kendini herkesten akıllı zannederek işine geldiği gibi davranarak siyasi çizgisini belirlemememek isteyenler de hüsrana uğrayacaklardır. Tarafını belirlemeyenler arada kalarak, kimseye güven de veremezler. Herkesle iyi geçineyim diye yola çıkanlar kimseyle samimi münasebetlerde bulunamazlar. Tabiri diğer ile iki cami arasında beynamaz kalmak gibi…

  • irfan

    1.11.2024 09:09:18

    Çok güzel aydınlatıcı bir yazı olmuş Kaleminize sağlık hocam

  • Ahmet

    1.11.2024 08:58:30

    BRİCS olayını küreselcilerden bağımsızca ele alırsanız anlaşılmaz.

  • S.topuz

    1.11.2024 01:56:31

    ..."Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kàdir-i Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 57. 😭🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    1.11.2024 01:54:07

    ..."Hattâ hadîs-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur'an ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslekdaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile dahi, medar-ı ihtilaf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve niza' etmeyerek müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.}" Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 151 😭🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı