"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Amerikan demokrasisinin ayak sesleri AB’nin küreselcilerine yetti…

Şükrü BULUT
15 Kasım 2024, Cuma
Bundan yüz doksan küsur sene önce Amerika’da; sermayeye ve bilhassa ülke idaresini ellerinde tutan bankalara karşı, millî iradeyi arkasına alarak demokrasi zaferini kazanan Andrew Jackson’ı, Batı demokrasisi daima şükranla yadeder.

O günlerin demokrasi mücadelelerini ve gelişmelerini meşhur Fransız yazarın De la Démocratie en Amérique isimli eserinden taakip edenler, Alexis de Tocqueville’nin Avrupa demokrasisine yardımlarını da göreceklerdir.

İki yüz seneye yakın bir zaman önce, yine Kasım ayının birinci haftasında cereyan etmiş, bu meşhur demokrasi savaşı. Çok ilginç bir tevafuktur ki, bu geçen 5 Kasım seçiminde de Demokrat Jackson’ı kendisine örnek alan Donald Trump, meşhur dinsizlik cereyanlarına ve onlara destek olan büyük sermayedarlara rağmen muhteşem bir zafer elde etti. Ve bu zafer, demokrasinin, partilerin isimlerinin tekelinde olmadığını, dünyayı tamamen işgal hâlindeki küresel istibdadın her türlü popülist hareketin içinde çalıştığını gösterdi. Baba Bush ile George William Bush cumhuriyetçi oldukları hâlde, günümüzde Amerikan Demokrat Partisini ele geçirenlerin dünkü cumhuriyetçilere musallat gücün aynısı olduğunu, bu partinin kahramanların-dan ve programlarından anlıyoruz. Savaş, ihtilâl, LGBTIQ, silah sanayii, fıtrata müdahale, vs.

Devletler ve milletler muharebesi son bulduğu gibi, demokrasilerde veya diğer sivil toplum kuruluşlarında da saflar birbirine iyice karıştı. Amerika’da yaşayan halkın demokrasi tecrübesi kadar, bu mücahededeki şahısların korkusuzca mücadeleleri de takip edenlerin gözlerinden kaçmadı…

Mevzumuza gelelim… Uzun süredir; Kissenger yönetimindeki Neocon Marksistlerle, Karl Popper’in “Açık Toplumcu” çizgisini takip eden Sosyal Marksistlerin koordinasyonunu Avrupa’da gerçekleştiren DAVOS’un (WEF) global gayretleriyle, AB yönetimi kısmen Küreselci Marksistlere kaymıştı. Dünyamızın demokrasi ve barış ümidi olan AB’nin Marksistlerce işgali, hakikaten insaniyet ve demokrasi peşindeki kitleleri kısmen ümitsizliğe sevk edecekti. Meselâ bizde milletin AB’ye olan sempatisi, yüzde yetmiş sekizden yüzde yirmi beşe düşmüştü. Bu hazin durumda Avrupa’nın kanını emen Ukrayna Savaşı, Çin sermayesinin istikrarsızlığı ve nihayet Ortadoğu’daki Filistin-İsrail savaşı AB ülkelerini bunaltmıştı. 

Kader AB’nin yardımına ABD’deki demokrasiyi göndermiş oldu.

Belki de demokrasinin fetretten yeniden doğumuna şahit olacağız. 1970’-lerden sonra (Mont Pelerini ekibi olarak bilinen Neoliberaller) demokrasiyi dö-nüştürmeye başladılar. Önce Latin Amerika’da, 1980’den sonra başta Türkiye olmak üzere sessizce Avrupa’ya yöneldiler. Şimdi ise ABD karşısında mağlup olduklarını birlikte görüyoruz. Çok ilginçtir ki, özde komünist demokrasi münâfıklarının savundukları Neoliberalizmi, birçok demokrasi sevdalısı doğru demokrasi ile karıştırdı. Bu zihnî müşeveşiyete bilinçli olarak sebep olanların hedefi, elbette demokrasiyi itibarsızlaştırmaktı. Yani de-mokrasiye tersten hücum edilmişti.

Milliyeti inkâr, tarih-töre düşmanlığı, pazar ekonomisini kutsama, bütün değerleri itibarsızlaştırma, insanlığın zevklerini ve kültürlerini teke indirgeme gibi hususların; hürriyetle değil, istibdatla irtibatlı olduğunu çoğumuz anlayamadık. Dünya kapitalinin çoğunu kontrol ederek ileri teknoloji enstitülerini, ilâç sanayiini, büyük gıda tedarik zincirlerini, medyayı ve bazı ülkelerde yargıyı kuşatan bu cereyanın hipnozunu kırk küsur senedir yaşayan Türkiyemiz de inşaallah bu vesile ile istibdattan kurtulacaktır.

Aslında size bu hafta, AB’nin motoru konumundaki Almanya’da gerçekleşen siyasî depremden bahsetmek istiyordum. ABD-’deki demokrasi hareketinin yirmi dört saat içinde AB küreselcilerini paniğe sevkedeceğini ve bazı hükûmetlerin çökmeye başlayacaklarını kimse beklemiyordu. Onun için başlığımıza; demokrasinin ayak seslerinin müstebit hükümetlere yettiğini de ilâve etmek istemiştik.

Dünyanın küçüldüğü hakikatine, global dünya siyasetinin de iki kulvarda aktığını ilâve etmemiz gerekiyor. Millî kimliklere, dinlere, tarih ve medeniyetlere sahip olanların karşısında, tüm insanî değerleri ve inançları maddîleştiren materyalistlerin küresel siyasetleri… Üçüncü bir taraf şimdilik görünmüyor. Birinci Avrupa’nın veya Hristiyan dünyasının tüm siyasî varlıklarını, tek kişi olan Donald Trump’a ve millî hâkimiyeti uğruna Müslümanlarla ittifak kurmuş Rusya’yı Vladimir Putin’e indirgeyen siyaset telâkkilerinin çocukça olduklarını herkes biliyor. Belki de Küresel Marksistlerin istedikleri şekilde tanımlamaya gidiyorlar, bazıları… Hakikatin bu şekilde olmadığını gelecek yazımızda belirtmeye devam edelim.

Okunma Sayısı: 1347
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nurefşan Bulut

    17.11.2024 08:11:53

    Türkiyemizde, okullara doğru demokrasi ve hürriyet dersleri mutlaka konulmalı. Halkımız demokrasi bilgisinden mahrumca sandığa gidiyor.

  • Mustafa-kemal

    16.11.2024 12:17:17

    Küreselleșme gercekten cok tehlikeli bir hal aldi.bütün korunma duvarlari yikildi.küresel sermaye dünyayi kasip kavuruyor.milli ve dini bütün degerleri yerle bir ediyor.cok iyi bildigimiz Internet ise bir uyuṣturucuya döndü.

  • Süleyman

    15.11.2024 18:31:47

    Çok güzel ve tarihi bir analiz olmuş. Akademisyenlerimizin faydalanabilecekleri kıvamda. Tebrik ediyorum

  • Sema Büyükçelebi

    15.11.2024 18:27:03

    Donald Trump siyasette yeniden dirildi resmen. Demirel’in 12 Eylül’deki durumunu hatırlattı. Dünya demokrasi mücadelesini renklendiren bir seçim oldu. İnşaallah sonuçları hayırlı olur diyorum, kaleminize sağlık sayın Yazar..

  • Salih

    15.11.2024 17:23:42

    Demokrasi meselesini doğru anlayabilmek için ders çalışır gibi okumalar gerekiyor. Ssoyalmedyadaki mesajlar, magazin videolar ve lüzumsuz münakaşaları dinlemekle gününü geçirenlerin demokrasi dersinden sınıf geçmeleri imkânsızdır. Hem Filistin'in, hem Türkiye'mizin ve diğer perişan ülkelerin en büyük eksikliklerinin demokrasiyi öğrenememiş olduklarını çok az insanımız kabul eder. Ülkeye ve millete bu cehalet büyük bedeller ödetiyor.

  • Demokrat Avrupa

    15.11.2024 16:47:33

    Neocon ve neoliberallerin bütün engellemelerine rağmen Trump İsevi ruhanileri arkasına alarak seçimleri kazanmayı başardı. Küresel dinsizlik cereyanı onca finansal desteklemelerine ve bütün imkanlarına rağmen yenilgiye uğradı. İnsanlığın önümüzdeki dönemde nefes alması ümidiyle…

  • İzettin

    15.11.2024 16:00:37

    Taha Akyol, Trump’ı büyük bir tehlike olarak görüyor. Ne dersin?

  • Ahmet Necdet Pehlivan

    15.11.2024 14:44:28

    Dış politakadaki gelişmeleri değerlendirirken, olayların lehimize mi aleyhimize mi seyrettiğini oyun kurucu aktörlerin seyyiatı hasenatına galibiyeti mağlubiyeti noktasında bakmak gerekiyor. Trump hükümetinin geçmişteki uygulamaları küresel ve âlemi islam bazında tarihin kayıtlarına geçti. Bu dönemde ne kadar demokrat ve âdil olduklarını Ukrayna Savaşı, Ortadoğudaki kaoslar, hususan Siyonist, soykırımcı zalim İsrail hülümeti karşısındaki tavır ve yaptırımlarıyla gösterecekler. İyimser olmak güzel ama olaylarıın seyrini görmeden hüküm vermek de bizi yanıltabilir.

  • İzettin

    15.11.2024 14:38:38

    Çok farklı ve değişik bir döneme girdiğimizi hissediyorum. Dünde kullandığımız bir çok tabir ve mananın bundan sonrasını tercüme edemiyeceği düşüncesindeyim. Mutlaka metematiksel mantıkla global siyaseti okumamız gerekiyor. Risaleinurdan bağlantı bulamayan düşüncelerin de çok kıymetli olmadığını söylemek isterim.

  • Murat Aslan

    15.11.2024 14:05:42

    Yazıda her cümlede bir şey anlatılmak isteniyor ve çok yoğun... Bu ise yazının anlaşılmasını zorlaştırıyor... Bazı noktaların açılması ve delillendirilmesi gerek. Amerikan demokrasisinin Avrupa demokrasisinden neden farklı olduğu anlaşılmıyor. Yazıda odak noktanın neocon ve neoliberallerin dünyayı istikrarsızlaştırma çabaları olduğu görülüyor.

  • Aykan

    15.11.2024 12:35:35

    Tebrikler, yine geniş çerçeveden bakıp 12 den vurmuşsunuz. Devamını dileriz.

  • Yahya Yıldız

    15.11.2024 12:15:11

    'Muhakkak ki Allah, bu dini fâcir adamla da teyid ve takviye eder.' hadisi sırrınca” Rabbim, bizim zahirde şer gördüğümüz bazı şahıs ve hadiseleri zaman tünelinde hayra tebdil ettirebilir…Bu onun Kudretinden uzak değildir. Evet Üstad “ Zaman bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz.” "Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler"

  • İ.UÇAR

    15.11.2024 12:08:50

    Bu yazıdan anlaşılan " Amarika'yı yeniden keşfetmek ", "Kaf Dağı" nın arkasındakileri tarif etmek gibi .Putin hikâyesi.Biz bürhana bağlıyız, delil yok.Rissle-Nur'dan aldığım ders bir delile istinaden yazmak ve konuşmaktır.Yazılarınızda böyle bir durum söz konusu değildir.Hayatıma dair, hayata dair hiçbir şey yok! Sizi üzmek istemem." Geçek, çıplak gezmeyi sever "

  • Mehmet

    15.11.2024 11:56:58

    ABD’de eskide cumhuriyetçileri kontrolü altında tutan küresel marksist zihniyete karşı, becayiş ederek cumhuriyetçilerin safında görünen TRUMP’a seçimde yenilmesi dünyada demokrasi rüzgarına kuvvet verecek özellikle de bu dönemde biraz daha kuşatılmış müsbet icraatlarından geri bırakılmış AB’ne nefes aldıracaktır.Bu gelişmeyi ahirzaman şartlarında bir faal-i hayır olarak görmek mümkün.

  • Ahmet

    15.11.2024 11:44:31

    Yazılarınızda çok ilmi veriler kullanıyorsunuz. Gazete yazıları için bu veriler çok gazla sayılmaz mı Belkide bazı okuyucuların hoşuna gidiyordur.

  • Hüseyin T

    15.11.2024 10:08:57

    bir insan ya da topluluk ne kadar mükemmel ahlakla, yüce inançla, kusursuz eğitimle yetiştirilirse yetiştirilsin yarın o ahlakı,inancı,edebi bozmayacakları anlamına gelmez.İnsanlar umumiyetle iyi ve sabit bir öze sahip değiller , iyi olmaları ancak kurallarla, yasalarla, adil bir düzenle mümkündür. Potansiyelinde kötülük barındıran ademoğlunun en iyileri için bile ahlak ve hukuk elzemdir. Kural ve yasalarla sınırlandırılmadığı zaman, canlı varlıklar arasında insandan daha tehlikeli daha korkunç bir canlı yoktur yeryüzünde... Kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokraside idareciler ve halk, kural ve yasalarla kötülük yapmalarını engelleyen, huzuru temin eden, ahlaklı olmayı tesis eden bir mekanizma olarak tarihteki trajik taht kavgalarını bitiren, iktidar olmayı, rekabet proje ve ahlaklı olmayı amaç edinen devletlerde güven istikrar ve refah sağlamıştır ..

  • Hüseyin Yılmaz

    15.11.2024 02:19:32

    Temennimiz o ki "Demokrasi 'yi" ve nimetlerini tan manada anlayabilmek olsun inşallah...

  • Murat Cansız

    15.11.2024 02:06:11

    Her zamanki gibi bulutların üzerinde hayal alemindesin

  • S.topuz

    15.11.2024 00:56:29

    ..."Bil ey ikinci Avrupa! Sen sağ elinle sakîm ve dalaletli bir felsefeyi ve sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dava edersin ki, beşerin saadeti bu ikisi iledir. Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek. Ey küfür ve küfranı dağıtıp neşreden bedbaht ruh! Acaba hem ruhunda, hem vicdanında, hem aklında, hem kalbinde dehşetli musibetlerle musibet-zede olmuş ve azaba düşmüş bir adamın cismiyle, zahirî bir surette aldatıcı bir zînet ve servet içinde bulunmasıyla saadeti mümkün olabilir mi? Ona mes'ud denilebilir mi?"... ..."İşte sen bîçare beşeri böyle baştan çıkardın, yalancı bir cennet içinde cehennemî bir azab çektiriyorsun."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 115 😢🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    15.11.2024 00:49:42

    ..."İki dehşetli harb-i umumînin neticesinde (Bosna Savaşı, Arab Baharları, GAZZE Katliâmlarını ve Tahribatlarını ve Feceâtlerini de ilâve ettiğimizde) beşerde (İnsanlıkta) hasıl olan bir intibah-ı kavî (Güçlü bir uyanma) ve beşerin tam uyanması cihetiyle kat'iyyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da ("A.B.D", "A.B" de) dinsiz kalamaz, geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı (Mutlak ve tam küfür, kesin dinsizlik) kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna' eden Kur'an ile bir musalaha (Barış) veya tâbi'(Uyan, arkasından giden, izleyen) olabilir. O vakit dörtyüz milyon (Şimdi Üç Milyar) ehl-i Kur'ana (İslâm Âlemine) kılınç çekemez." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Emirdağ-2 - 72, 👏👏👏🕊🕊🕊🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😪😭😢😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Harun

    15.11.2024 00:07:32

    Olaylara dinsizlik ve karşıtları olarak baktığımızda haklısınız. Yalnız Trump’ın ortadoğuda savaşı devam eettireceği iddia ediliyor. Allah hayırlısını versin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı